Balkanlar ve İslam Sempozyumu düzenlendi

Trakya Üniversitesi'nin ev sahipliğinde düzenlenen, "Tarih ve Toplum", "İlim ve Âlimler", "Sanat ve Mimari", "Tasavvuf ve Edebiyat" ve "Bir Arada Yaşama Tecrübesi" ba

GÜNDEM 15.10.2019 13:32:00 0
Balkanlar ve İslam Sempozyumu düzenlendi

Sempozyumun açılışına, Diyanet İşleri Başkan Vekili Osman Traşçı, Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Osman Nuri Hatipoğlu, Prof. Dr. Murat Yurtcan, Prof. Ahmet Hamdi Zafer, Karadağ Başmüftüsü Rifat Feyziç, Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı, İlahiyat Fakültesi Dekanı ve Genel Sekreter Prof. Dr. Cevdet Kılıç, İslâmî İlimler Araştırma Vakfı (İSAV) Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Ali Özek, İl Müftüsü Emrullah Üzüm ile dekanlar, müdürler, çalışanlar ve öğrenciler katıldı. Türkiye’nin Balkan ülkeleriyle dostluk ilişkilerini ve iş birliğini geliştirmek amacıyla düzenlenen sempozyum, Saygı duruşu ve İstiklal Marşımızın okunmasıyla başladı. Daha sonra, Kur’an-ı Kerim tilaveti gerçekleştirildi.

YURTDIŞINDAN DA RAĞBET GÖRDÜ 

Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı, Trakya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı ve Genel Sekreter Prof. Dr. Cevdet Kılıç, “İlahiyat Fakültemiz, sadece eğitim öğretimle yetinmeyip bölge insanımızın manevi gelişimine ve din eğitimine de büyük katkı sunmaktadır. Fakültemiz, Milli Eğitim Bakanlığı ve Diyanet camiasının çeşitli kurumlarından sivil toplum kuruluşlarına, Batı Trakya’dan Balkanlara kadar dört bir yana elini, kolunu ve bağrını açmakta, her türlü hizmete koşmakta, halkımız ve bölgemiz nezdinde gün geçtikçe itibarını daha da artırmaktadır. Bu sempozyumla gönül coğrafyamızın vazgeçilmez unsuru olan Bakanlarla daha yakın iş birliği sağlamayı, müşterek değerlerimizi gün yüzüne çıkarıp canlı tutmayı, yeni dostluk, kardeşlik ve samimiyet imkanları aramaya zemin hazırlamayı hedefliyoruz. Sempozyumumuzun ana ve alt başlıklarına bakıldığında, her biri bir uzmanlık gerektiren konulardan seçildiği görülebilir. Sempozyumumuza başvuran 180 tebliğ talebinden ancak 90’ına yer verilebiliyoruz. Sempozyumumuz, yurt dışından da büyük rağbet gördü. 8 Balkan ülkesinden toplam 24 Balkanlı araştırmacımız tebliğlerini sunacaklar. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.

'ÜNİVERSİTELERİN YANINDAYIZ'

İslami İlimler Araştırma Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Salih Tuğ, "Vakıf olarak ilim ve sosyal alanlar başta olmak üzere pek çok konuda üniversitelerin yanındayız. Tarih boyunca medreseler, ilmî faaliyetleri organik bir bütünlük içinde gerçekleştiren eğitim yuvaları olarak başta Orta Doğu ve Balkanlar olmak üzere dünyanın muhtelif ülkelerinde varlık göstermiştir. Cumhuriyet Dönemi ile bilhassa II. Dünya Savaşı’ndan sonra yeni bir anlayış doğrultusunda kurulan müesseseler ise teknik bilimler, sosyal bilimler yahut ilahiyat alanında yapılan çalışmaların ilmi bir çerçevede toplanmasına yardım ve kaynaklık etmiştir. Trakya Üniversitesi de bu kapsamda topladığı bu uluslararası ilim muhitinde Balkanlardaki İslam ve Müslümanlar konusunu ele almak suretiyle ilmin gelişmesinde, çoğalmasında gayret sarf etmektedir. ‘Zorlaştırmayın, kolaylaştırın.’ düsturu ve fehvasıyla bizler de kurumlarımızın işlerini kolaylaştırma gayreti içerisindeyiz.” dedi.

'ETKİNLİK ZİNCİRİ OLUŞTURMAK İSTEDİK'

Türkiye’nin bölge coğrafyasında çok önemli bir role sahip olduğunu, bu rolün bu coğrafya insanının anavatanı olmasından geldiğini söyleyen Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, Balkanlar, Kafkaslar ve Orta Doğu coğrafyasında hiçbir zaman yaşanmayan huzur döneminin 500 yıla yakın bir zaman Osmanlı himayesinde yaşandığını vurguladı. Bu huzuru ve birlikteliği tekrar tesis etmek ve iş birliklerini artırmak için Balkan Üniversiteler Birliği (BUA) ve Trakya Üniversiteler Birliği (TÜB) gibi oluşumlar sayesinde çalışmalar gerçekleştirdiklerini ifade eden Rektör Prof. Dr. Tabakoğlu, “Trakya Üniversitesi olarak gerek TÜB gerek BUA ile Balkanlar için bir dizi etkinlik zinciri oluşturmak istedik. Bu sempozyumumuz da yine TÜB’ün değerli Rektörlerinin ve İlahiyat Fakültelerinin katkıları ve destekleriyle gerçekleşiyor." şeklinde konuştu.

'DERİN ACILARA SAHNE OLMUŞ'

Tabakoğlu, "Bugün burada bu zincirin sadece bir halkasını görüyoruz. Önce ‘Balkanlar ve Kadın’ dedik, Balkanlardaki Türk Müslüman Kadın STK’ları davet ederek Ülkemizdeki STK’larla buluşturan önemli bir çalıştaya imza attık. Arkasından ‘Balkanlar ve Türkoloji’ dedik, Balkanlarda Osmanlı Barışı’nın tutkalı Türkçemizin bu bölgedeki gücü ve bölge dilleriyle olan ortaklığını gözler önüne seren bilimsel niteliği yüksek “Balkanlarda Türkoloji’nin Dünü, Bugünü, Yarını Çalıştayı”na imza attık. Bu kapsamda duayen Türkologların buluşmasına tanıklık ettik. ‘Balkanlar ve Göç’ dedik, Balkanları çalışan alanında uzman tarihçileri ağırladık. Şimdi ‘Balkanlar ve İslam’ diyerek yine pek çok kıymetli ve değerli akademisyene ev sahipliği yapıyoruz. 1361’de Osmanlı Edirne’yi başkent yaptığında, çok kısa bir süre içerisinde ilmiyle, irfanıyla akılları ve gönülleri fethederek Balkanlara hâkim olmuştu. Daha önceden bu coğrafyalara gelmiş erenlerin, gönül erlerinin tesiriyle Müslümanlık bu coğrafyaya tarihinin en uzun barış ve sükûnet dönemini yaşatmış. ‘Pax Ottoman’ denilen bu Osmanlı barışının yeşerttiği, yaşattığı bu topraklar Osmanlı’dan sonra derin acılara sahne olmuştur. Bu tarihsel süreçte çok büyük göçlere tanık olduk." dedi.  

'TÜRKİYE KENDİ YUVAMIZ, ANAVATANIMIZ GİBİ'

Trakya Üniversitesinin Balkanlara büyük bir ihtimam ve hürmet gösteren çalışmalara imza attığını, Balkanlarda kendilerini yalnız bırakmadığını ifade eden Karadağ Başmüftüsü Rifat Feyziç “Balkanlar, Türk tarihinin ayrılmaz bir parçası, vazgeçilmezi bir bütünü. Balkanlar, Müslüman tebaanın bir parçası haline geldiğinden bu yana Türkiye ile aynı hisleri aynı duyguları paylaşıyor. Türkiye, bizler için çok önemli ve değerli. Türkiye’yi kendi yuvamız, anavatanımız gibi görüyoruz. Aynı şekilde burası da Balkanları kendi yuvası, gönül coğrafyası. Balkan coğrafyası, Osmanlı çekildikten sonra acıya ve hüzne boğuldu. Barış, huzur ve istikrar büyük yara aldı. Balkanlar, uzun yıllar değişik anlayışların ve rejimlerin etkisi altında savruldu. İslamiyet’in yaşatılması ve sürdürülmesi için canlarını ortaya koymaya hazır, varlığını hiçe sayan nice insanlarımız vardı. Pek çoğu uzun yıllar hapishanelerde tutsak edildi. Hatırlamamız gereken, saygıyı hak eden Müslüman kardeşlerimiz var. Bizler bunları düşündüğümüzde, Türkiye’nin bizler için önemini çok daha iyi anlıyoruz." dedi. 

 

 

'İSLAM DÜNYASI ZAMANIN GERİSİNDE KALDI'

Uluslararası Balkanlar ve İslam Sempozyumu’nun coğrafyamızın ve ümmetin geleceği açısından önemli bir ihtiyaca cevap vereceğini kaydeden Diyanet İşleri Başkan Vekili Osman Tıraşçı “İslam medeniyeti bir ilim medeniyetidir. Asr-ı saadetten Endülüs’e, Maveraünnehir’den Osmanlı coğrafyasına kadar Müslümanlar çok zengin bir ilim ve kültür medeniyetinin varisidir. Bu inanç ve azimle Müslüman âlimler, 7. yüzyıldan Rönesans’a kadar yedi asır boyunca ilmin bütün alanlarında insanlığın inkişafına öncülük etmişlerdir. Hâl böyleyken, bugün kendi medeniyet ve kaynakları ile ünsiyet kurmakta zorlanan bir topluluk haline gelişimiz oldukça dikkat çekici ve manidardır. Bu açıdan öncelikle bilginin bir imkân, güç ve değer olduğunun farkına vararak bugün bizleri okumaktan, dünyamızı yakından tanımaktan hangi saiklerin alıkoyduğunu iyice idrak etmemiz gerekiyor. Bilgiyi üretmeyenler, üretilen bilginin takipçisi hatta mahkûmu olmaya mecburdur. Zira İslam dünyası bugün bilim, teknik, tıp, sosyal bilimler, dahası ilahiyat alanında bilgiyi üretme, güncelleyip değere dönüştürme ve hayata kılavuz yapma konusunda maalesef zamanın gerisinde kalmıştır. Bu mesafeyi acilen telafi etmek durumundayız." ifadelerini kullandı. 

90 TEBLİĞ İLE BİLİM DÜNYASINA KATKI YAPILDI

Açılış konuşmalarının ardından Trakya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı ve Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Cevdet Kılıç moderatörlüğünde Makedonya Kalkandelen Üniversitesinden Süleyman Baki ve Gazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Zeki İbrahimgil, sunumlarıyla açılış oturumu gerçekleştirildi. Farklı oturumlarda, yoğun bir ilgiyle iki gün boyunca devam eden sempozyumda sunulan toplam 90 tebliğ ile bilim dünyasına önemli katkılar yapıldı.

Haber / Buse SERİN