Dr. Akif Başkurt, sadece insanların sağlığına kavuşmasını değil, tarihi objelerin de sağlıklı bir şekilde korunup onların tarihe kazandırılması için de mücadele ediyor.
KÜÇÜK YAŞLARDA BAŞLADI
Antika merakının küçük yaşlarda başlayan ve sahibi olduğu Akut Polikliniği’ni adeta bir müzeye dönüştüren Dr. Akif Başkurt, “15 yaşlarındayken rahmetli büyükbabam kendi kullandığı kamçıyı kendi büyükbabasından kalan karpit lambasını bana ilk kez verdi. Ben 6 ay boyunca yatarken her akşam o lambayı seyrettim. Daha sonra liseyi evden uzakta okurken bit pazarlarını dolaşarak küçük şeyler almaya başladım. 2 ayda bir İzmir’e yanıma gelen annem evdeki şeyleri görüp ‘Çöpçü, yine neler aldın’ derdi. Bana sorulduğu zaman ben çöpçüyüm diyorum. Çok önemli tarihe haiz olan bazı parçaları gerçekten çöplüklerden, bit pazarlarından topladık zamanında. Şuan biraz daha bu eserlerin değeri biliniyor. 35 yılı aşkın süredir biriktiriyorum. Bunu kendi çapımda yapıyordum. Artık antika bilincini topluma da vermenin bir sosyal sorumluluk projesi olduğunu düşünmeye başladım. Özellikle Osmanlı ve Anadolu kültürüne ait örneklerin sergilenmesi, insanların bu konuda bilinçlendirilmesi ve bunlara sahip olmak, biriktirmek anlamında çaba sarf etmeleri için çalışmaya karar verdik” dedi.
“BU TÜR EŞYALARIN KORUNMASI GEREKİYOR”
Bu tür eşyaların korunması ve ileride de müzelerde yer alması gerektiğini kaydeden Başkurt “Hedeflerimden biri de bu zaten. İleride özel bir müze oluşturmak. Çünkü 6 bin parçayı aşkın bir koleksiyon oluştu. O koleksiyonun içinde Türkiye’de benzeri olmayan eserler, Atamıza ait eserler de yer alıyor” dedi.
SERGİYE DAVET ETTİ
Kağıda can veren insan olarak bilinen ve zamanında dünyanın en iyi hattatı olarak kabul edilen Erzincani ustaya ait hatlar, boynuzdan yapılan 200 yıllık kaşıklar, gemi saatleri, Osmanlı dönemine ait taş baskı kitaplar, Yeniçeri sinisi, Süleymaniye mangallar, cepkenler, fayton fenerleri, Saray çıkması eserler, namazgah, Osmanlı ordu mehterine ait parçalar, Çanakkale Savaşı’nda İngilizlerin kullandığı fotoğraf makinesi, Stüdyo Füreya’nın yaptığı sulu boya Atatürk portresi, İran Şahı Rıza Şah Pehlevi’nin sarayında kullanılmış semaver, pilavlık, orijinal cami alemleri, Avrupa ürünleri, Saray Bosna Türklerine ait bazı ürünler, tılsım mührü, Türkmenistan’a ait objeler, sefer tası, orijinal taş baskı, yağ yayığı, bakır objeler, Semerkant bayrağı, eski yıllara ait Osmanlıca gazeteler başta olmak üzere 35 yılda 6 bini aşkın obje biriktiren Başkurt, tüm Çerkezköylüleri 8-9 Ekim’de Çerkezköy Pazar Yeri’nde düzenlenecek olan fuarda açacağı sergiye davet etti.
Haber / Gülveren ALTUNOĞLU
