FAHRETTİN MASUM BUDAK


AKŞENER'İN GİDİŞİ

Meral Akşener son seçimlerde yenilince partisinin dağılmasını ve kendisinin daha fazla hırpalanmasını önlemek ve Koray Aydın'ın önünü kesmek için apar topar olağanüstü kongre kararı aldı.


Bu konuda parti içi grupların toparlanmasına fırsat vermeden gittiği Genel Başkan Seçimli Kongrede, yaptığı duygusal konuşmada kendisini temize çıkarmaya çalıştı ve el altından taraftarlarına Müsavat Dervişoğlu'nu desteklediğini işaret etti.

 

Asıl amacı, gemi karaya oturmadan ve araba duvara toslamadan bu işi bir başka arkadaşına devrederken partinin yularını elden bırakmamaktı.. 

 

O'nu da bu yöntemle başararak derin bir nefes aldı. 

 

Ancak gemi bir şekilde su almaya başlarken, gemi kaptanının gemiyi terk etmesi hayra alamet olarak yorumlanmadı. 

 

Belli ki bu geminin akıbeti gemiyi terk edenlerin tutum ve davranışıyla sağlıklı bir sonuca ulaşamayacaktır.

 

Zira, İyi Parti'de sağlam ve dengeli bir duruş yoktur. 

 

Nerede duracaklarını ve nereye hitap edeceklerini bugüne kadar net bir şekilde ortaya koyamadılar. 

 

Zaten duracakları ve konumlanacakları bir yer de yoktur. 

 

Sağa kaydılar olmadı. 

 

Sola kaydılar olmadı. 

 

Merkeze geçtiler olmadı. 

 

En sonunda üçüncü yol dediler, o da hiç olmadı.

 

Meral Akşener, Özal ve Demirel'den esnek olmayı öğrenen ve gittiği yerin şeklini alan bir siyasetçiydi. 

 

Faydacı ve pragmatik bir politikacı olarak yüzünü yararlanabileceği tüm yönlere çevirdiği halde önemli bir başarı yakalayamadı.

 

O'ndan görevi devralan Müsavat Dervişoğlu, her ne kadar Tolga Akalın sayesinde kazandıysa da Genel Başkanlığı uzun süre götüremeyeceği açık ve nettir. 

 

Dervişoğlu, geçmişini milletvekili olma uğruna inkâr eden renksiz bir adamdır. 

 

20 Mart 2018’de vermiş olduğu bir demecinde "Bundan bu yana ben ülkücüyüm ve ben ülkücü idim demeyeceğim" sözünü sarf eden bir politikacıdır.

 

Diğer yandan İyi Parti, Cumhur İttifakı'nı demokratik yollarla devirmek için Batı'nın, Amerika'nın ve Türkiye'deki solcuların talepleri doğrultusunda kurulmuş bir parti idi.

 

İçten ve dıştan estirilen güçlü rüzgarlara rağmen bir varlık gösteremeyince vazgeçilen ve kaderine terk edilen bir konuma sürüklendi. 

 

Arızalı arabanın şoförü değiştirilse de bu siyasi trafikte bu arabanın seyri mümkün değildir.

 

Rotası ve istikameti belli olmayan bir yolculuğun sonu hüsrandan başka bir şey değildir.

 

FAHRETTİN MASUM BUDAK