Fransa’nın başkenti Paris’te Charlie Hebdo Dergisine ve çalışanlarına yapılan saldırıya yönelik tepkilerin sürdüğünü anımsayan İriş, "Bu olaya gösterilen ilk tepkilerin derli toplu bir düşüncenin yansıması olmasını zaten beklemiyorduk. Ancak bu saldırının ardından ısrarla İslam’a ve Müslümanlara dil uzatmak sistemli bir propagandadır. 11 Eylül saldırılarının ardından Batı’da oluşturulan İslam terörü imgesinin bu topraklarda yaşayan kalem ve kanaat sahipleri tarafından dillendirilmesi ise elbette bir aymazlıktır. Bizim Charlie Hebdo dergisinin çizgisini tasvip etmemiz de, Efendimiz (sas)’e ve İslam’a yönelik çirkin yaklaşımlarını düşünce özgürlüğü olarak değerlendirmemiz de mümkün değildir. Her zamanda ve mekanda Efendimiz (sas)’e ve İslam’a yapılan çirkin saldırıları en ağır şekilde eleştirmeye ve bunu en hafif tabirle ‘haddini bilmeme’ olarak nitelendirmeye devam edeceğiz. Bu tavırdan geri adım atmamız ve yapılan edepsizliği hoşgörü kapsamına almamız söz konusu bile olamaz" dedi.
Türkiye’de bazı medya kuruluşlarının Charlie Hebdo dergisine yönelik saldırıları sözde basın özgürlüğü adı altında eleştirdiklerini belirten İriş, "Olayı İslam düşmanlığına ve Efendimiz (sas)’e hakarete prim verme noktasına getirmeleri Netanyahu ile İsrail ile aynı safta olmalarından öteye değildir. Bir kısım medya kuruluşumuz ABD, İngiltere, Fransa ve İsrail’in İslam coğrafyasını kan gölüne dönüştürmelerini basın özgürlüğü kapsamında değerlendirebilecek kadar alçalmaktadır. Biz Anadolu Gençlik Derneği mensupları olarak hiçbir terör olayını tasvip etmiyoruz. Tüm çirkefliğine ve çirkinliğine rağmen Charlie Hebdo dergisine yönelik saldırıyı da tasvip etmiyoruz. Terörü bitirecek sürecin ABD, AB ve İsrail ile kol kola Paris’te yürümekten değil, D-8 ülkelerinin ve dünyanın tüm mazlum ülkelerinin liderleriyle aynı safta emperyalizme karşı İstanbul’da yürümekten geçtiğine inanıyoruz" ifadelerini kullandı.
İha
