Gözden kaçırmayın
Yolcu Haklarına Dair Değişiklik, Resmi Gazete'de yayımlandıMHP Çerkezköy İlçe Kadın Kolları Başkanlığı Cumartesi günü 14.00’da Çekçi Kıraathanesi’nde kadına uygulanan şiddeti anlattı. Kıraathanede bulunanların ilgi ile dinlediği toplantıda, ülke gerçekleri masaya yatırıldı. Kadına şiddetin nedenlerinin de anlatıldığı toplantıda konuşan İlçe Yönetim Kurulu Üyesi ve İlçe saymanı Nilay Asbaş “Kadına, ataerkil ailelerde daha fazla değer verilmekteydi. Tarihimizde bunu örnekleri vardır. Oğuzlar’da, Selçukluklarda ve Osmanlı’larda kadın erkeğin yanında olup şiddet görmemekteydi” dedi.
ERKEK EGEMEN KADIN MAHCUP
Çocukların günümüzde yanlış eğitim nedeni ile şiddete yönlendirildiklerini öne süren Asbaş “Ailenin toplumun geleceğini belirlemesi açısından üstlenmiş olduğu misyon çok önemlidir. Erkek ve kız çocuk arasında yanlış eğitim sonucunda farklılıklar oluşturulmaktadır. Erkek çocuğa her zaman kız çocuktan farklı şekilde davranılmaktadır. Kız çocuğuna oyuncak olarak bebek veririz. Erkek çocuğuna ise silah. Çocuk oynadığı oyuncağın etkisinde kalmaktadır. Bir de kıza tembihleriz. Sakın ha ağabeyinin sözünden çıkma. Psikolojik baskılar çocuk büyüdükçe etkilerini de gösterir. Erkek çocuğa vermek istediğimiz mesaj onun egemen olduğu, kızın ise birilerinin emriyle hareket etmesi gereken varlık olduğudur” şeklinde konuştu.
AİLEDE ŞİDDET ETKİLİ
Anne ve babanın kavgalarına şahit olan çocuğun kavgacı ve asabi bir mizaca sahip olabileceğini, bu gibi hataların da, toplumumuzda yoğunlukta görüldüğünü belirten Asbaş “Aile içindeki kavga ve dargınlıkların çocuğa yansıması sonucunda, onların dünyalarında kin ve nefreti oluşturmaktadır. Bu sadece kin ve nefretle sınırlı kalmayıp, aynı zamanda her şeye boyun eğen, her baskıya eyvallah eden bir karakteri de ortaya çıkarmaktadır. Bir de bu çocuğun değişik nedenlerden dolayı okuyamadığını düşünün. Kocasının eline bakan, onun verdiği ve sunduğu imkânlarla yaşamak zorundadır. Kız annesinin rolünü üstlenirken, erkek çocuk da babasının bıraktığı yerden hayatına devam eder. Bu kuşaktan kuşağa devam eder gider. Böylesine adil olmayan bir hayat tarzını çocuklarımıza sunan bizleriz. Bugün onları nasıl yetiştiriyorsak, yarın da o şekilde göreceğimizin hesabını yapmak zorundayız” dedi.
EĞİTİMLİLER DE ŞİDDET UYGULUYOR
Kadına şiddeti yalnızca okumamış kesimin uygulamadığını, doktora yapmış insanların da aynı şekilde bu hayat tarzını benimsediklerini söyleyen Asbaş “Bilinçlenme, her ferdin eğitimli olması sağlandığı takdirde biter mi sanıyorsunuz? Bence hayır. Çünkü tanık olduğumuz birçok olay, eğitim ve öğretimde zirve yapmış insanlar tarafından işlenmektedir. Lisans yapmış, profesör olmuş kişiler arasında da kadına şiddet uygulanmaktadır. Demek ki eğitimsizlik yalnız başına bir sebep değildir” dedi.
SEBEP BOZUK EKONOMİ
Aile içi şiddetin asıl nedeninin, ekonominin bozuk olası olduğunu iddia eden Asbaş “Ekonomik yeterliliğe sahip olmayan aile fertlerini, ne kadar eğitirseniz eğitin, şiddeti azaltamazsınız. Çözüm insanımızın ekonomik düzeyinin, günün şartları seviyesine yükseltilmesidir. Ülkemizde açlık sınırı 1073 TL’dir. Oysaki asgari ücret 773 TL. 4 kişilik bir ailenin karnını doyuruyor olabilmesi için 1073 TL geliri olması gerekiyor. Oysaki milyonlarca insanımız asgari ücret olan 773 TL ile geçinmek zorunda. Çocuğun bir çikolata istemesi, babanın bunu alamaması şiddeti tırmandıran nedenlerdendir” şeklinde konuştu.
İŞSİZLİK HAD SAFHADA
Ülkemizde hayat şartlarının ağır olmasının olumsuz yansımalarının kadına fatura edildiğini ifade eden Nilay Asbaş “Sonuçlardan ziyade sebepler önemlidir. Siz sebebi ortadan kaldırmaya yönelik çaba içerisinde bulunmuyorsanız, şiddet de hiçbir zaman eksik olmaz. Ülkemizde takriben 3 milyon işsiz mevcut. Bu işsizlerin 700 bini üniversite mezunu. İşsiz insanların işe kavuşturulması hususunda hükümet herhangi bir kaygı taşımıyor. Çalışanlar almış oldukları 773 TL ile AB normlarına göre çalışıyor görünmüyorlar. Bu miktar çalışmayan insanlara verilmesi gereken işsizlik parası olmalıydı” ifadelerini kullandı.
Marmara Haber Merkezi
Yorumlar
Yorum Yap