Kulak çınlaması, nüfusun yüzde 10-15'ini etkiliyor

Bulunulan ortamda o ses olmamasına rağmen varmış gibi duyulma, işitilme hissi olarak tanımlanan kulak çınlaması, kişinin yaşam kalitesini etkileyebiliyor. Çocukluk çağından itibaren her yaştan bireyde gö

YAŞAM SAĞLIK 23.11.2021 15:32:00 0
Kulak çınlaması, nüfusun yüzde 10-15

Odyoloji Bölümü Araştırma Görevlisi Mina Gök, kulak çınlamasına ilişkin değerlendirmede bulundu. Tıp dilinde “Tiinitus” olarak adlandırılan kulak çınlamasını, “bulunulan ortamda ‘o’ ses olmamasına rağmen, varmış gibi duyulma, işitilme hissi” olarak tanımlayan Mina Gök, “Duyulan ses, hastalar tarafından; tiz veya bas bir ton, uğultu, çınlama, tıslama, ıslık, cırcır böceği sesi gibi değişik şekillerde tanımlanabilmektedir. Tek taraflı veya iki kulakta birden, aralıklı veya sürekli ortaya çıkabilmektedir” ifadelerini kullandı.

 

KULAK ÇINLAMASI; HASTALIK DEĞİL, BULGU

 

Çınlamanın, kendi başına işitme kaybı oluşturmamakla birlikte, hastalık değil bulgu olarak kabul edildiğini dile getiren Gök, “Çocukluk çağından itibaren her yaştan bireyde görülebilen çınlama, toplumda oldukça yaygın görülmekte ve yetişkin nüfusun yaklaşık yüzde 10-15’ini etkilemektedir” diye konuştu. Çınlamayı daha detaylı değerlendirmek için objektif ve subjektif çınlama olmak üzere iki grupta incelemenin mümkün olduğunu ifade eden Araştırma Görevlisi Mina Gök, “Objektif kanıtlanabilir çınlama, vücutta oluşan örneğin kan akışı veya kas hareketi sesinin kulağa ulaşması sonucunda hissedilmekte ve değerlendiren uzman steteskopla veya hastaya yaklaştığında hastanın duyduğu ses duyulabilmektedir. Objektif çınlama çoğunlukla damar ve kas nedenli baş, boyun, çene veya uzuvlardaki belirli manevralar tetikleyebilmektedir. Subjektif yani öznel kulak çınlaması, fiziksel bir olgudan kaynaklanmayan ve sadece kulak çınlaması olan bireyin duyabildiği seslerdir. İç kulaktaki duyu hücrelerinde ses uyarımı olmadan yani sesin olmadığı durumda, sinir sistemindeki anormal uyarılmadan oluşan bir durumdur. İşitme sinirinde veya beyne giden yollarda meydana gelmektedir” dedi.

 

BAZI İLAÇLARIN YAN ETKİSİYLE VE PSİKOLOJİK FAKTÖRLERLE ORTAYA ÇIKABİLİYOR

 

Araştırma Görevlisi Mina Gök, subjektif çınlamanın, dış kulak yolu, kulak zarı, orta kulak, iç kulak, işitme siniri ve sonrasındaki yapıların problemlerini kapsayan nedenlerle metabolik veya nörolojik hastalıklarla, bazı ilaçların yan etkisiyle ve psikolojik faktörlerle ortaya çıkabildiğini söyledi. Subjektif çınlamanın görülme sıklığının, objektif çınlamaya göre çok daha yüksek olduğunu ifade eden Araştırma Görevlisi Mina Gök, “Kulak çınlaması şikayeti olan kişilerin yüzde 1’den daha azında objektif çınlama görülürken geri kalan yüzde 99’undan fazlasında subjektif çınlama görülmektedir” ifadelerini kullandı. 

 

YAŞAM KALİTESİNİ ETKİLEYEBİLİYOR

 

Çınlamanın her bireyde farklı şekilde ortaya çıktığından yaşam kalitesini farklı düzeyde etkilediğini dile getiren Mina Gök, “Bazı hastalarda küçük bir sıkıntı iken bazı hastalarda uyku düzenini bozarak, endişeye sebebiyle depresyon gibi duygusal ve psikolojik semptomlara neden olabilmektedir. Şiddetli kulak çınlamasına, özellikle seslere karşı tahammülsüzlük olarak tanımlanan hiperakuzi veya algılama problemleri eşlik edebilmektedir. Kulak çınlaması olan bireylerde genellikle işitme kaybı görülmektedir ancak bu durum çınlama varsa işitme kaybı vardır şeklinde yorumlanmamalıdır. Normal veya normale yakın işitmeye sahip kişilerde de çınlama görülebilmektedir. Çınlamanın yaygınlığı ve şiddeti, işitme kaybının derecesi ile artış göstermekle birlikte işitmenin tamamıyla yok olması durumunda da bireylerin şiddetli çınlama şikayetlerinin devam ettiği bilinmektedir” diye konuştu.

 

YÜKSEK SES MARUZ KALMAK VE TRAVMALAR ÇINLAMAYA NEDEN OLABİLİR

 

Yaşlılığa bağlı oluşan işitme kaybında da çınlama görülebildiğini ifade eden Mina Gök, “Kafa travmasından kaynaklanan işitme siniri yaralanmaları, genellikle kulak çınlamasıyla sonuçlanmaktadır. İşitme sinirindeki tümör varlığı da yine hemen hemen her zaman çınlama ile birlikte görülmektedir. Birçok araştırmanın konusu olmasına rağmen, çınlamanın oluşum mekanizması tam olarak anlaşılamamıştır. Ancak genel olarak yüksek sese maruz kalmak, iç kulağı etkileyen işitme kayıpları, kulağa gelen bir darbe veya patlama gürültüsü gibi akustik travma ve bazı ilaçların yan etkileri çınlama ile ilişkilendirilmektedir” diye konuştu. Mina Gök, kulak çınlamasının bireyin tüm hayatını etkileyerek yaşam kalitesini bozabildiğini kaydetti.

 

KULAK ÇINLAMASINI ÖNLEMEK İÇİN BU ÖNERİLERE DİKKAT

 

Gök, kulak çınlamasını önlemek için tavsiyelerini şöyle sıraladı: “Kulaklarımızı yüksek ses/ gürültüden korumaya, enfeksiyon riskini azaltmak için kulaklık ve/veya işitme cihazımızın temizliğine, özellikle stres/anksiyete açısından duygu-durumumuzu stabil tutmaya özen göstermeliyiz.”

 

Haber / İrem BANÇO