“Türk milletinin varlığı için ülkücüler bir sigortadır”

Ülkücü hareketin önde gelen isimleri Bağcılar’da bulunan Sivas Evi Muhsin Yazıcıoğlu Konağı’nda bir araya geldi.

TÜRKİYE 6.05.2024 11:30:00 0
“Türk milletinin varlığı için ülkücüler bir sigortadır”

Yemek ve duanın ardından konuşan İstanbul Ülkü Ocakları eski Başkanı Erdem Karakoç, ülkücülerin her hafta toplanmalarının amacı ocak ruhunu geliştirmek, gelecek nesillere aktarmak ve MHP’nin siyasi iktidarına destek vermek olduğunu ifade etti. 

 

“VARLIĞINI TÜRK MİLLETİNE ADAMIŞ BİR HARELETİZ”

 

Varlığını Türk milletine adamış bir hareket olduklarını ifade eden Karakoç, “Başbuğun izindeyiz. Başbuğumuz bu davanın vatan, millet, hak ve hakikat davası olduğunu Mamak’taki savunmasında çok açık dile getirmiş ve demokrasiyi geliştirmenin de bizim önemli uğraş alanlarımızdan olduğunun altını çizmişti. Dün olduğu gibi bugünde şehidi bol bir hareket olarak Türkiye üzerine oynanan oyunları bozmaya çalışıyoruz. Gelecekte başarılı olmak için gücümüzü artırarak her alandadaha da tesirli olmalıyız. Birlik olduğumuz yerlerde başarı geliyor, birlikte rahmet arıyoruz. Yolumuz Allah yoludur. Ülkücü kendini hak yola adayan kişidir. Durmadan, ara vermeden çalışmak her ülkücünün görevidir” dedi. 

 

“ÜLKÜCÜLER TÜRK MİLLETİNİN HİZMETİNDEDİR”

 

Milliyetçi Hareket Partisi İstanbul Eski Milletvekili Mustafa Verkaya da bu toplantıların bir hareketin vazgeçemeyeceği moral toplantıları olduğunu vurguladı. Ülkücünün genel karakterinin teşkilatlı bir özellik taşıdığını dile getiren Verkaya, “Türk milletinin yaşama arzusunu öne çıkarmak için güçlü teşkilata ihtiyaç vardır. Ülkücüler bunu başarmış büyük bir harekettir. Ülkücüler bu misyonuyla Türk milletinin hizmetindedir. Türk milletinin varlığı için ülkücüler bir sigortadır. Güçlü Türkiye için ülkücüler olarak her yerde var olmalıyız” diye konuştu. 

 

“BİR VE DİRİ OLMAKLA MÜMKÜN”

 

Ülkücü hareketin zaferinin Türkiye’nin zaferi olduğunu kaydeden Verkaya, “Bu da bir ve diri olmakla mümkündür” dedi. MHP İstanbul Eski Milletvekillerinden Ahmet Çakar da ülkücülerin samimi, ihlaslı insanlar olduğunu ifade ederek, “Allah rızası için iş yaparlar. Ülkücüler siyasi alanda da samimiyetle hizmet etmektedirler. Biz toplumun dinamosuyuz. Bu açıdan farklı söylem ve eylemlerle bu topluma önderlik yapmak zorundayız. Başarılı olmak içinde birbirimize güvenmeliyiz” dedi. 

 

“ÜLKÜCÜ, TÜRK’ÜN TEMSİLCİSİDİR”

 

Bu hareket binlerce şehit vermiş olmasına rağmen geride kalanların gözünün yılmadığını ifade eden Çakar, “Bugün ülkemizin yönetiminde bizler olmalıyız. Yüzde on-yirmi değil yüzde yüz yönetimde olmalıyız. Bizim samimiyetimiz doğru düşüncemize etki eder. Türk milletinin menfaatini her şeyin üstünde tutmalıyız. Türk’ün gayesi nizamı âlemdir. Türk, adaletin temsilcisidir. Ülkücü, Türk’ün temsilcisidir. Ülkücünün gönlü Kur'an’a, vatana, millete bağlıdır. Dün olduğu gibi bugünde ülkücüler Türk varlığı için mücadele etmektedirler. Bu hususta canlarını bile vermekten çekinmemektedirler” diye konuştu. 

 

“TÜRKLER NİZAM KURAN BİR MİLLETTİR”

 

İstanbul Ocak Eski Başkanlarından Nadir Altındal da Türklerin tarih içinde yaptığı misyona değinerek “50 senedir bu hareketin içindeyiz. Türk milleti bir yanıyla ordusu diğer yanıyla ülkücülerle vardır. Türkler nizam kuran bir millettir. Ülkücüler ise Türk milletinin prototipidir. Hamaset yönü ağır bir hareketiz. Bunu destekleyecek ilmi temellere sahip olmalıyız. Gelecek tasavvurlarımızı sağlam ayaklar üzerine bina etmeliyiz. Bunun içinde sistemli hareket etmek zorundayız” dedi. Bu hareketin nice fedakarlıklar üzerine kurulduğunu söyleyen Erhan Öztunç da yaptığı konuşmada “Dün olduğu gibi bugünde durmak yok, gece gündüz çalışmalıyız. Rehavete kapılma lüksümüz yok. Ülkücü hareketi tek başına iktidar yapmalıyız” diye konuştu. 

 

“ÜLKÜCÜLER BİRBİRİNİN DEĞERİNİ BİLMELİDİR”

 

Mustafa Can da “Ülkücüler gönülleri birleşen insanlardır. Davanın çilesini çekmiş insanların kıymetini bilmeliyiz. Her gün birileri aramızdan ayrılıyor. Öldükten sonra değerini yazıp çiziyoruz ve konuşuyoruz. Hâlbuki hayatta iken ülkücüler birbirlerini iyi tanımalı, tanıtmalı ve değerini bilmelidir. Birbirimizin dertleriyle dertlenmeliyiz. Öldükten sonra değil sağ iken birbirimize sahip çıkmalıyız. Dertlerimizi paylaşmalıyız. Burada bunu yapacak çok insanımız var. Derdi olan insanlarımız da var. buna alan açmalı ve dertlerimize çözüm bulmalıyız” derken, Hayrettin Alp de “Bu hareketin kurucularından başbuğumuz Alpaslan Türkeş ve dava arkadaşlarını minnetle anmalıyız. Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz diyen ve harekete katkısı olan bütün büyüklerimize karşı vefalı olmalıyız. Dün sayı olarak azdık ama bugün hamd olsun çoğuz. Bu çokluk bizi geçmişimizi unutmaktan alıkoymamalıdır” diye konuştu. 

 

“BİZE RUH DİNGİNLİĞİ VERİYOR”

 

Davasının çilesini çekmiş ülkücüler olarak bu güzel toplantılarda bir araya gelip metafizik gerilimini attıklarını belirten ülkücü yazar Selim Çoraklı da “Bu bize ruh dinginliği veriyor. Malumunuz bu toplantıların haberlerini yapıp yayınlıyoruz. Faaliyetimiz dostlara güven, düşmanlara ise korku salıyor. Dostlardan çok güzel geri dönüşümler de alıyoruz. Ancak bu arada bazı tenkitlere de maruz kalıyoruz. Bu tenkitlerin bir kısmını kötü niyetlilere hamletsek de içlerinde iyi niyetli olanlar da var. Diyorlar ki: ‘Ne güzel bir araya gelip nostalji yaşıyor, nefsinizi tatmin ediyorsunuz. İyi de marş söylüyorsunuz. Sonra ne oluyor? Niye bu toplantılarınızı ayakları yere basar hale getirmiyorsunuz? Niye ocak ve partiden katılımlar olmuyor?’ Atalarımız ‘Tenkidin olmadığı yerde tekâmül, gelişme olmaz.’ derler. Hür düşünemeyenler neticeye varamaz. Bizlerde atalarımızı dinleyerek ve bu iyi niyetli eleştirileri dikkate alıp hür düşünerek, ‘Bu toplantılarımızı daha verimli hale nasıl getirebiliriz? Bizden sonrakilere davamızı daha sağlıklı bir şekilde nasıl aktarabiliriz? İnsanımızı özgür düşünmeye nasıl sevk edebiliriz?’ diyebilecek miyiz?  Bu mesele hakkında ülkücüler ne düşünmektedirler? Toplantılarımızı yüzde 100 verimli hale nasıl getirebiliriz?  Özgür düşünceyi nasıl teşvik edebiliriz? Gelecek toplantımızın konusunun bu olmasını teklif ediyorum. Bütün ülküdaşlarımız bu hususa kafa yorarak fikirlerini beyan etsinler. Hatta mümkünse bunu yazılı hale getirsinler. Ülkücü harekete yakışacak çok güzel fikirlerin ortaya çıkacağına eminim. Böylelikle toplantılarımızı daha verimli hale getirebiliriz” dedi. Konuşmaların ardından ülkücüler hep bir ağızdan Kürşat Marşı’nı okudu. 

 

Haber / Şaban KARDEŞ