Barış ELÇİ


KALABALIKLARDA YALNIZLIĞI HİSSEDENLER, YALNIZ KALINCA KALABALIKLARI ÖZLEMEYE MAHKUMDUR!

Şimdi koskoca bir tarih arkanızda. Siz ekmeğin nasıl yendiğini biliyor musunuz? Hiç ekmeği bütün olarak yutanını ya da yutmaya çalışanı gördünüz mü?


Bu coğrafyadaki yer altı kaynakları doğal ortamların oluşturacağı enerji ve turizm kaynakları, iklim şartlarından kaynaklanabilecek türlü ticaretlerin varlığını biz fark edemedik. Belki de fark etmemize müsade edilmedi. Farkına varmış olsa idik, emin olun bu toprağa, taşa zeval vermemek için; ilkokuldan başlayarak,  her nefesimizi,  her anımızı, kanımızın her damlasını... bu ülkenin gelişmiş dünya ülkeleri arasında bir numara olması için elimizde olanlardan daha fazla çaba sarf ederdik. Hem de hepimiz; Kürt,Türk demeden. Müslüman, Hıristiyan demeden!Gelin görün ki biz bu konuları hala kavrayabilmiş değiliz. Çünkü hala bu ülkenin evlatlarının koltuğunu giren kişiler var. Hala bu ülkenin asıl üyelerine, yıllarca, siz ötekisiniz zihniyetini kabul ettirmek ve onun ve onun sahte düşmanlarının kanı üzerinden yaptığı silah satışlarından para kazanan kişiler, aynı çarkı yeniden çalıştırmayı başardılar. Üstelik Cumhuriyet tarihinin en kalabalıklığını yaşadığımız bir dönemde, bu kalabalıklığı hissedemediniz mi? Demek ki ya gelişmelerin farkına varamadık, ya da farkına vardığımız halde zannediyoruz ki eski düşman dost olur.Hani herkesin bildiği ‘yılandaki kuyruk acısı’ muhabbeti vardır.Ta ki kurtuluş savaşından kalan, cemiyetler kurarak sahip olmaya çalışıp, başarılamayan ama içlerinde uhte kalan topraklara kavuşma hayallerini unuttuklarını mı zannediyoruz? Onun için mi yan yana ,omuz omuza olduğumuz, can kardeşimizin varlığının farkında olamıyor, yanımızda olduğunun farkında olmuyoruz. Bizi sabah kahvaltısı için, fırından yeni alınan ekmek misali parçalayıp yutmaya çalıştıklarının kimse farkına varamadı mı hala? Ne zaman fark edeceksiniz? Kahvaltı bittikten sonra mı? Irak’takiler farkına vardı ama çok geç oldu, çünkü kahvaltı bitmişti. Şimdi çay yapma zamanı olduğu için her yerde ateşler yakılmakta orada. Eminim ki bir zaman sonra, bir zaman önce birlikte aynı sofrayı paylaştıkları, fakat birbirlerini anlamadıkları için topraklarındaki yer altı kaynaklarına göz dikenlerin kahvaltı sofralarında, tıpkı kendileri gibi, birilerine ekmek ettikleri kardeşlerini de özleyeceklerdir. Belki de özlediler bile.Gelin görün ki artık çok geç. Demek ki; bir zaman sonra, bizlerinde gelmesi planlanan nokta budur. Sonrasında Doğu Anadolu da bir ermeni devleti, Hatay ve Antep, Adana civarında mini Fransa, İzmir, Manisa, Aydın civarında İtalyanlara vaad edilmiş, ama sonrasında dönülüp, yazıktır diye kurulan bir yunan devleti, eh İstanbul da ve civarında Bizans, Trakya da artık Bulgarlara artık. Bir yüzyıl gecikmekli de olsa nihayet. Şimdi eminim ki hepiniz bana kızmakta ve kabul etmemektesiniz! Benim de kabul etmem mümkün değil elbet. Ama şu anda galeyana gelerek, ekmeklerine yağ sürdüğünüz odakların, bizi çeşitli sebeplerden bu hale getirmesinin tek sebebi bu. Siz devam edin bu yolda! Sonrasında siz de yalnız kaldığınız zaman, kalabalıkları özleyip iç çekmek aşamasına gelirseniz, yanınızda kimseyi bulamazsınız. Hiç çakalların kendinden güçlü hayvanları besin yapma yöntemlerini izlediniz mi? İlk hedefleri grup halinde gezen, sürüde kargaşa çıkarır, kargaşada diğerlerinden ayrılan taneyi, saldırıp yerler. Bunun anlamı, bu adamlar size önce sürü muamelesi yapıyor, sonra da sürüden ayrılanı tek yakalayıp, tüm güçleri ile saldırıp yemeye çalışıyorlar. Bunların yaptığı çakallık. Çünkü bilmekteler ki; aslanı başka türlü yem edemezler, edemediler. Üstelik aslanın en yaralı halinde iken, üstelik tüm çakalları bir araya getirerek. Koskoca dünya bir araya gelip, bütün medeniyet oyuncakları ile saldırdılar, iman gücünü geçemediler. Unuttuysanız gidin Çanakkale’yi gezin de öğrenin şimdi size destek verenlerin kim olduğunu. Bunu neden yaptıklarını gidin de öğrenin. Öğrenin ki bu sokakları kimin için yakmaktasınız, yakınca Kobani’ye mi, yoksa orada sizi kalabalık olduğunuz için yenemeyenlere mi hizmet etmektesiniz? O zaman belki anlarsınız bu gün yalnız olmadığınızı ki,yarın yalnız kalmaz, kalabalıkları özlemek durumunda olmazsınız? Eğer baktıktan, Çanakkale’ yi gezdikten sonra yine de anlamazsanız, o zaman maşa olmaya bıraktığınız yerden devam edersiniz, ne dersiniz?