Ulusal Egemenlik ve Cumhuriyetten Günümüze Türk Sanayisi

Özel ÇOSB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi tarafından Abdülrezzak Sancak Konferans Salonu'nda düzenlenen panelde "Ulusal Egemenlik ve Cumhuriyetten Günümüze Türk Sanayisi" masaya yatırıldı. Panelde

GÜNDEM 28.04.2019 15:17:00 0
Ulusal Egemenlik ve Cumhuriyetten Günümüze Türk Sanayisi

Cumartesi günü saat 14:00’da Özel ÇOSB MTAL Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ahmet Temiroğlu’nun moderatörlüğünde düzenlenen panele, panelist olarak ÇOSB Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Sözdinler, Koçak Farma Yönetim Kurulu Başkanı Ender Koçak, Dünya Gazetesi Yazarı Rüştü Bozkurt, Türkiye Tekstil Terbiye Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Canpolat ve Sanayi Gazetesi genel Yayın Yönetmeni Şenol Aydın katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından başlayan panel 2 bölümden oluştu. Panelin ilk bölümünde 23 Nisan ele alınırken, ikinci bölümde de 23 Nisan’dan bu yana Türkiye ekonomisi ele alındı.

 

 

DOSTLUK VE BARIŞ MESAJLARININ VERİLDİĞİ BİR BAYRAM

 

Panelin ilk bölümünde konuşan ÇOSB Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Sözdinler “23 Nisan 1920’de Atatürk ve arkadaşları ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi kuruldu. TBMM’nin kurulması hem tam anlamda bağımsızlık adına atılan ilk adım, hem de bir halkın kendi kendini yönetmesi için yeni bir rejimin müjdecisi olarak çok önemlidir” dedi. Türkiye Tekstil Terbiye Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Canpolat da “23 Nisan denince dostluk ve barış olarak algılıyorum. 23 Nisan 1920’de meclis açıldı fakat 23 Nisan Bayramının oluşu 1924’te. 1924’te bayram ilan ettiğinde çocuklara ait bir bayram değil. Dostluk ve Barış Bayramı olarak ilan ediyor ve dünyadaki problemlerin dostlukla ve barışla çözülmesi gerektiğini ifade ediyor. Ben öncelikle 23 Nisan’ın dostluk ve barış mesajlarının verildiği bir bayram olarak görüyorum. 23 Nisan 1929’da Atatürk bu günü çocuklara armağan etti” dedi.

 

YENİ BİR DÖNEMİN BAŞLANGICI

 

Moderatör Dr. Ahmet Temiroğlu da “23 Nisan 1929’da 6 ülkeden dünya çocukları ülkemize geldi. Şuanda 40’ın üzerinde ülkeye yaygınlaştı. 23 Nisan dünyadaki tek çocuk bayramı” dedi. Sanayi Gazetesi genel Yayın Yönetmeni Şenol Aydın ise “Çocuk bayramı kavramı kadar ulusal egemenlik kavramının da önemli olduğunu düşünüyorum. Ulusal egemenlik, bir milletin ülke yönetiminde söz sahibi olması anlamını taşıyor. Milli mücadele döneminde, yeni bir anlayışın, yeni bir dönemin başlangıcı da demektir” dedi.

 

“ÇOCUKLAR VE GENÇLER TÜRK MİLLETİNİNİ GELECEĞİDİR”

 

Panelde konuşan Koçak Farma Yönetim Kurulu Başkanı Ender Koçak da “Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale’de gösterdiğimiz büyük başarılara rağmen aynı safta olduğumuz diğer devletler yenilince biz de onlarla birlikte yenilmiş sayıldık. Bu yenilgiden sonra imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması ile istilaya uğramaya başladık. Vatan topraklarının kurtarılması için acilen bir şeyler yapılması gerekiyordu. Milli mücadeleyi başlatmak üzere 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan Mustafa Kemal, kurtuluşun ancak milletçe birlik ve beraberlikte hareket edilmesi sonucu mümkün olacağı kanaatindeydi. 23 Nisan 1920’de Türk milletinin iradesini temsil eden 1. Büyük Millet Meclisi açıldı. Türk halkı da egemenliğini ilan etmiş oldu. Atatürk’ün düşüncesinde çocuklar milletin geleceğidir. Tarihimizin gurur dolu sayfalarının yeni nesillere öğretilmesi ve Türk devletinin devamını emanet edeceği yeni cumhuriyet elçilerimizin bu bilinçle yetişmesi amacıyla 23 Nisan’lar önemli birer vesiledir. Atatürk çocukları, gençleri Türk milletinin geleceği olarak görüyor” dedi.

 

“HEDEF OLMADAN EGEMENLİK OLMAZ”

 

Bunun üzerine konuşan Temiroğlu “Tam anlamıyla Osmanlı Devleti’ni ve Türklere hayat hakkı tanımamak üzere bir hareket başlatılmıştı. Yedi düvel birleşmiş, ‘Türkleri Anadolu’dan atalım, onlara burada hayat hakkı yok’ demişler. Bu şartlarda Atatürk Samsun’a çıktı” dedi.  Dünya Gazetesi Yazarı Rüştü Bozkurt da panelde yaptığı konuşmada “İnsan doğasına baktığımız zaman egemenlik sadece insanda değil hemen hemen bütün canlılarda vardır. Bir egemenliği ilan edebilmenin ve sürdürebilmeniz 5 şey gerekli. Birincisi hedef koymanız lazım. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucularının bir hedefleri vardı:  Misakı milli sınırları içinde bağımsız bir Türk devleti kurmak. Hedef olmadan irade ve egemenlik olmaz. İkincisi irade koymak. ‘Ben bunu başarırım’ diye inanmak. Bizim kurucu babalarımız ‘Bu millet bağımsızlığını korur ve geliştirir’ diye irade koydular. Üçüncüsü direniş göstermek. Fiili direniş olmadan egemenlik olmaz. Dördüncüsü, bütün bunların yanında bir yapıya ihtiyaç var. TBMM’yi kurarak bir yapı oluşturuyor ve onun içine ordusuyla bir hayat dolduruyor. Ve beşincisi de ekonomik bağımsızlık. Atatürk ‘Siyasi bağımsızlığı ekonomik bağımsızlıkla perçinlemezseniz, egemenliğiniz tartışmalı hale gelebilir” diyor. Atatürk, İzmir İktisat Kongresi’nde ekonomik olarak nereye varmak istediklerini belirledi. Bu 5 bileşeni bir araya getirirseniz gerçek bir milli irade, gerçek bir milli egemenlikten söz edebiliriz” dedi.

 

ANCAK EKONOMİK BAĞIMSIZLIKLA MÜMKÜN

 

Panelin 2’nci bölümünde de sanayinin milli mücadele dönemindeki önemi, Cumhuriyetin ilk yıllarındaki ekonomik gelişmeler, Cumhuriyetten günümüze Türk sanayisi masaya yatırıldı. Sanayinin milli mücadele döneminde önemli bir rol üstlendiği belirtilirken, tam bağımsızlığın ancak ekonomik bağımsızlıkla mümkün olduğu ifade edildi.

 

Haber / Gülveren ALTUNOĞLU