Bütün bu aktivitelerin güzel olduğu kadar kötü yanları da var.
Örneğin "gölgede duracağım zaten" diyerek güneş kremini ihmal etmek ciddi yanık sorunlarına davetiye çıkartmak demektir. Çünkü muhtemelen hepimiz tecrübe etmisizdir ki güneş yanığı ancak iş işten geçtikten sonra kendini belli eder. Sonra yoğurt sürmeler acil gezmeler başlar. Hele de bu ihmalkarlığı daha tatilin başında yaptıysak kalan tatilimiz da zehir olur. Şeker gibi tansiyon gibi ciddi hastalığı olanlar için ise durum daha ciddi. Biraz bile olsa fenalaştığını hisseden herkesin gölgede bol su ile dinlemesi gerekir. Özellikle de araba kullananların bu tür ufak rahatsızlıkları daha da ciddiye almaları gerekir. Zira trafik gibi bir stresle birleşen tüm rahatsızlıklar bir kat daha ağır hissedilir. O anki acı ve panik ile diğer sürücülere de zarar vermemek oldukça şanslı bir durum olacaktır. Kalp hastalıklarını saymiyorum bile.
Hayır sadece hastalığı olanlar için değil bu güzel olduğu kadar tehlikeli olan yaz günleri. Muhtemelen nüfusun neredeyse hepsi zararlı olduğunu bildiğimiz halde kolaya da sarılmıştır. En azından bir dikişte bitirmemek lazım ki daha sonra mide sorunları ile boğuşurken pişmanlık yaşamayalım. Ya da küçükken annelerimizin durmadan tembihlediği terliyken buz gibi su içmek de bünyesi zayıf olan insanlara böyle güzel havalarda hastalık sebebi ile evden dışarı çıkamamamızı sağlayabilir.
Yani bazı konularda, "güneş" gibi unutması pek de kolay olmayan, biraz temkinli olmak hem sağlığımızı hem de tatil boyunca geçireceğimiz güzel günleri olumsuz etkileyebilir.
Dikkat edilmesi gereken bir diğer konu ise piknik sonrası çöplerimizi toplamak. Çevre kirliliğinin ötesinde sorunlar yaratabilir, zira unutulan şişeler orman yangını çıkartabilir. Başkasının bıraktığı çöp demeden çevreyi temiz tutmak, o piknik alanını kullanan herkesin yerine getirmesi gereken görevidir.
Herkesin aynı duyarlılığı göstermesi dileğiyle, bol güneşli günler.
