'İnsanlığın susturulduğu yer Doğu Türkistan'

Türk Ocakları Çerkezköy Temsilciliği tarafından Çerkezköy Belediye Binası Konferans Salonu'nda 'İnsanlığın Sustuğu Yer Doğu Türkistan Şiir Dinletisi' programı düzenlendi. Program öncesi Çer

GÜNDEM 13.01.2019 14:29:00 0

Türk Ocakları Çerkezköy Temsilciliği tarafından Cumartesi günü saat 15:30'da Çerkezköy Belediye Binası Konferans Salonu'nda 'İnsanlığın Sustuğu Yer Doğu Türkistan Şiir Dinletisi' programı düzenlendi. Program öncesinde Çerkezköy Belediye binası önünde Türk Ocakları Çerkezköy Temsilcisi Burak Candaş basın açıklaması yaptı.

 

“EN ZALİM SOYKIRIM”

 

Doğu Türkistan'da son yıllarda gittikçe şiddetini arttıran insan hakları ihlalleri ile ilgili açıklama yapan Candaş, "Bu yüzyılın en zalim aynı zamanda en sistemli soykırımı. Doğu Türkistan 1949'da Rusların yardım ve yataklığı sonucunda Çin Komünist Partisi yönetimince işgal edilmiştir. 1955'te Çin tarzı otonom bölgeleye çevrilen Doğu Türkistan sonu gelmez yasak zulüm ve işkencenin uygulandığı bir sömürge bölgesine dönüştürülmüştür" dedi.

 

“EN ACIMSIZ POLİTİKALAR UYGULANMIŞTIR”

 

Türkistan ve Türk adlarının yasaklanmasıyla başlayan zulüm, on yıl süren Kültür Devrimi dönemindeki akıl almaz, sistemli zulüm ve Çinlileştirmenin, Mao'nun ölümüyle kısmi olarak son bulduğunu dile getiren Candaş “Daha sonra 1994'lerde günümüze dek Çin Yönetimi Uygur Türklerine yönelik en sistematik, en acımasız eğitim, kültür, ekonomi ve sosyal politikaları uygulanmıştır. Bu uygulamalardan bazıları, İslamiyet'in kamusal ve özel alanlardan çıkartılması, din öğretiminin resmi ve özel olarak yasaklanması, Uygur Türkçesi'nin özerk bölgedeki resmi dil statüsünün iptal edilmesi ve Çincenin dayatılması, Çince konuşmayan ve yazamayanların işten çıkarılması. Doğu Türkistan sınırlarındaki evlenme çağına gelmiş, 16-22 yaşlarında Uygur kızlarının devlet zoruyla Çin'in doğusundaki sanayi bölgelerine köle işçi olarak götürülmesi. Yurt içine ve yurt dışına seyahatin zorlaştırılması" dedi.  

 

YÜZDE 10'U KAMPLARA KAPATILDI

 

Çin Komünist Partisi yetkilisi tarafından bölgede "Izgara Tarzı Toplum Yönetimi" stratejisinin uygulandığını belirten Candaş, "Çin Komünist Partisi yetkilisi tarafından bölgede uygulanan "Izgara Tarzı Toplum Yönetimi" stratejisi, bölgeyi tam bir polis ve şiddet devletine çevirmiş; Uygur Türkleri nefes alamaz hale gelmiştir. Yasaklara uymayanlar, yeterli derecede uyumlu olmadığına kanaat getirenler, son 10 yıl içinde yurt dışına gidip gelenler, yurt dışı ile herhangi bir şekilde bağlantısı olanlar, aile geçmişinde Çin karşıtı eylem veya söylemlerde bulunanlar Yeniden Eğitim Merkezleri denilen Çin tarzı Nazi Kamplarına gönderiliyor. Birleşmiş Milletler Irk Ayrımcılığının Kaldırılması Komisyonu başta olmak üzere en güvenilir kaynaklar, günümüzde Doğu Türkistan'daki Müslüman Uygur Türkü nüfusunun en az yüzde 10'unun kamplara kapatıldığını belirtmektedir" dedi.

 

“VAHŞİ CEZALANDIRMALARA MARUZ KALIYORLAR”

 

Kampa kapatılanların birçok cezalandırmaya ve eziyete maruz kaldıklarını dile getiren Candaş, "Tutuklular, İslam'ı reddetmeye, kendilerini ve sevdiklerini durmaksızın eleştirmeye, hakaret etmeye ve partiyi ve Çinliliği yüksek sesle övmeye zorlanıyor. Özellikle genç erkekler öldürülmeye, tıbbi deneye tabi tutulma ve iç organlarının çalışması gibi vahşi cezalandırmalara maruz kalmaktadır. İtaatsizlik edenlere ise saatlerce ayakta durma, tecrit etme, yemek vermeme, demirden elbise giydirme, kafasını buzlu suya sokma gibi işkenceler uygulanmaktadır. İnsan hakları örgütlerinin verilerine göre Nisan 2017'den beri kaybolan veya "Çin Nazi Kamplarında" tutulan tanınmış Uygur Türkü aydınlarından 231'inin bilgilerine ulaşılmıştır. Bunların içinde tutuklu iken ölen veya öldürülen bilim insanlarının olduğu da bildirilmiştir. Çin'in Doğu Türkistan'da uzun süredir terörizm ve dini aşırılık bahanesiyle devam ettirdiği bu ırkçı tutumundan insan hakları ve inanç hürriyeti kısıtlamalarından ve yeniden eğitim kampları adıyla açık hava hapishanesi şeklinde kurduğu çağdaş Nazi işkence kamplarından bir an önce vazgeçmesi, yasa dışı bir şekilde gözaltında tuttuğu bir milyondan fazla Müslüman Türk soydaşımızı serbest bırakma çağrısında bulunuyor başta Türkiye Cumhuriyeti'nin yöneticileri olmak üzere uluslararası toplumu bu konuda duyarlı davranmaya, konuyu gündeme getirmeye ve çözüm üretmeye davet ediyoruz" şeklinde konuştu.

 

“İNSANLIĞIN SUSTUĞU YER DOĞU TÜRKİSTAN”

 

Basın açıklamasının ardından program Çerkezköy Belediyesi Konferans Salonu'nda devam etti. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından 'İnsanlığın Sustuğu Yer Doğu Türkistan Şiir Dinletisi' programı Türk Ocakları Çerkezköy Temsilcisi Burak Candaş'ın konuşmasıyla başladı. Candaş, "Türk Ocakları Çerkezköy Temsilciliği olarak, Doğu Türkistan konusunda haykıran şairlerimizle biz de bu özgürlük mücadelesine destek vermek, uygulanan zulmü ve işkencelere tepki göstermek istedik” dedi. Türk Ocakları Çerkezköy Temsilcisi Burak Candaş'ın konuşmasının ardından sunum yapan Doğu Türkistan Derneği Eski Başkanı Hamit Han Göktürk, Aşırılık ve Terörle Savaş Yasası, Irkı Soykırım adı altında yapılan toplama kampları, kamplardaki hayat şartları, Çin memurlarının Uygurların evine zorla yerleştirilmesi, Müslüman isimlerinin zorla değiştirilmesi, Türk kızlarının Çinlilerle zorla evlendirilmesi ve Doğu Türkistan'da meydana gelen son isyanları anlattı. Hamit Han Göktürk'ün yaptığı sunumun ardından program şairler Gülay Sormageç, Ertuğrul Kalafat, Sevim Yakıcı, Faruk Habiboğlu, Kevser Dostagüler, Durani Kocaga, Havva Keskin, Göksel Çakır, Recai Küllük tarafından Doğu Türkistan'ı anlatan şiirlerin okunması ile devam etti.

 

"TORUNLARIMI İSTİYORUM"

 

'İnsanlığın Sustuğu Yer Doğu Türkistan Şiir Dinletisi' programına katılan 80 yaşındaki Paşahan Kuçar, "Gelinim ve oğlum Doğu Türkistan'da ticaret yapıyordu. Türk malları ve Türk kıyafetlerini sattıkları bir dükkanları vardı. Çin hükümeti oğlumun dükkanını kapattırıp Türkiye'ye geri gönderdi. Gelinim buraya gelmişti. Annesi hastalandığı için iki çocuğunu alıp tekrar Doğu Türkistan'a gitmek zorunda kaldı. Annesi torunlarımla birlikte Doğu Türkistan'a geri döndükten sonra hiç haber alamadık. Oğlum da şuanda Doğu Türkistan'a geri gidemiyor. Şuan neredeler, ne oldu hiç bir şey bilmiyoruz. Ben torunlarımı istiyorum. Ne olur yardım edin" dedi. Hamit Han Göktürk de, "Babasının çocuklarını alması için geri gitmesi gerekiyor. Çin Konsolosluğu bunun için vize vermiyor. Doğu Türkistan'da yaşayan insanların diğer ülkelerle tamamen  bağlantıları kesilmiş durumda. Çin Cumhurbaşkanı ‘Biz Doğu Türkistan'ı yerden göğe kadar çelik perdelerin içinde muhafaza edeceğiz’ dedi. Bir açık hava hapishanesi gibi” dedi.

KATILIM YOĞUN OLDU

 

'İnsanlığın Sustuğu Yer Doğu Türkistan Şiir Dinletisi'ne, Çerkezköy Ülkü Ocakları Başkanı Hakan Değirmenci, Türk Ocakları Çerkezköy Temsilcisi Burak Candaş, Türk Ocakları Lüleburgaz Temsilcisi Emrah Gültekin, Doğu Türkistan Derneği Eski Başkanı Hamit Han Göktürk ve eşi Yazar Nurala Göktürk, İYİ Parti İlçe Başkanı Yasemin Altın Erseçkin ile vatandaşlar katıldı.

 

Haber / Özge MERİÇ - Seda AKYOL