Önlemek, tedavi etmekten daha kolay

Dün saat 15:30’da Çerkezköy Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonu’nda düzenlenen seminer Narkotik Uzmanı - Araştırmacı Yazar İsa Altun tarafından verildi. Çerkezköy Kadın Geliştirme Derneği Başkanı Zeynep Bozkurt ve Dernek Başkan Yardımcısı Dilek Akkoyun’un konuşmalarının ardından Narkotik Uzmanı - Araştırmacı Yazar İsa Altun seminer verdi. 

HEPİMİZE GÖREVLER DÜŞÜYOR

Altun “Sayın kaymakamıma bu hassasiyetinden dolayı teşekkür ediyorum. Bağımlılık gibi sadece Türkiye’nin değil, dünyanın başına bela olmuş bu illet için kim elini taşın altına koyarsa hem bu dünyada hem de öbür dünyada bunun çok güzel karşılığını görecektir” dedi. Aslında bağımlılığın sadece polise ihale edilen global bir sorun olmadığını söyleyen Altun “Bağımlılıkla ilgili hepimize görevler düşüyor. Eğitim kurumları, anneler, babalar, medya, kamuoyu, sağlık, bütün birimler. Örneğin İran’da uyuşturucu kaçakçılığı, içiciliği, satıcılığı, ithalatı, ihracı, bütün envai çeşitleriyle ele aldığınız zaman İran idam ediyor. Buna rağmen 7 milyon bağımlı var. Elbette operasyon yapılacak, tahkikat yapılacak,, işin ceza hukuk tarafı var ama ben 1994’ten bu yana bin 283 seminer verdim. Önlemek, tedavi etmekten daha kolay” dedi. 

“TOPLUM OLARAK FABRİKA AYARLARINA DÖNMEMİZ LAZIM”

Bugün dünyada en çok uyuşturucu ele geçiren ülkenin Türkiye olduğunu söyleyen Altun, domuz etinden örnek vererek “Domuz etini yemeyin diye bir kanun yok. Ama kimse yemiyor. Bu bilinçtir. Uyuşturucu bağımlılığı konusunda da bu bilinci her yere verebilirsek, her gittiğimiz yerde anlatabilirsek bunun önüne geçebiliriz. Bizim toplum olarak yeniden fabrika ayarlarına dönmemiz  lazım. Bu işin ticaretini yapan, bu işten para kazanmayı düşünen insanlara da dur demenin vakti geldi geçiyor” dedi. 

“BAĞIMLILIK BİR BEYİN HASTALIĞIDIR”

Bağımlılığın bir beyin hastalığı olduğunu söyleyen Altun, bu beyin hastalığının nasıl başladığını ve sürecin nasıl ilerlediğini de anlattı. Son görev yerinin Bakırköy Adliyesi olduğunu ve orada 6 yıl çalıştığını söyleyen Altun, siber zorbalıktan bahsederek “Siber zorbalık çocuklarımız en çok rahatsız eden, ailelerin en çok vaktini alan, evladını elinden alan olguların başında siber zorbalık geliyor. Birçok uygulamalar var, virüsler var. Bunlar bir şekilde cihazlara ulaşarak çocukların görüntülerini alıyorlar, onları istismar ediyorlar. Derin internette çok büyük miktarda uyuşturucu ticareti yapılıyor. Siber zorbalıkta ailelerden istirhamım şu, eğer çocuğunuzun telefonu android işletim sistemli bir telefonsa mutlaka anti virüs yazılımı indirin. Çünkü anti virüs yazılı olan bir cihaz kaybolur, çalınır ya da bir yerde unutulursa o yerin konum bilgilerini size gönderiyor. İçindeki rehberi, fotoğrafı, klasörleri kurtarma imkanınız vardır. İçiniz rahat olur. Ebeveynlerden ricam şu. Anti virüsün içinde çocuğunuz hangi sitelere girmiş, hangi kelimeleri sorgulamış, hangi videoları izlemiş onun da raporunu mailinize gönderiyor” dedi. 

“KİŞİSEL BİLGİLERİNİZİ PAYLAŞMAYIN”

Adliyeye en çok gelen olgulardan birisinin de sahte web siteleri olduğunu kaydeden Altun “Sosyal medya üzerinden size puan vereceğiz,  çekiliş yapacağız, taline göndereceğiz gibi bir takım vaatlerle kişilerin sosyal medya hesabına vaatlerde bulunuyorlar ve onların kart bilgilerini edinerek kartlarını boşaltıyorlar. Bizim Türkiye’deki tüm bankalar ya com ya da com.tr uzantılıdır. Bunun dışındaki uzantılar sahtedir. Bunlara itibar etmeyin. Bunlardan bankacılık işlemi yapmayın, hiçbir zaman şifrenizin tamamını girmeyin. Kişisel bilgilerinizi paylaşmayın. Bilinmeyen bir internet sistemi var. Yakalanmamak için kartı suç örgütlerinin en çok olduğu ülkelerde boşaltıyorlar. Türkiye’de yapsa zaten polis onu yakalıyor” dedi. 

“13 YAŞINDAN ÖNCE SOSYAL MEDYA HESABI AÇMAYIN”

Bir dönem çocuk şubede de çalıştığını söyleyen Altun “Çocuklar üzerinde en çok siber zorbalığın çıkış sebepleri sevgisizlik, dikkat çekme. Çocuk dikkat çekebilmek için, evde göremediği sevgiyi, ilgili ve şefkati göremediği için siber zorbalık yapabiliyor. Siber zorbalık önce sanalda başlıyor. Daha sonra gerçek hayatta da uygulanıyor” dedi. Anne babalara “Çocuklarınıza sosyal medya hesabı açmadan önce kontrol ayarlarını yapın. Çocuğunuza 13 yaşından önce sosyal medya hesabı açmayın” tavsiyesinde bulunan İsa Altun, bilişim suçlarının cezaları ile ilgili de bilgiler verdi. 

“ÇOCUĞUNUZUN GÖZLERİNE SEVGİYLE BAKIN”

“İhmal istismarı getirir” diyen Altun, “Çocuk ihmal edilirse istismara da maruz kalabilir. Çocuklara dikkat edin. Mümkünse aileleriyle de görüşün.  Aileler çocuğun bağımlı olduğunu en az 2 yıl sonra fark ediyor. Çünkü aileler göz teması yapmıyor, çocuğu gözlemlemiyor. Anne babalardan istirhamın, çocuklarınızın gözüne günde 60 saniye sevgiyle bakarsanız inanın o çocuk bağımlı olmaz. Sevgiyle, merhametle o çocuğa bakıldığı zaman, saçını okşadığınızda, omzunu sıvazladığınızda o çocuk asla evde bulamadığı ilgiyi, desteği dışarıda aramaz. Çocukların hayır diyememesi de etkili. Çocuklar arkadaşlarına hayır diyemiyor. Biz çocuklarımıza hayır deme becerisini en başta öğretmemiz lazım. Önleme aşamasında hepimize görevler düşüyor. Aileler çocuklarının çantasında buldukları otun, maddenin ne olduğunu bilmiyor. Bilişim ve madde okuryazarlığının artması lazım” dedi. 

12-22 YAŞ BİZİM İÇİN EN RİSKLİ DÖNEM

En çok suç unsurunun bulaştığı yaşların 12-22 yaş arası olduğunu söyleyen Altun “Çocuklar en çok kafaları karşılık olduğu zaman suça bulaşıyor. Özellikle ergenlik döneminde. Kimlik, kişilik ve mizacın en çok arandığı dönem. Cezaevlerine baktığımız zaman da en çok 12-22 yaş grubu çocuklar var. 12-22 yaş bizim için en riskli dönem. Bunun üzerine çok düşmek lazım. Bağımlılık tedavi edilebilen ve iyileşebilen bir hastalıktır. Tedavisi mümkündür” diye konuştu. 

Haber / Gülveren ALTUNOĞLU