BU TAVIR TARİHE ALTIN HARFLERLE GEÇECEK
TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmaya kadınlara ve sivil toplum örgütlerine teşekkür ederek başlayan Candan Yüceer, “Türkiye, kadınların çocuklar söz konusu olduğunda, çocuk istismarı söz konusu olduğunda nasıl bir mücadele azmine sahip olduğunu gördü. Emin olun, bugün gösterilen tavır ve direnç tarihimize altın harflerle geçecektir. 15 yaşındaki bir kızın rızaen ilişkiye girebileceği kanunlarda zaten yazılı. Bu düzenleme 15 yaş altı çocukların istismarıyla ilgili yani hiçbir koşulda rızanın olmayacağı, rızanın yok sayıldığı ve her türlü cebrin, tehdidin varsayıldığı yaş grubu için getirildi. Değişiklik teklifinin başına ‘cebir, tehdit, hile’ koyunca durum değişmedi. 11-12 yaşındaki bir çocuğun rızası olamaz” dedi.
ÖNERGE BİR PARÇA BİLE VİCDAN TAŞIMIYOR
Önergenin, bir hukuk garabeti olduğunu söyleyen yüceer, “Bu değişiklik teklifi bir parça bile vicdan taşımıyor. Çocuk evliliklerini meşru kılan, kız çocuklarının haklarını yok sayan, istismarın cezasız bırakılmasını isteyen çarpık, çürümüş bir zihniyetin yansımasıdır bu önerge. Burada konuşulan cinsel istismardır. Burada konuşulan tecavüzdür. Burada konuştuğumuz şey, 11-12 yaşındaki kız çocuklarımızın, sokakta oynaması gerekirken, koca koca adamlarla evlendirilmesidir. Bunu düşünenin aklından, vicdanından ve izanından şüphelenirim. Türkiye'nin dört bir yanında çocuk gelinler var.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANININ NEDEN SESİ ÇIKMIYOR?
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın "Düğün yapılmış, dernek yapılmış, gelmişler hediyelerini takmışlar, resmen evlenmişler, Medeni Kanun anlamında değil yani, halk arasında kabul şeklinde söyleyeyim. Bunun düğününe savcı gelmiş" şeklindeki açıklamalarını eleştiren Yüceer, “O düğüne giden savcıya dava açacağın yerde, bu durum önergenin gerekçesi oluyor. Adalet Bakanı ‘resmen’ kavramının ne anlama geldiğini bile bilmiyor. Adalet Bakanı böyle olunca tabii, hukukun da adalet beklentisi de bizler için hayal oluyor. Yalnızca geçtiğimiz yıl adliyeye taşınan çocuğa yönelik cinsel istismar vaka sayısı 16 bin 957 oldu. Cinsel istismarın yalnızca yüzde 10'u açığa çıktı. Bunun da yüzde 1'i cezalandırıldı. 2010 yılından bu yana 100 binden fazla çocuk istismarı adliyeye intikal etti. Geçtiğimiz yıl 15-17 yaş arasında 17 bin 789 çocuk doğum yaptı. Bunları görmezden gelerek, çocuk hakları konusunda yaptığınız bu düzenlemenin hangi sonuçlar doğuracağını düşünmüyor musunuz? Bence umursamıyorsunuz. Tecavüzcüleri cezasız bırakmak nasıl içinize siniyor, yüreğiniz hiç acımıyor mu, bu kadar mı taş kesti? Sayın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanının neden sesi çıkmıyor? Sesi çıkmıyorsa rıza vardır diyebilir miyiz? Aslında AKP'nin tecavüzcüleri, çocuk istismarı fiilini cezalandıracağı yerde âdeta çocuğu cezalandırırcasına onu tecavüzcüsüyle evlendirmesini hiç şaşırtıcı bulmuyorum. Geleneğinizde var diye çocuk evliliklerini savundunuz. Tecavüze uğrayan doğursun, bebeklerine biz bakarız diyen gene bu ülkenin, bu Hükûmetin Bakanıydı. Anası tecavüze uğruyorsa çocuğun günahı ne? Anası ölsün diyen gene sizlerdiniz. Takke düştü, kel göründü. Bu değişiklik bugün doğmuş, doğmamış tüm çocuklarımızın haklarını yok sayan, tecavüzü ve istismarı meşrulaştıran, yasal zemin hazırlayan bir düzenlemedir” ifadelerini kullandı.
Marmara Haber
