Şaban KARDEŞ


Eğitime Destekse ÇOSB ve Optimed de Eğitimi Destekliyor

Yine bir Ramazan ayının arifesindeyiz. İlk sahura 26 Mayıs Cuma'yı 27 Mayıs Cumartesi'ye bağlayan gece kalkacak, ilk orucumuzu 27 Mayıs Cumartesi günü tutacağız. Allah oruç tutacak herkesin orucunu şimdiden kabul etsin ve sabır versin. Aynı zamanda oruç tutan ile tutmayanların birbirini hoşgörü ile karşılayacağı bir ay geçirmemizi diliyorum.


SAĞ ELİMİZİN VERDİĞİNİ

SOL ELİMİZ BİLMEMELİ

Aynı zamanda lüks ve ihtişamlı iftar sofralarından uzak, tabiri caizse körler ile sağırların birbirini ağırladığı ve Ramazan’ın özünden kopuk iftar organizasyon ve etkinliklerinin olmadığı bir ay diliyorum. Ramazan ayını gösterişten alabildiğine uzak, ihtiyaç sahiplerine elimizi uzatabildiğimiz kadar uzatabildiğimiz ama bunu kimsenin ve hatta mümkünse desteğimizin ulaştığı kimsenin dahi bilmediği şekilde gerçekleştirirsek ne mutlu bize. Sağ elimizin verdiğinden sol elimizin dahi haberi olmamalı. Doğrusu da bu değil mi?

BİR BAŞKA DARBENİN YILDÖNÜMÜ

Bu yıl Ramazan’ın başlangıcına denk gelen 27 Mayıs aynı zamanda bir darbenin 57’nci yıldönümü. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bugüne bir türlü tam anlamıyla rayına oturmayan bir demokrasi anlayışının getirisi olarak dönemin Demokrat Parti iktidarının ABD kontrolünden çıkması ile başlayan, sonu hayli dramatik biten bir süreçti. O süreçte 14 kişinin hayatını kaybettiği bir uçak “kazasından” sağ kurtulan Adnan Menderes ve arkadaşlarını ipe götürmüştü. Tarihini bilmeyen, yakın tarihini unutan bir toplum haline geldik. Gelmiş geçmiş darbelerin şüphesiz en ağır olanı, 12 Eylül 1980 askeri darbesidir. Ancak sokakta yeni nesle bu tarihi sorsanız dahi, size sağlıklı bir yanıt veremeyecektir. Hâlbuki unutulmaması gerekir ki bir daha yaşanmasın.

TSD ŞUBELERİ BU

KONUDA ÇOK DUYARSIZ

Toplum olarak dünümüzü unutmakla birlikte bugünümüze, günümüzde olup bitenlere karşı ne derece duyarlıyız. Eskaza, o konuda da hayli duyarsız ve sessiz sedasız yaşantımızı sürdürüyoruz. Geçen hafta içi manşet konularımızdan biri Gelibolu’da görme engellilerin eğitim gördüğü Yahya Çavuş Görme Engelliler İlkokulu ve Ortaokulu’nun kapatılma istemine karşın başlatılan imza kampanyası idi. O haberle vakayı hem duymayana duyurduk, hem de bilene hatırlatıp gündemde tuttuk. Trakyalı görme engellilerin de eğitim gördüğü okulun kapatılmasına karşın iyi kötü bir kamuoyu hareketliliği yaratır mıyız diye düşündük. Bizim bu konudaki ölçümüz herhangi bir sivil toplum örgütünün konuya dair yazılı açıklaması olabilecekti ama olmadı. Çerkezköy, Çorlu, Kırklareli… Trakya’nın birçok yerinde örgütlenmesi olan Türkiye Sakatlar Derneği’nin bölgemizdeki herhangi bir şubesinden yazılı açıklama dahi gelmedi. Halbuki öncelikle onların sahip çıkması gereken bir hadiseydi. Varsın, “Okulun kapatılması doğru bir karardır” deyip gerekçelerini de sıralasınlar. Yeter ki konuyla ilgilerini sergilesinler. Yok, tık çıkmadı.

KİMSE, “EĞİTİME DESTEK”

DİYE ORTALIĞI KIRIP DÖKEMEZ

Geçen hafta en çok tartışılan haberlerimizden biri Çorlu’da Kaymakamlık öncülüğünde, okul yaptırmak için gerçekleşen kermese bakış açımız oldu. Biz öncelikle burada da bakmak ile görmek arasındaki farkımızı sergiledik. Genelde futbol için kullanılan bir tabir vardır: “Futbol asla sadece futboldan ibaret değildir.” Hayatta olan biten hiçbir şey de sadece olan bitenden ibaret değildir. Mesele o gelişmeyi çok düz bir şekilde, “Çorlu Kaymakamlığı okul inşa edilmesi için kermes düzenledi” diye haberleştirmekten ibaret değil. E tabi biraz da cesaret meselesi. Her meselede olduğu gibi artık suyu çıkan bir kermes kültürümüz oturmaya başladı. Okul aile birlikleri veya okulların öğrencileri tarafından düzenlenen, düzenlenecek kermesler için sözüm meclisten dışarı. Ancak cemaatler, tarikatlar tarafından düzenlenen kermesler için birilerinin artık, “Ne oluyor” diye konuyla ilgilenmesi lazım. Özellikle belediyelerin zabıtaları bu kermeslerde satılan gözleme, döner vesaire gibi gıda çeşitlerinin hangi koşullarda, hangi zeminlerde üretilip tüketiciye sunulduğunu görmeli ve gerekeni yapmalı. Yer yer esnafın ocağına incir ağacı dikecek şekilde artık mağazacılığa, marketçiliğe dönüştüğü de yer yer gözlenen kermeslere ilişkin ticaret odaları da şöyle bir, “Ne oluyoruz” diye kendini hissettirmeli. Bu aşamada kimse, “Eğitime destek” kılıfına sığınmamalı. Ekonomik gücüyle sadece kendi çocuğunu okutan vatandaş bile eğitime ve memlekete önemli bir katkı sunmaktadır.

OPTİMED DE EĞİTİME DESTEK OLUYOR

Eğitim ve katkı demişken, Özel Optimed Hastanesi’nin önemli bir işlevini de göz ardı etmek olmaz. Öncelikle her tür ön yargıdan kendimizi arındıralım. Özel Optimed Hastanesi’nin gazetemiz dahil yerel basına verdiği reklamlarla kendi adını duyurup ticaret hacmini arttırdığı kadar aynı zamanda yerel basının yaşaması için katkıda bulunduğu doğrudur. Hastane tarafından basına geçilen haberlerde aynı zamanda “örtülü reklam”a gidildiği,  o da doğrudur. Örneğin obezite rahatsızlığı ile ilgili bir açıklama yapıldığında başlık veya spotta veya haberin içinde hastanenin o sağlık hizmetini verdiğini de atıfta bulunulmaktadır. Ön yargılarımızdan ve/ veya gözle görülür tespitler üzerinden bunlar çıktı. Şimdi ön yargılardan arınalım. Özel Optimed Hastanesi’nin doktorları, hemşireleri tarafından toplum herhangi bir sağlık konusuna dair uyarılmakta ve aydınlatılmaktadır. Bir bilgi paylaşımında bulunulmaktadır ve bilgi paylaşıldıkça azalmayan aksine çoğalan, paha biçilemez bir değerdir. Eğitim sadece okullarda öğretilenden ibaret değilse ki öyle, hayat boyu sürerse ve herkesin ama istisnasız herkesin birbirine öğreteceği bir şey muhakkak varsa Özel Optimed Hastanesi’nin yaptığı da topluma yönelik bir eğitim hizmeti ve desteğidir. Bununla birlikte hastanenin yurt dışından gelen şifa arayanları ile ülkemiz sağlık turizmine ve döviz girdisine, ülkemiz ve Çerkezköy başta olmak üzere bölgemiz ve ülkemiz tanıtımına sağladığı katkı da asla göz ardı edilmemelidir.

EDİRNE BELEDİYESİ EDİRNESPOR

BİZİM İÇİN “YOK” HÜKMÜNDEDİR!

Edirne Belediyesi Edirnespor bu sezon futbolda Bölgesel Amatör Lig’den 3’ncü Lig’e yükselmek için yine hayli iddialı hamleler yaptı. Tutturamadı. Basketbolda ise 2’nci Lig’e yükselme başarısı sergilediler. Tebrik etmek lazım. Spor sayfalarımızda Edirne Belediyespor’a ilişkin çok sayıda haber yer aldı. Bayrampaşa Tunaspor ile evlerinde oynadıkları, 3-2 kaybettikleri maç sonrası Vefaspor’un iftirasına, çamuruna maruz kaldıkları süreçte Edirne İli basınından çok biz gündemde tuttuk. Alanya’daki eleme maçlarına kalmadan önce Çorlu Belediyesi Spor Kulübü ile oynadıkları maçlarda olması gerektiği şekilde tarafsız, objektif bir yayıncılık anlayışı da sergiledik çünkü rakibi de Trakyalı idi. Ancak aynı zamanda Edirne Belediyesi Meclis üyesi olan Kulüp Başkanı Savaş Üner tam bir kapı duvar. Bir haberimizde incitmeden bu eksikliğe atıfta bulunduk, hala kapı duvar. Bu gazetenin merkezi Çerkezköy’de yaşayan Edirneliler’den son zamanlarda takımlarının haberlerine yer vermediğimize dair haklı sitemler oldu. Gerekçesi budur. Mevcut yönetim kapı duvar! Biz de kapı duvar! Bu yönetim ve/veya yönetim anlayışı sürdüğü müddetçe “yok” sayanı “yok” sayarız.

ÇERKEZKÖY OSB’NİN DERGİSİ

KÜLTÜR SANAT DERGİSİ GİBİ

 

Çerkezköy OSB’nin yayın organı, ücretsiz dağıtılan Sanayici Dergisi’ni hiç incelediniz mi bilmiyorum ama tavsiye ederim. Bu arada kapağından kendinizi arındırın, bir kültür sanat dergisi okuduğunuzu da sanabilirsiniz. Başkan Eyüp Sözdinler kültür sanatın içinde hayli aktif yer alan, önemini ve kıymetini bilen bir sanayici. Çerkezköy OSB’nin ev sahipliğini yaptığı her kültür ve sanat etkinliği de toplumun eğitimi için önemli bir katkıdır. Aynı zamanda sanayiciliğin sadece sanayicilikten ibaret olmadığının bir göstergesidir. Bu etkinlikler Çerkezköy’e artı değer ve enerji katmaktadır. Bu konuyu ilerleyen süreçte biraz daha fazla hakkını vererek irdeleyeceğiz. Derginin haziran – temmuz sayısının kapağı, “Sanatsever OSB” ve gerçekten de öyle. Öte yandan Sözdinler’in derginin yeni sayısındaki yorumunu da, “Konuk Yazar” köşesi ile sizlere aktarma gereği duyduk bugün.

GÜLERÇİN’İN ÖĞRENCİLERİ

ÇOK BÜYÜK İŞ BAŞARDI…

Bir tekrarda bulunmak gerekirse bu gazete hiçbir zaman kendisine dışarıdan ulaşan bir haber veya bilgiye sadece, “İş olsun. Gazete dolsun” gözüyle bakmaz. İçeriğini kavrayarak o haberin hakkını verir. Bir de dilimiz kurallarına alabildiğine hassas olmaya çalışıyoruz. Dört dörtlük değiliz ama en azından, titiziz. Özel Gülerçin Koleji’nin öğrencileri iki farklı bitkiden birinin suyu temizlediği, diğerinin fosforunu azalttığına ilişkin icatları ile insanlık adına çok önemli bir iş başarmışlardır. Gözlemlediğimiz kadarıyla gerek anlatım gerekse yer verme anlamında yaptıkları işin hakkını veren tek yayın organı olduk. Bu bizim övünülecek yanımız değil bölgemiz ve ülkemiz yerel basınının aslında kendisini sorgulaması gereken bir durumdur. Sadece içinde bulunduğumuz koşulları üzerinden sitemkar olmak yetmez. Okura, topluma ne tür bir ürün sunduğumuzu da zaman zaman değerlendirmeliyiz. 

Bizden bu haftalık bu kadar. Haftanız mutlu, keyifli, sağlıklı olsun. Tekrardan, Ramazan ayınız mübarek olsun…