Kelebekler özgürdür

Cumhuriyet Halk Partisi Çerkezköy Kadın Kolları ülkemizde kadına yönelik şiddeti yaptıkları basın açıklamasıyla kınadı.

GÜNDEM 25.11.2013 15:16:00 0
 Kelebekler özgürdür
ŞİDDET HER GEÇEN GÜN ARTIYOR
Cumhuriyet Halk Partisi Çerkezköy Kadın Kolları Başkanlığı 25 Kasım Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü nedeniyle basın açıklaması yaptı. Kadın Kolları Başkanı Şayka Çalışkan tarafından yapılan basın bildirisine Çerkezköy Belediye Meclis Üyesi aday adayları da katıldı. Şayka Çalışkan, basın bildirisinde kadınların her geçen gün daha fazla şiddete maruz kaldıklarına vurgu yaparak, “25 Kasım 1960, Dominik Cumhuriyeti’nde katledilen ve Dünya’da kelebekler adıyla efsaneleşen Mirabel Kardeşlerin anısına 25 Kasım günü, ‘Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’  olarak anılmaktadır. Dünyanın dört bir köşesinden kadınlar, efsaneleşen bu üç kelebeği anıyorlar. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, ayrımcılığa, ataerkil toplumsal şiddete, aile içi şiddete, savaşa karşı; kadın dayanışmasını örgütlüyor, seslerini yükseltiyorlar” dedi.
 
165 KADIN ÖLDÜRÜLDÜ
Ülkemizde son yıllarda kadına yönelik şiddette büyük bir artış olduğunu belirten Çalışkan, “Ülkemizde öldürülen kadın sayısı 2012 yılında 165 iken 2013 ün ilk 10 ayında bu sayı 168’e çıkmıştır. Türkiye’de evli kadın nüfusunun yüzde 39’u fiziksel şiddete, yüzde 15’i cinsel şiddete, yüzde 44’ü duygusal istismara maruz kalmaktadır. Cinsel saldırıya uğrayan kadınlardan çoğu korku, baskı gibi gerekçelerle şikâyetçi dahi olmamıştır. Öldürülen her iki kadından biri kendi hayatına dair bir karar vermek istediği için öldürüldü. Devletten koruma talebiyle polise veya savcılığa başvuran kadınların yüzde 73’ü, sığınma evlerinde olan kadınların ise yüzde 27’si cinayete kurban gitti. Kadına karşı şiddet sadece fiziksel değil, ekonomik, psikolojik ve cinsel olarak da sürmektedir. Bu rakamlar, seçim dönemlerinde sık sık tekrarlanan “kadına yönelik şiddete sıfır tolerans" söylemlerini yalanlamaya yetiyor. Kadınlar kadın oldukları için şiddetin her türlüsüne maruz kalıyorlar” diye konuştu.
 
FIRSAT EŞİTLİĞİ SIRALAMASINDA 127’NCİYİZ
Kadınların eğitimden yoksun bırakılarak eve mahkûm edildiği, ekonomik faaliyetinin yasal ve geleneksel birçok engelle kısıtlandığını sözlerine ekleyen Çalışkan, “Çalışma yaşamında bin bir haksızlık ve ayrımcılıkla karşılaştığı koşullarda, şiddetin ilk hedefi de doğal olarak biz kadınlarız. Ülkemizde okuma yazma bilmeyenlerin yüzde 83’ünü kadınlar oluştururken, kız çocuklarını okuldan uzaklaştıran düzenlemeler birbiri ardına devreye sokulmaktadır. Kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 29 iken ekonomi ve fırsat eşitliğinde 136 ülke arasında 127’nci sıradadır. Kadınlar kayıt dışı olarak istihdam edilmek istenmekte ve sigortasız, güvencesiz işlerde çalıştırılmaktadır. Türkiye’de kadınlar ortalama olarak erkeklerden yüzde 20 oranında az ücret almaktadır ve çalışan kadınların yaklaşık yüzde 50’si mobbing mağdurudur” dedi.
 
YAŞANANLAR  11 YILLIK OTORİTENİN SONUCU
Ülkemizde yaşananların muhafazakârlaşmanın ve feodal yapının yanı sıra 11 yıllık otoriter devlet anlayışının bir sonucu olduğunu ifade eden Çalışkan, “Günümüzde ileri sürülen “Kutsal Aile tarzı”  her gün beş kadının eşi, sevgilisi veya herhangi bir yakını tarafından öldürüldüğü ülkemizde tamamen çökmüştür. Bireyi, bedeninden kişiliğine kadar denetim altına alma ve terbiye etme arzusuyla kadınlarımız, özde yasakçı, sözde uzun vadeli nüfus politikası hedeflerine kurban edilmek istenmektedir. Doğurganlık üzerine kurulan baskılar kız ve erkeklerin aynı evlerde yaşadıklarında denetim altına alınmak istenmeleri, çocuk gelinlerin gittikçe artan sayısı, baskıcı iktidarın ve ideolojilerin ortak yanıdır” diye konuştu.
 
SEVGİYLE ÖRGÜTLENECEĞİZ
Çalışkan, “Bireylerin bedenleri ve hayatları üzerinde en yüksek düzeyde denetim kurarak rejimi imza etmeye çalışan bu düzeni red ediyoruz. Biz kadınlar, toplumsal cinayetin erkeği otorite, iktidar sahibi olmaya zorladığı, namus gerekçe edilerek yakını olan kadını öldürmesinin emredildiği bu topraklarda şiddete karşı mücadelenin sadece kadınların değil erkeklerin de sorumluluğu olduğuna inanıyoruz. Kadına yönelik şiddetle mücadeleyi bir kamu politikası olarak benimsiyor ve sosyal politikalarımızı bu doğrultuda ele alıyoruz. ‘Böyle gelmiş böyle gider’ diyenlere karşı ‘yeter artık’ diyen kadınların yaşamlarını kendi yaşamlarımıza katıyoruz. Verdiğimiz mücadelede sevgiyi örgütlemek amacıyla “Kelebekler Özgürdür” diyoruz” açıklamalarında bulundu.
 
Haber / Asim YAVUZ