Ağız yaralarında 7 önemli neden!

Besinleri çiğnerken güçlük çekilmesi… Yutkunmanın adeta ızdıraba dönüşmesi… Konuşmakta zorlanılması… Ülkemizde oldukça sık görülen ağız yaralarının nedeni ne olursa

YAŞAM SAĞLIK 8.12.2021 16:34:00 0
Ağız yaralarında 7 önemli neden!

Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ayşe Kavak, ağız yarasına yol açan bazı önemli hastalıkları anlattı; öneriler ve uyarılarda bulundu!

 

TEKRARLAYAN AFTLAR

 

Aftların, ağızdaki yaraların belki de en sık nedenlerinden biri olup, tek ya da çok sayıda oluşan ve çoğu zaman 7-10 günde iyileşen yaralar olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ayşe Kavak, “Aftların çoğunun nedeni tespit edilemese de, kötü ağız hijyeni ve çürük dişler önemli etkenler arasında ilk sıralarda yer alıyorlar. Bazen de kansızlık, vitamin eksiklikleri ve bağırsak hastalıkları gibi birçok faktör tekrarlayan aftlardan sorumlu olabiliyor” dedi.

 

BEHÇET HASTALIĞI

 

Ağrılı aft ile uyumlu ağız ülserlerinin, Behçet hastalığının en sık görülen belirtilerinden olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ayşe Kavak, “Hastalık tekrarlayan aftlar dışında; genital yaralar, göz problemleri ve deride farklı problemlerle sinyal veriyor. İç organlarda tutulum yapabildiği için Behçet hastalığına erken tanı konulması çok önemli. Behçet hastalığı ülkemizde diğer ülkelere göre daha sık görülüyor. Bu nedenle tekrarlayan aftı olan her hastanın Behçet hastalığı açısından değerlendirilmesi gerekiyor. Ancak bu durum her aft hastasında Behçet hastalığı olduğu anlamına da gelmiyor” diye konuştu.

 

UÇUK (HERPES ENFEKSİYONU)

 

Uçuğun dünyada çok sık görülen ve dudak ya da ağız içinde yaralarla seyreden bir virüs hastalığı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ayşe Kavak, “Genellikle aynı yerde yılda birkaç kez tekrarlıyor. Güneş, ateşli hastalıklar, stres ve bağışıklığın azalması gibi durumlar ortaya çıkmasını kolaylaştırıyor. Genellikle bir hafta içinde problemsiz iyileşiyor. Özellikle çok sık tekrarlayan ya da şiddetli seyreden hastalarda daha farklı tedavi yaklaşımına ihtiyaç duyulabiliyor” dedi.

 

TRAVMATİK ÜLSERLER

 

Prof. Dr. Ayşe Kavak, “Bazen kırık bir diş ağızda iyileşmeyen yaraya yol açabiliyor. Bu durumda yaranın değil, öncelikle dişin tedavisi önemli, çünkü diş düzeldiğinde yara kendiliğinden iyileşiyor” bilgisini verdi.

 

LİKEN PLANUS

 

Liken Planusun; mor-pembe renkli deri döküntüleriyle seyreden kaşıntılı bir deri hastalığı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ayşe Kavak, bazen ağız yaralarıyla da seyredebiliyor. Dermatoloji Uzmanı Prof. Prof. Dr. Ayşe Kavak, bu hastalığın ağızda geliştiğinde yıllarca sürebilen ve ağrılı olabilen derin yaralara neden olabildiğini vurgulayarak, “Ağızdaki yaralar genellikle; dil veya yanakların iç kısmında beyaz yaralar, bazen de ülser şeklinde oluşuyor. Hastaların uzun süreli takibi ve sigara kullanmamaları önem taşıyor, aksi halde nadir de olsa ağız içinde kanser gelişebiliyor. Derideki liken planus ise genellikle problemsiz bir şekilde birkaç yılda iyileşiyor” diye konuştu.

 

PEMFİGUS

 

Pemfigusun; ağızda kalıcı yara ile başlayıp, ardından deride içi su dolu kabarıklıklar ve yara oluşumuyla giden bir deri hastalığı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ayşe Kavak, “Bu hastalığın özelliği uzun süre iyileşmeyen ağız yaraları şeklinde başlaması, ardından genellikle saç derisinde, yüzde ve gövdede oluşan sulu yaralar şeklinde deriye yayılması” dedi. Prof. Dr. Ayşe Kavak, pemfigusun erken dönemde tedavi edilmezse yaraların tüm vücuda yayılması sonucu enfeksiyonlar ve beslenme problemleri başta olmak üzere ölümcül problemlere yol açabildiği uyarısında bulunarak, “Bu nedenle hastalığın uzun süreli takibi ve tedavisinin aksatılmaması çok önemli” ifadelerini kullandı.

 

Ağız kanseri

 

“Ağızda büyüyen kabarıklıklar ya da yaralarda kesinlikle unutulmaması gereken bir hastalıktır ağız kanseri” uyarısında bulunan Prof. Dr. Ayşe Kavak, şöyle devam etti: “Sigara ve yoğun alkol kullanımı ağız kanserinin en önemli nedenlerinin başında geliyor. Erken teşhis konmadığında seyri kötü oluyor ve maalesef ölümle sonlanabiliyor. İyi ağız bakımı, düzenli diş hekimi kontrolleri, ağızda çürük diş ve diğer problemlerin uygun tedavisi, kanser gelişimini önleyen diğer önlemler arasında yer alıyor.”

 

Haber / Menşure KARDEŞ