Hangi milliyetçi - ülkücüyle konuşsak mutlaka "iktidar olamadık" cümlesini sarf eder, sorumlu olarak da üst düzey MHP yönetimini gösterip, ağır suçlama ve eleştiriler yaparlar.

Milliyetçi- ülkücü cenahta kadrolar gerçekten bir alemdir. 

Bu kadroların azımsanmayacak bir bölümü, eğer önemli mevkilerde görev yapıyorlarsa olumsuzluklara ses çıkarmaz, konuşmaz ve görmezlikten gelirler. 

Hatta gidişattan memnun olduklarına dair konuşmalar yaparlar. 

Şayet yönetimden ve o makamlardan uzaklaştırılmışlarsa bu sefer başlarlar eleştirmeye, yermeye ve yerden yere vurmaya!..

Bunun niçin böyle olduğunu sormayacağım.

Çünkü bunu herkes biliyor. Lanet olsun muhteris kafalara.

Koltuk, nefis ve para bir araya geldi mi insanı bozuk para gibi harcar.

Hele dava ve hedef bilinci zayıfsa o insanı yerden yere, taştan taşa vurur. 

Koltuk ve makam sarhoşluğu insanın gözüne katarakt çektirir!

Orada bulunan nefis ve enaniyetten kimse boy ölçüşemez! 

Yetki ve kumanda mevkisî insanın benlik duygularını o denli okşar, o denli kabartır ki, insanı burada tanımak bir hayli zorlaşır.

Nefis ve makam hırsı büyüdükçe, dava ve hedef bilinci de bir kadar küçülür.

Koltuğun gitmesiyle dava da gidiyor, fikir de gidiyor lider ve parti de gidiyor.  Makama alışmış kişiler sudan çıkmış balık gibidirler.

Çareleri tükenmiştir.

Çırpına çırpına ölmek istemezler. 

Koltuklarının gitmesine sebep olan lideri ve etrafındaki kurmayları yerden yere vurup yıpratırlar ve bu yönde her türlü davranış şeklini mübah görürler. 

Üstelik kendilerine alan açabilmek için de geçmişten günümüze kazanılan tüm değerlerde pay sahibi olduklarını, bulundukları her ortamda tekrarlayıp dururlar.

Artık eleştirmekle kalmazlar, karalamak için de tüm enstrümanları devreye sokarlar. 

Sırf zarar vermek ve koltuktan oldukları yeri doldurmak için inanmadıkları halde gidip parti kurmaya çalışırlar.

Yanlarına aldıkları otuz kırk kişiyle parti tabelası oluştururlar.

Ondan sonra da "niye iktidara gelemiyoruz?" diye bangır bangır bağırırlar. Her dönemde Milliyetçi Harekete çekilen operasyonları bildikleri halde ses çıkarmazlar. 

Aynı operasyonların bir parçası durumuna geldiklerini kendilerine hatırlattıklarında "ne yapalım, MHP iktidara gelmek istemiyor, biz de şansımızı böyle denemek istiyoruz" deyip kendilerine göre haklı gerekçeler ileri sürerler.

MHP'den doğan bu partilere bir bakar mısınız?

Büyük Birlik Partisi, Milli Yol Partisi, Türkiye İttifak Partisi, Ata Partisi, Kutlu Parti, İyi Parti ve Zafer Partisi.

Acaba bu partiler inanarak mı yola çıktılar?

Kime güvendiler?

Kaynak, para ve dayandıkları oy kitlesi nerededir?

Kimin veya hangi siyasal kurumun önünü kesmek istiyorlar?

Nereden ve hangi merkezden emir ve talimat alıyorlar?

Kim veya kimler ne yaparsa yapsın MHP mitoz bölünme gibi gelişimini, büyümesini ve yenilenmesini sürdürecektir. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın!

FAHRETTİN MASUM BUDAK