 kopya.jpg)
Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren birçok firma temsilcisinin katıldığı konferans Çerkezköy OSB ev sahipliğinde gerçekleşti. Oldukça yoğun katılımla gerçekleşen konferansta, İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Uzmanı Prof. Dr. Erdem Özdemir tarafından katılımcılara, Kişisel Verileri Koruma Kanunu anlatıldı. 24.03.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Kişisel Verileri Koruma Kanunu’ndan bahseden Özdemir; “Kanuna göre, kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkûmiyeti, biyometrik ve genetik verilerinin ilgilinin açık rızası olmaksızın işlenmesi yasak. Örneğin retina, parmak izi gibi sistemlerle giriş çıkışları denetleyen işverenlerin, bu konuda Kanunun açık hükmü gereği işçinin onayını alması gerekiyor” açıklamasında bulundu.
‘’AMAÇ; MUHAFAZA EDİLMEK’’
Kanunun özellikle iş ilişkilerinde önemli sonuçlar doğuracağının altını çizen Özdemir şöyle devam etti: “İşe giriş aşamasından iş sözleşmesinin ifası ve sona erme süreçlerine kadar Kanunu dikkate almamız gerekecek. Kişisel verilerin korunması Batı’da uzun yıllardan bu yana tartışılıyor. Ülkemizde bu konuda Anayasanın 20. maddesinde değişiklik yapılarak ve Türk Ceza Kanunu’nda düzenlemeler getirilerek ilk adımlar atıldı. Her türlü kişisel verinin işlenmesinde öncelikle temel ilkelere uygun hareket edilmesi zorunlu. Bunlar hukuka ve dürüstlük kurallarına uygun olmak, doğru ve gerektiğinde güncel olmak, belirli, açık ve meşru amaçlar için işlenmek, işlendikleri amaçla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olmak, ilgili mevzuatta öngörülen veya işlendikleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilmek. Öncelikle iş başvuru formlarının tasarımının gözden geçirilmesi gerekecek. Kişisel verilerin işlenmesinde, kural olarak ilgilinin açık ve bilgilendirmeye dayanan rızası olmalı. Kişisel verileri hukuka aykırı olarak aktarmak, kanunda belirtilen para cezalarının uygulanmasına, TCK uyarınca hapis cezasına hatta özel hukuk bakımından tazminat sorumluluğuna da yol açabilir. Kanuna göre, kişisel veriler, ilgili kişinin açık rızası olmaksızın yurtdışına aktarılamaz. Sonuç olarak, kanun son derece isabetli, başarılı, insan yönetimi uygulamalarımızı da ileriye, insan haklarına uygun standartlara taşıyacak bir kanun. Ancak, Kanunu uygularken buna kaynaklık eden Batı Avrupa uygulamalarını esas alarak yorumlamamız gerekiyor” dedi. Özdemir’in sunumunun ardından konferans, soru-cevap kısmıyla tamamlandı.
Haber / Şaban KARDEŞ
