"Müminlerin varlığı, dünya için bir sigortadır"

Mevlid-i Nebi Haftası dolayısıyla Çerkezköy'de 'Hz. Peygamber ve Aile' konulu konferans veren Tekirdağ İl Müftüsü İsmail İpek, kıyametin günahkar insanların üzerine kopacağını s

GÜNDEM 12.11.2019 17:48:00 0

Mevlid-i Nebi Haftası dolayısıyla Çerkezköy Müftülüğü tarafından “Hz. Peygamber ve Aile” konulu konferans düzenlendi. 

HAZRETİ PEYGAMBER VE AİLE

Dün saat 14:00’da Halk Eğitimi Merkezi Salonu’nda düzenlenen konferans Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Gazi Osman Paşa Cami Müezzin Kayyımı Mehmet Tosun’un Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından konuşan İlçe Müftüsü İdris Çatmakaş, “Şunu unutmayalım ki tüm gönüller aynı coşkuyla coşuyor bugün. Vatanın bütün sathında Hazreti Muhammed S.A.V.’in aşkıyla coşuyor. Onun için biz diyoruz ki ‘Milletçe seni seviyoruz ya Resulullah. Bizim sevgimizi rabbim daim eylesin” diyerek konferansa katılan herkese teşekkür etti. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hazırlamış olduğu ‘Hazreti Muhammed ve aile’ konulu sinevizyon gösterisinin ardından İlçe Müftülüğü Abdurrahman Gürsel Yatılı Kur’an Kursu öğrencileri ve ilçe vaizi Mehmet Emin Çavdar’ın yer aldığı ilahi korosu ilahiler seslendirdi. Program Tekirdağ İl Müftüsü İsmail İpek’in “Hz. Peygamber ve Aile” konulu konferansı ile devam etti. 

BU SENEKİ KONU: PEYGAMBER EFENDİMİZ VE AİLE

Herkesin Mevlid-i Nebi Haftası’nı tebrik ederek konuşmasına başlayan İpek “Diyanet İşleri Başkanlığı eskiden Kutlu Doğum Haftası adıyla, 2 senedir de Mevlid-i Nebi Haftası kutlamaları adıyla her sene İslam dininin çok önemli bir konusunu gündeme alır ve bunu incelensin, anlatılsın, anlaşılsın diye herkesin takdirine sunar. Bu seneki konumuz ‘Peygamber Efendimiz ve aile’. Biz de bugün bu konuda konuşmaya çalışacağız. Sevgili Peygamberimizin ve bütün peygamberlerimizin, bütün alimlerin, Salihlerin, velilerin, şehitlerimizin de şefaatine Allah hepimizi nail eylesin. 81.vefat yıldönümünü idrak ettiğimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk, onun silah arkadaşları, tüm gazilerimiz, tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz. Ruhları şad olsun. Allahü Teala onların eserlerini, ecdadımızın bize emanetlerini korumayı, kollamayı, geliştirmeyi, istifade edip ihtiyaç olan yerlere yeni eserler yapmayı, neslimizi, geleceğimizi teminat altına almayı bize nasip eylesin” dedi. 

AİLELERİMİZ TEHLİKE ALTINDA

Aile konusunun çok önemli olduğunu belirten İpek “Bugün ailelerimiz tehlike altında, sıkıntı çekiyor. Ve bu aile kurumu bizim çok önemli bir değerimizdir. Gayrimüslimlerin de bizi kıskandığı en önemli noktalardan biridir. Değerimizdir. Bu değerimizi sanki kaybediyoruz. Bu konuda zarar ziyan içerisindeyiz” dedi. 

CENNET BİZİM ANAVATANIMIZ

İlk ailenin cennette kurulduğunu anımsatan İl Müftüsü İpek “İlk insanlar da cennette yaratıldı. Hem ilk insanlığın başlangıcı olması sebebiyle hem de ilk ailenin kurulmuş olması sebebiyle cennet bizim anavatanımızdır, öz yurdumuzdur. Allah bize insan olmayı, insan olarak yaratılmayı ve aile olarak hayat sürdürmeyi orada lütfetti. Diğer varlıklara böyle bir lütufta bulunmadı. Zaten Allah insanoğluna çok değer verdi. İlk insanı cennette yarattı. Sonra ilk insanı da peygamber yaptı. O’nun eşi Havva annemizi de O’na cennette eş olarak nasip etti. Bizim başımızın bir belası, bir düşman var: şeytan. Şeytan o aileye zarar verdi. Onları kandırdı ve onların cennetten çıkmasına sebep oldu. Cennetten çıktılar ve çok büyük bir üzüntü yaşadı o aile. O ailenin hanımı Cidde’ye, kocası Himalaya Dağlarına bırakıldı. Bir araya gelmeleri yıllarca sürdü. Yeryüzünde kurulan, Allah’ın adıyla anılan ilk ev ve aynı zamanda mabet olan Kabe-i Muazzama bir araya geldiler. Arafat Meydanının yeri de oradan kaldı, tanışma yeri. Adem babamızla Havva annemizin 200 yıl sonra buluştukları yer. Orada karı koca oldular. Çocukları oldu. Çocukları oldu, Habil ve Kabil. Şeytan onları orada da boş bırakmadı. Kabil, Habil’i öldürdü, kıskançlık yüzünden. Bugün insanlar hep birbirini kıskanıyorlar. Gelin kaynanayı kıskanıyor, kaynana gelini kıskanıyor. Bunu anlamak mümkün değil” dedi. 

ALEMLERE RAHMET OLARAK GÖNDERDİ

Peygamberimiz Hazreti Muhammed’in kendisinden 15 yaş büyük olan Hazreti Hatice Annemizle evlendiğini anımsatan İpek “O Hatice annemiz bağrına basmış. O da O’nu bağrına basmış. Öyle güzel muhabbet etmişler. 6 çocukları olmuş. Çocuklarını çok güzel yetiştirmişler. Hatice Annemiz O’na çok destek olmuş. Peygamber olmadan önce ona ‘Güvenilir Muhammed’ diyenler, Peygamber olduktan sonra düşman olmuşlar. O’nu öldürmeye yeltenmişler. O’na ve müminlere yaşama hakkı tanımamışlar. Bunu anlamak da mümkün değil. Peygamberimiz niçin uğraşıyor, Allah O’na bu görevi niye verdi? Allah’ın yarattığı, halife olarak görev verdiği, ruhundan üflediği, bütün varlıkların içerisinde en çok değer verdiği insanoğlunu eğitsin, yetiştirsin, bilgilerle donatsın, günah işlemesin, mutluluk, saadet, huzur, afiyet içinde yaşasınlar diye örnek olarak gönderdi. Alemlere rahmet olması için gönderdi” diye konuştu. 

DÜNYA İÇİN BİR SİGORTADIR

Kıyametin günahkar insanların üzerine kopacağını söyleyen İpek “Müminlerin varlığı, müminlerin hayatta olması, müminlerin mevcudiyeti dünya için bir sigortadır. Müminlik var oldukça, Müslümanlar mevcut oldukça, Allah’a ibadet eden, dua eden müminlik, Müslümanlık gereği Kur’an’a, sünnete uyarak yaşayan insanlar var oldukça, ‘La İlahe İllallah, Muhammedün Resulullah’ diyen bir kişi dahi oldukça kıyamet kopmayacak” dedi. 

ALLAH’IN DEĞER VERDİĞİ DEĞERLİDİR

İnsanların Allah’ın mülkünde yaşadığını söyleyen İl Müftüsü İsmail İpek “Dünya O’nun mülkü. Sadece dünya mı, hayır. Güneş, ay, yıldızlar, gezegenler, galaksiler, hepsi yaratılmış ama biz onlarla pek fazla ilgilenmiyoruz. Ama onlar boşuna mı yaratılmıştır? Allahü Teala Mülk Süresinde ‘Biz gökteki yıldızlar ve ayı sizin için gece kullarım zahmet çekmesin, karanlığın ızdırabıyla kötü olmasın diye kandil olarak yarattık’ diyor. İnsana verilen, kullara verilen değere bakın. Kabe’nin ne özelliği var? Kabe denilen bina 4 taş duvardan oluşur. Penceresi de yok, kapısı var sadece. Kabe kayanın üzerinde. Çok değerli. Kim derdi o taş duvara değeri, Allah verdi. Allah’ın değer verdiği değerlidir. Kabe de böyledir, Muhammed Mustafa da böyledir. Allah aileye çok değer vermiştir. Ailelerimiz de böyledir. İnsanoğlu da böyledir. Cennet çok değerlidir. Allah değerli olana değerli bir yer, değersiz olana da değersiz bir yer hazırlamıştır. Biz inşallah Allah’ın değer verdiği sevgili kullarından olalım” dedi. 

İNSANOĞLU ÇOK İYİ YETİŞTİRİLMELİDİR

Herkesin günahsız bir şekilde doğduğunu dile getiren İpek “İnancı değiştiği zaman, itikadı bozulduğu zaman, ahlakı kötü olduğu zaman, kötü işler yaptığı zaman o artık elinden ve dilinden çok zarar görüyor, çekilmez bir varlık oluyor. Yeryüzünün 3’te 1’i kara, 3’te 2’si deniz. Denizlerin içinde milyonlarca varlık var. O kadar su olduğu halde bu insanoğlu karayı kirlettiği gibi, toprağı kirlettiği gibi, ormanı yaktığı gibi, çöpü attığı gibi, tükürüğünü yere attığı gibi bir de denizleri kirletiyor. Bu insanoğlu böyle tehlikeli bir varlık aslında. Eğer insanoğlu eğitilmezse, yetiştirilmezse, maddi manevi bilgilerle donatılmazsa, ona birileri iyiliği anlatıp örnek olmazsa o insanoğlu çok tehlikeli bir varlıktır. Çünkü onun peşinde şeytan var. Şeytan onu kandırdığı zaman, nefis onu aldattığı zaman bu insan öldürür, keser, mahveder, eziyet eder, karısını döver, içki içer, kumar oynar, ibadet etmez, hayır yapmaz, gönlünde sevgi yoktur, herkese kötülük eder, komşusu ondan yaka silker. O yüzden biz insanoğlu çok iyi yetiştirilmeliyiz. Biz insanoğlu üzerine çok eğilmeliyiz. Bunun en iyi yeri, yurdu da ailedir. Bizim en yakınımız annemiz ve babamızdır. İkinci bir yakınımız da eşimizdir. Ben bunu tersine çevirmek istiyorum. Evlendikten sonra insanın en yakını eşi olmalıdır. Bunu bilerek, inanarak söylüyorum. 44 yıllık bir hoca olarak, 5 kız çocuğu babası olarak, 14’üncü görev yerinde görev yapan müftü olarak, 25 defa ev taşımış bir kardeşiniz olarak söylüyorum. Evlendikten sonra insanın en yakını erkek için karısı, kadın için kocasıdır. Kadın ile koca bir bütünün iki yarısıdır. Bir araya geldiği zaman bütün olur. O bütünlükten evlatlar olur. Eğer bu evlatlar nikah yoluyla evlenilmek suretiyle meşru yoldan dünyaya gelirse, güzelce terbiye edilirse, helal rızıkla beslenirse bu evlatlar hanımefendi olur, beyefendi olur. Adam olur, insan olur, ümmeti Muhammed olur. Devletin yurttaşı, milletin asil bir ferdi olur. Gelecek neslin direği olur. Toprağa gittiği zaman toprak onu bağrına huzurla kabul eder” dedi. 

AİLE, KURUMLARIN EN TEMELİDİR

Ailenin bir devlet içindeki kurumların en temeli olduğunu kaydeden İpek “Resmi bir kurumdur. En temel resmi kurum ailedir. Çünkü nikah resmi bir akittir, sözleşmedir. Bu kurum insan yetiştirir. Başka hiçbir kurum bunu yapamaz. Eğitir, öğretir, karnını doyurur ama bu aile kurumu insan yetiştirir. Bir ailenin asli görevi çocuk dünyaya getirmektir. Çocuk dünyaya getirmeyi bugün insanlar gereksiz, lüzumsuz, önemsiz görüyor, hatta dünyaya çocuk gelmese daha iyi olur diye düşünüyor. Bu kafa batası Batı’nın kafasıdır. Batı kültüründe çocuğu sevmezler. Onun için biz Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa’nın yolundan gidecek, sünnetine uyacak, O’na hem dünyada ümmet olacak, hem ahrette şefaatini elde edecek ve onunla beraber olmaya aday insanlar olarak, çocuklarımızı çok iyi yetiştireceğiz” diye konuştu. 

ADALETİ İLE NAM SALMIŞTI

Hz. Ömer’den örnek veren İpek “Hazreti Ömer adaleti ile nam salmıştır. Aslında Resulullah Efendimizi öldürmeye gitmiş. Öldüremediği gibi Müslüman olarak dönmüş. O’nun Müslüman olmasından sonra İslam toplumu güç, kuvvet bulmuş. Açıktan tebliğ başlamış, açıktan ibadet eder olmuşlar. Kendisi halifeyken yatıp uyumak yok. Sarayda yaşamak yok. Saray deyince yanlış anlamayın. Genelde devlet adamları, büyük insanlar güzel yerlerde yaşıyorlar. Olumsuz bir mesaj vermek istemiyorum Allah muhafaza. Kendisi halife olduktan sonra sabaha kadar geziyor Medine sokaklarında. Bir evin önünden giderken anne ile kızın konuşmasını duyuyor. Annesi diyor ki ‘Kızım Fatma, yarın müşterilerimiz çok, keçiden bugün fazla süt alamadık. İçine biraz su katıver’. Fatma diyor ki ‘Anne sen duymadın mı, halife Hazreti Ömer süte su katmayı yasak etti’. Annesi ‘Halife yatar uyur şimdi, nereden bilecek’ deyince, kızı ‘Anne Hazreti Ömer belki uyuyor ama bizi duyan Allah var’ diyor. Hazreti Ömer kapıyı çalıyor. Onu gördüklerinde biraz çekiniyorlar. ‘Süte su katmayalım diyen kim’ diye soruyor. Annesine ‘Hanımefendi ben bu kızını oğlum Abdullah’a nikahlamak istiyorum’ diyor. Böyle bir gelin almak çok önemli. Böyle bir damatla kızını evlendirmek çok güzel. Çünkü Allah’tan korkuyor. Annesi ne kadar kötü olursa olsun sen kızına bak. Suçlar da kişiseldir, ameller, ibadetler de kişisel. Ama aile ortamında öyle değil. Dünyaya getirdiğimiz çocuklarımızı biz iyi insan olarak yetiştirdiysek cennete gideceğiz, eğer kötü insan olarak yetiştirdiysek onların azabını Allah bize de çektirecek” dedi. 

PLAKET VERİLDİ

Konferansa Çerkezköy Kaymakamı Atilla Selami Abban, İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Volkan Torun, İlçe Emniyet Müdürü Sertan Topkaya, Tekirdağ İl Müftüsü İsmail İpek, Çerkezköy Müftüsü İdris Çatmakaş, Nüfus Müdürü Gülhan Yavuz, Kızılay Derneği Çerkezköy Şube Başkanı Hasan Karaca, Çerkezköy Ehli Beyt Derneği Başkanı ve Ehli Beyt Dergahı Dedesi Seyyid Sinan Boztepe, okul müdürleri, gaziler, muhtarlar ve çok sayıda vatandaş katıldı. Konferansın sonunda İl Müftüsü İsmail İpek’e katılımından dolayı plaket verildi. 

Haber / Gülveren ALTUNOĞLU