Prostat kanserinden korunmanın 5 yolu!

Erkeklerde en sık görülen ikinci kanser olan prostat kanseri günümüzde giderek yaygınlaşıyor. Özellikle 50 yaşından sonra görülme sıklığı artan ve her 7 erkekten 1'inin kapısını çal

YAŞAM SAĞLIK 14.09.2021 18:19:00 0
Prostat kanserinden korunmanın 5 yolu!

Eylül ayı Dünya Prostat Kanseri Farkındalık Ayı ve 15 Eylül Dünya Prostat Kanseri Farkındalık Günü kapsamında açıklama yapan Prof. Dr. Ali Rıza Kural, prostat kanserinden korunmanın 5 yolunu anlattı. 


MUTLAKA BİYOPSİ YAPILMALIDIR


“Prostat kanseri tanısı için sadece PSA baktırmak tek başına yeterlidir deniyor. Parmakla yapılan muayeneyi yaptırmak istemiyorum. Ne yapmalıyım?” sorusuna cevap veren Prof. Dr. Ali Rıza Kural, “PSA baktırmak tabii ki önemlidir. Ancak az sayıda da olsa PSA’yı çok üretmeyen saldırgan kanserler de vardır. Ayrıca her yükselen PSA kanser var anlamına gelmez, başka nedenlerle de PSA yükselebilir. Yaşa özgü PSA normal de olsa parmakla prostat muayenesi (PRM) bu hastalar için çok önemlidir. PSA değeri ne olursa olsun PRM’de sertlik bulunması prostat kanseri şüphesi uyandırmalı ve gerekli görüntülemelerden sonra mutlaka biyopsi yapılmalıdır” dedi. 


PROSTAT KANSERİ BELİRTİ VERMEZ Mİ?


Prof. Dr. Ali Rıza Kural, “Prostat kanseri belirti vermez mi?” sorusuna da “Prostat kanseri erken dönemde herhangi bir yakınmaya yol açmaz. İleri evre kanserlerde tümör kitlesinin idrar yollarına bası yapması nedeniyle zor ve sık idrar etme, menide kan gelme, kemik ağrıları ve kilo kaybı olabilir. Bu nedenle erken tanı önemlidir. Aile öyküsü varlığında 40 yaşından itibaren, yoksa 50 yaşından itibaren her yıl gerekli testler ve muayeneler yapılmalıdır” cevabını verdi. 


HER PSA YÜKSEKLİĞİ PROSTAT KANSERİ VARLIĞI ANLAMINA GELMEZ


Her PSA yüksekliğinin prostat kanseri varlığı anlamına gelmediğini kaydeden Prof. Dr. Ali Rıza Kural, “Total PSA ile serbest PSA değerlerini oranladığımızda serbest/total oranı 0.19’dan daha düşükse kanser şüphemiz artar. Diğer bir ölçüm “PSA dansitesi”dir. Bu ölçümde PSA değeri prostat hacmine bölünür ve bulunan değer 0.15’ten yüksekse yine prostat kanseri şüphemiz artar. Son yıllarda PSA’nın bir fraksiyonu olan Pro-PSA’dan hesaplanan Phi değerinin olması gerekenden yüksek bulunması da prostat kanseri şüphemizi artırır. Bütün bu değerlendirmelerle birlikte şüphe oluştuğunda prostatın yüksek çözünürlüklü fotoğrafı olarak tarif edebileceğimiz Multiparametrik Prostat MR’ı mutlaka çekilmeli ve gerekiyorsa biyopsi yapılmalıdır” dedi. “Yapılan inceleme ve biyopsi sonucu bende prostat kanseri saptandı. Biyopsiyi yapan doktor hemen ameliyat önerdi. Gittiğim diğer bir doktor ise ameliyata veya herhangi bir tedaviye gerek yok takip edelim dedi ? Kafam karıştı, ne yapmalıyım?” sorusuna da cevap veren Prof. Dr. Ali Rıza Kural, “Her prostat kanserli hastada ameliyat veya diğer tedaviler gerekli olmayabilir. Yapılan biyopside örneklerin bir veya ikisinde, dokunun yarısından azında Gleason Skor 3+3:6, yani saldırgan olmayan kanser varsa bu hastalar ameliyat veya diğer yöntemlerle tedavi edilmemeli, düzenli olarak takip edilmelidirler. Binlerce hasta üzerinde yapılmış olan ve yıllar süren çalışmalarda bu tümörlerin çoğunun hastalara yaşamları süresince zarar vermediği görülmüştür. Böyle bir durumda Aktif İzlem yöntemi uygulanarak 6 ayda bir PSA tayini ve iki yıl içerisinde MR çekip odaklanmış biyopsi yapılması yeterlidir. Bu hastaların 5 yıl içerisinde ancak yüzde 25-30’u tedavi gerektirecektir. Diğerlerinde ise ömür boyu hiçbir tedavi gerekmeyecektir” dedi. 


SAKINCASI VAR MI?


Prof. Dr. Ali Rıza Kural, “İdrar şikayetlerim beni çok rahatsız etmiyor ama ileride kanser olmayayım diye şimdiden prostat ameliyatı olmak istiyorum, sakıncası var mıdır?” sorusuna “İyi huylu prostat büyümesinde genelde idrar yolundan girerek (gland çok büyükse robotik ameliyat) yaptığımız ameliyatlarda prostatın “Transizyonel Zon” dediğimiz bölümünü çıkartırız. Böylece idrar yolu açılarak hastalar rahat idrar yaparlar. “Periferal Zon” dediğimiz prostatın kabuk kısmını hastada bırakırız. Prostat kanseri de çoğunlukla bu bölümden çıkar. Sonuçta iyi huylu prostat ameliyatı olmak kanser riskini ortadan kaldırmaz. Ayrıca iyi huylu prostat büyümesi nedeniyle ameliyat ettiğimiz özellikle genç yaştaki hastaların PSA düzeylerini ilerleyen yıllarda takip ederiz ve gerektiğinde PRM yaparız” cevabını verdi.  Robotik Radikal Prostatektomi ameliyatının, son 20 yıldır giderek artan sayıda uygulandığını kaydeden Prof. Dr. Ali Rıza Kural, “İlk yıllarda açık cerrahi mi yoksa robotik cerrahi mi uygulanmalı sorusunun cevabı artık verilmiştir. Kanser kontrolü açısından iki yöntem arasında belirgin fark olmasa da idrar kontrolü ve cinsel ereksiyonun düzelmesi robotik ameliyatlarda belirgin şekilde daha iyidir. Ayrıca robotik radikal prostatektomi ameliyatlarında kan verilme oranları yüzde 1’in altında olup, ameliyat sonrası iyileşme hızı da 2 misli daha kısadır. Artık günümüzde ameliyat öncesi her türlü detaylı anatomik bilgiye ulaşabildiğimiz için “elimle daha iyi hissediyorum” görüşü artık geçerli değildir. Ekonomik yönden ulaşılabiliyorsa Robotik ameliyat tercih edilmelidir” dedi. “Vitamin kullanmak prostat kanserini önler mi?” sorusuna cevap veren Prof. Dr. Ali Rıza Kural, “Vitamin kullanma konusu yıllardır çok konuşulmuştur. Özellikle Selenyum ve E vitamininin bir dönem kullanılması tavsiye edilmişse de “Select” çalışması bunun bir yararının olmadığını göstermiştir. Bugün prostat kanserinden sakınmak için; bu 5 basit ama etkili önlemi almak yani; yağdan fakir beslenmek, bol meyve ve sebze yemek, süt ve süt ürünlerini çok fazla tüketmemek, bol sıvı almak ve egzersiz yapmak önerilmektedir. Herhangi bir vitamin veya ilacın yararı yoktur” ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Ali Rıza Kural, “PSA seviyesinin yüksek olduğunu söylediğimde eczaneden bazı ilaçlar önerdiler. Satın aldım ama kullanma konusunda tereddütteyim; kullanmalı mıyım?” sorusuna da şu cevabı verdi: 5 alfa redüktaz inhibitörü dediğimiz ilaçlar (Finasteride, Dutasteride) özellikle prostat boyutlarını bir miktar küçültebilirler ve PSA düzeylerini de yarıya kadar indirebilirler. Ancak bu ilaçların libidoda azalma veya ereksiyon kusuru gibi yan etkileri olabilir. Ayrıca PSA değerinin bu ilaçlarla birlikte düşmesi, kanser şüphesiyle takip ettiğimiz hastalarda yanılgıya yol açabilir. Bu tip ilaçlar kanser olmadığından emin olduğumuz, daha çok ileri yaş ve prostat volümü 50 ml.’nin üzerinde olan hastalarda şikayetleri azaltmak amacıyla hekim kontrolünde kullanılmalıdır.” 


Haber / Menşure KARDEŞ