İstiklal Marşı, bir ulusun yok olmama direncinin sonucu 

İstiklal Marşımızın Kabulünün 99. Yıl Dönümü dolayısıyla dün Çerkezköy Halk Eğitimi Merkezi'nde "12 Mart İstiklal Marşı'nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy'u Anma Programı" düz

GÜNDEM 12.03.2020 18:30:00 0
İstiklal Marşı, bir ulusun yok olmama direncinin sonucu 

 

Dün saat 10.30'da Çerkezköy Halk Eğitimi Merkezi Konferans Salonu'nda düzenlenen programa; Çerkezköy Kaymakamı Atilla Selami Abban, Çerkezköy Belediye Başkanı Vahap Akay, Çerkezköy İlçe Jandarma Komutanı Volkan Torun, Çerkezköy İlçe Emniyet Müdürü Sertan Topkaya, Çerkezköy Merkez Komutanı Erdoğan Keskin, Kamu Kurum Müdürleri, siyasi parti temsilcileri, STK Temsilcileri ve vatandaşlar katıldı. 

 

"ÖLÜ ANANIN GÖĞSÜNDEN SÜT EMEREK GELİŞECEKTİ"

 

Program, Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşımızın okunmasıyla başladı. Ardından Kızılpınar Anadolu Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Kürşat Uğur, günün anlam ve önemini belirten konuşmasını yaptı. Uğur, "600 yıllık koskoca imparatorluğumuz 20'nci asrın başında adeta doğum sancısında ölen bir ana gibi çöküvermişti. Fakat doğan çocuk yaşayacaktı, hatta ölü ananın göğsünden süt emerek gelişecekti. Çünkü İstanbul simsiyah bulutlarla kaplı dururken Anadolu'da fecir aydınlığı halinde milli mücadelenin ilk kımıldanışları başlamıştı. Çok değil birkaç gün önce Çanakkale'de büyük bir cesaret örneği gösteren Mehmetçik, şimdilerde silahsız, aç ve bitkin bir haldeydi. Ancak hiçbir vatanseverin bu zillete katlanması düşünülemezdi. Nitekim çok geçmenden Anadolu'da milli mücadelenin meşalesi çoktan parlamıştı." ifadelerini kullandı.  

 

"AKİF'TEN BAŞKASI DEĞİLDİ"

 

Anadolu'da açılan milli mücadele bayrağının altına ilk koşanlardan birinin şair Mehmet Akif Ersoy olduğunu vurgulayan Uğur, "Bir bahar günü serin bir akşamüzeri Ankara'ya varan Mehmet Akif, hiç vakit kaybetmeden doğruca milletin kaderinin belirlendiği büyük millet meclisinin yolunu tuttu. Acı ve ızdırap dolu bu çetin günlerde canından çok sevdiği Türk Milleti'nin yanındaydı artık. Akif, Ankara'ya varır varmaz işe vatanın bağımsızlığı için kolları sıvamakla başladı. İlk iş olarak vatanın bağımsızlığı için halkı cihada, milli mücadele bayrağı altında toplanmaya çağırdı. Bu uğurda Anadolu'yu adım adım dolaşan şair, gittiği her vatan bucağında 'bu vatanda kaybedilirse gidilecek yer kalmaz' diyerek halka milli mücadeleyi anlatıp yüreklere iman ve ümit aşılamaktaydı. İşte tamda o günlerde batı cephesi komutanı İsmet Paşa, cephedeki Mehmetçiği şevke getirip coşturacak bir milli marş yazılması fikrini maarif vekaletini açar.Paşanın bu düşüncesi maarif vekaletince yerinde bulunularak bunun için bir yarışma tertip edilir. Tek şart yazılacak marşın milli mücadele ruhunu ifade edecek kudrette olmasıdır." dedi. 

 

"ULUSUN DERDİYLE DERTLENMİŞ AKİF'TEN BAŞKASI DEĞİLDİ" 

 

Bu kutsal vazifeyi ifa etmek adına çok sayıda şairin kalemlerine sarılarak yazdıkları şiirlerini maarif vekaletine sunduklarını belirten Uğur, "Bu şiirlerin sayısı 600'ü aşkındır. Ama ne var ki gönderilen şiirlerden hiçbiri istiklal ve milli mücadele ruhunu tam manasıyla yansıtacak kudrete sahip değildir. Böyle büyük bir kudreti barındıracak bir şiiri ancak imanıyla, yaşantısıyla Anadolu'nun çektiği ıstırabı hissedebilecek, onun için yanıp kavrulan bir kişi yazabilirdi. O kişi hiç şüphesiz milli mücadeleye gönül vermiş, ulusun derdiyle dertlenmiş Akif'ten başkası değildi. Böyle bir kişinin de milli mücadelenin destanını yazmakta güçlük çekmesi zaten düşünülemezdi. Göğsündeki sonsuz iman, bitip tükenmek bilmeyen vatan aşkı ve hürriyete olan sonsuz inancıyla bu marşı sadece ve sadece o yazabilirdi. Öyle ki onun 'Korkma cehennem olsa gelen göğsümüzde söndürürüz. O yol ki hak yoludur; dönme bilmeyiz, yürürüz.' dizeleri beklenen marşın çok öncelerden müjdeleyicisidir. Sonuçta milletin ıstırabını derinden hisseden Akif, milli mücadelenin ruhuna tercüman olan o büyük eşsiz şiirini gece gündüz gözünü bir an bile kırpmadan kaleme almıştır. Öyle bir şiir ortaya çıkmıştır ki bu şiir bir milletin trajik bir anda var olup olmama noktasında ihtiyaç duyduğu sonsuz gücü ve her türlü değeri taşımaktadır. Büyük Türk Milleti'nin yılmayan mücadele ruhunu yansıtmaktadır. İstiklal Marşı, bir ulusun  yok olmama direncinin, var olma mücadelesinin sonucudur. O marş öyle bir şiirdir ki şairi bile ölüm döşeğinden "Bu İstiklal Marşı'nı kimse yazamaz, ben dahi yazamam. Allah bir daha bu millete İstiklal Marşı yazdırmasın."  diyerek haykırmıştır. Bu şiir istiklalin ta kendisidir. Hakkıdır hakka tapan milletimin istiklal." diyerek konuşmasını sonlandırdı. 

 

ÖDÜL TÖRENİ YAPILDI 

 

Daha sonra 12 Mart İstiklal Marşı'nın kabulü ile ilgili ilçe çapında düzenlenen 'İstiklal Marşımızı Güzel Okuma Yarışması'nda dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi. Ortaokullar arası düzenlenen yarışmada birinci olan Metin Seçkin Ortaokulu öğrencisi Ege Çitak, ödülünü Çerkezköy Kaymakamı Atilla Selami Abban'dan aldı. Kaymakam Abban'ın isteği üzerine İstiklal Marşı'nı okuyan Çitak, dakikalarca alkışlandı. İlkokullar arası düzenlenen yarışmada ikinci olan Zeki Algur İlkokulu öğrencisi Hayrunisa Kaya, Ortaokullar arası düzenlenen yarışmada ikinci olan Özel Çerkezköyu Uğur Ortaokul öğrencisi Elanur Yüksel, Liselerarası düzenlenen yarışmada ikinci olan Çerkezköy Ticaret ve Sanayi Anadolu Lisesi öğrencisi Murat Uğur Akçaalan ödüllerini Çerkezköy Merkez Komutanı Erdoğan Keskin'den alırken ilkokullar arasında düzenlenen yarışmada üçüncü olan Tepe İlkokulu öğrencisi Dünya Topkaya, ortaokullar arası düzenlenen yarışmada üçüncü olan 75. Yıl Ortaokulu öğrencisi Nisanur Durdağı ve Liseler arası düzenlenen yarışmada üçüncü olan Hacı Fahri Zümbül Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencisi Duygu Fidan ödüllerini Çerkezköy Belediye Başkanı Vahap Akay'dan aldı. 

 

Haber / Buse SERİN