Hüseyin Gökçeli


‘'YETER'', ‘'Artık Sizi Ben Bile Kurtaramam''

Önceki yazılarımda da belirttiğim gibi. Demokrat Parti iktidara geldiğinde medya, halk ve kültürel dönüşüm hakkında inanılmaz gelişmeler yaşandı. Fakat her zaman ki bu böyle sürmemişti. İpin ucu kendine geldiğinde Demokrat parti basına karşı baskılarını arttırdı.


Oylarının düştüğü illeri, il statüsünden çıkartıp, başka bir ile bağladı, insanları susturdu. Her şeyin çok güzel gittiği zamanlardan 1954 yılına geldiğinde tüm baskıları arttırdı. Tüm eleştirileri baskı yoluyla halletti. Siyasetçi Ali Aybar’a göre; ‘’DP ilk yılları savaş yılları olmasına rağmen bollukla geçti. Çünkü altın ve döviz rezervleri bulundu. Kredilerden ve yardımlardan karşılıksız yaralandılar. Makineleşme ve Kore Savaşı demokrat partinin işine yaradı. Bu durum 1954 seçimlerinde DP’nin işine yarasa da 1957 seçimlerinde DP’nin oylarının düşmesine neden oldu. DP ve CHP’nin karşılıklı çekişmeleri yüzünden ve inanılmaz kötü giden ekonomi sayesinde Tahkikat Komisyonu kurulmasına neden oldu. Bu gergin hava şiddetlenince CHP’nin iktidara gelmemesini isteyen DP azınlıkların iş yerlerinin yağma edilip yakılıp yıkılmasına neden oldu 6-7 Eylül olaylarını tertip etti. Daha sonra muhalefeti sindirmek için olağan üstü yetkiler verilen Tahkikat Komisyonu kuruldu. Bu komisyon savcı yargıç gibi güçlerin yetkilerini kullanabilecek hapis cezası verebilecekti. Ülke resmen ikiye ayrılmıştı. Kahvehaneler ve camiler bile ikiye ayrılmıştı. Hükümet orduyu bile aşağılamaya başlamış, Menderes kendine karşı gelen bilim adamlarına Kara Cüppeliler diyordu’’ Dönemin CHP Genel Başkanı İsmet İnönü duruma müdahale etti. 1950 yılında Demokrat Parti’nin seçimlere giderken ‘’YETER’’ dediği sloganına İsmet İnönü 1960’ta ‘’Artık Sizi Ben Bile Kurtaramam’’ diyerek karşılık verdi. hal böyle iken Adnan Menderes Hükümeti’ne karşı bir ikilik çıkmıştı. Türkiye’nin başına daha önce hiç yaşamadığı o an gelip çatmış ve 1960 askeri darbesi resmen gerçekleşmişti. En sonunda beklenen oldu ve ordu hükümete el koydu. Bu hükümete el konan askeri grup kendini Milli Birlik Komitesi olarak adlandırıyordu. Bu komite 27 Mayıs 1960 ta hükümetin başına geçti. Komite ilk basınla ilgili dayanılmaz yasaları ortadan kaldırdı. En çok da basından destek görüyordu. Basın adına önemli bir değişiklik yaptı ve ispat hakkını tanıdı. DP döneminde bir gazeteci yazdığı bir yazı hakkında ispat edilmeksizin içeri alınabiliyordu. Milli Birlik Komitesi buna bir dur dedi. Ayrıca gazetecilere belli başlı haklar verildi. Bunlar; kıdem hakkı, ölüm tazminatı, gazetelerin kapanması durumunda gazetecilere tazminat hakkı, aylıkların peşin ödenmesi hakkı istifa eden gazeteciye tazminat hakkı, gece çalışanlara haftada 2 gün izin hakkı, ödemelerin gecikmesi halinde faiz hakkı. Elbette ki bu haklar gazete sahiplerini rahatsız etti. Fakat kanun yürürlüğe girdi ve medyada çalışan gazeteciler, Askeri Darbenin olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak için, ödüllendirilerek görevlendirildi.