İlk şiir kitabını 17 yaşında yayımlayan Necip Fazıl Kısakürek’in üniversite tahsili için gittiği Paris’ten dönüşünün ardından yayımladığı “Örümcek Ağı” ve “Kaldırımlar” şiirleri ile tanınan bir şair olduğunu belirten Vali Yıldırım, “Necip Fazıl Kısakürek, 1934 yılına kadar şiirlerinde çocukluk yıllarına ait hatıraları, korkularını, iç çatışmalarını ve arayışlarını anlatmıştır. “Duvara, bir titiz örümcek gibi / İnce dertlerimle işledim bir ağ / Ruhum gün boyunca sönecek gibi,/Şimdiden ediyor hayata veda” diyerek ruh halini şiirine yansıtmıştır” dedi.
“TİYATRO ESERLERİNİ BİRBİRİ ARDINA KALEME ALMIŞTIR”
Necip Fazıl’ın 1934 yılında Nakşî şeyhi Abdülhakim Arvasi ile tanıştıktan sonra İslami kimliği ile öne çıkmaya başladığını kaydeden Vali Aziz Yıldırım, “Abdülhakim Arvasi ile yaptığı sohbetleri sayesinde ciddi bir fikir ve zihniyet dönüşümü yaşamış ve bu tanışmayı kendisi için milat olarak kabul etmiştir. Arvasi ile tanıştıktan sonra kendisi ile ilgili düşüncelerini şu şekilde ifade etmiştir: “Tam otuz yıl saatim işlemiş ben durmuşum / Gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum” Bu dönemde hemen tümünde üstün bir ahlak felsefesinin savunulduğu tiyatro eserlerini birbiri ardına kaleme almıştır. Tohum, Para, Bir Adam Yaratmak, Nam-ı Diğer Parmaksız Salih gibi piyesleri büyük ilgi görmüştür”
“BU UNVANA SAHİP İKİNCİ ŞAİR”
Necip Fazıl’ın 1934 sonrası şiirlerinde toplumu da sanatına yansıttığını belirten Yıldırım,”’Şiir toplumun his ve fikir hayatını yansıtmalıdır’ demiştir. 1943 yılında Büyük Doğu adlı dergisini çıkarmaya başlamıştır. Büyük Doğu Dergisi’nde dünya görüşünü ve cemiyet nizamına ait düşüncelerini anlattığı "İdeolocya Örgüsü" yazıları yayımlanmıştır. Yaşadığı dönemde ve sonrasında “üstad” olarak anılan Necip Fazıl Kısakürek, şiir ve tiyatro eserlerinin yanı sıra makale, tarih, eleştiri, biyografi ve öykü türlerinde de eserler vermiştir. Necip Fazıl Kısakürek, eserleriyle Türk fikir, siyaset ve sosyal hayatında emsalsiz izler bırakırken pek çok ismin hayatına yön vermiştir. Türk Edebiyatı Vakfı tarafından 1980'de "Sultanu'ş Şuara (Şairler Sultanı)" unvanı verilen Necip Fazıl Kısakürek, Baki'den sonra bu unvana sahip ikinci şair olarak tarihe geçmiştir. Necip Fazıl Kısakürek, eserleri, hayatı ve mücadelesi ile Türk milletini etkilemeye devam etmektedir. Şair, yazar, fikir ve dava adamı Necip Fazıl Kısakürek’in vefatının 38’inci seneyi devriyesinde rahmetle, minnetle anıyorum” ifadelerini kullandı.
Haber/ Buse SERİN
