Nurcan Erarslan


Yağmuru Beklerken

"Yağmur bir yağsa hava rahatlayacak" dedi annem. Gökyüzüne kısık gözlerle bakmış, havanın kasvetine kaşlarını çatmıştı. Hava öylesine bulutlu olmasına rağmen fazlasıyla da aydınlıktı. Profesyonel fotoğrafçıların çekim yapmak için en iyi kontrast dedikleri, güneş gözlüğü taksan "Bu havada?" dedirten, takmazsan da rahatsız olacağın türden.


İçinizin bile karamsar grilerde olduğu bir gündü bugün. Yağmuru beklemeye devam ettik. Başka ne yapabilirdik ki zaten?

Neden yağmur yağarsa rahatlar ki hava?

Muhtemel bir birikmişliğin dışa vurumu mu yağmur?

Aynı cümle insan için de geçerli olmaz mı?

Her bir insan da biriktirdiği anı ve tecrübelerinin yarattığı karakteri taşımaz mı? Bu da bir birikmişlik değil mi?

Ya da yağmur ile duygular mıdır birbirine örnek teşkil eden? İçinde biriktirip de bir türlü atamadığın? Ağlayamadığın acılar mı gri yapar seni? Tıpkı bu gökyüzü gibi?

Ama dur ve bir izle o gri bulutları, gözlerin parlaklığa alıştıktan hemen sonra fark edeceksin ki onlar durmuyor. Zaman gibi akıp gidiyorlar. Belki sandığının aksine güneş açar.

O kasvetli bulutların arkasına saklandığını sandığın güneş aslında daha büyük. Tıpkı umutların gibi… Tıpkı yarın gibi… Potansiyelini fark et havanın, kendinin… Griye boyadığın kalbin biraz sonra bir başka rengi taşıyacak. Kendini düne değil yarına teslim et!

Yarın sensin.

Senin seçimlerin.

Her günün gri olmasını istemiyorsan kalk ve adım at.

Sürekli bir önceki bölümü okursan sonraki kısma geçemezsin hayat kitabında.

Çevir sayfalarını hayatının tıpkı takvim yapraklarını çevirdiğin gibi. Zamanın akıp gidişine sen de uy. Ama kendi hızını yarat. Sen yön ver. Ne kenarda durup izlemek uygun sana ne de akıntıya kapılıp boğulmak.

Çık üstüne bilinen tabuların. Deneyimlerini sörf tahtan yap. Minik hareketlerle yön ver yarınına...

Zor mu geliyor bunu düşünebilmek?

Halbuki o gri bulutlar açıldı. Güneş çıktı ortaya, ısıtıyor iliklerine kadar. Bir gaz yığını olan bulutlar kadar olamayacak mısın?

O bulutlar bile çoktan bir sonraki duraklarına gitti. Sen durmuş arkalarından bakıyorsun. Vücudun amele yanığı duran adamı oynuyorsun.

Artık durma ve hareket et.

Yağmur yağmasa da kasvet dağılabilir.

Bilinen sonuçlar tek doğru değildir zira.

Kendi doğrularını bul.

Bekleme yağmuru ya da var olmayan kahramanı hikayelerin…

Hayatının kahramanı da sensin kötü adamı da.

Ve bunları yaparken vakit kaybetme. Zaman ile ak. Ne zamana karşı ne de ona karışmış olarak.

Biz yağmuru bekledik. Ama güneş açtı.

Yüzüne vuran güneşe karşı ellerini siper etti annem. Kendim dışındaki en güvenilir yön gösterenim, ailem. Gülümsedi bana ve sanki anlamış gibi ne düşündüğümü şunları söyledi:

“Demek ki her zaman yağmak değilmiş çözüm!”