TEOG Gelip Geçici Aile İlişkisi Kalıcı

Sınavlara gereğinden fazla anlam yükleyerek, fizyolojik ve psikolojik olarak stres altında olan ergenler üzerinde sınav baskısı oluşturmanın çocukların ruh sağlığını olumsuz etkilediğine dikkat çeki

GÜNDEM 27.04.2017 19:58:00 0
TEOG Gelip Geçici Aile İlişkisi Kalıcı

İstanbul Aydın Üniversitesi Psikoloji Bölümü Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ş. Güliz Kolburan, bunun ailevi ilişkilerde de problemler yaratabileceği uyarısında bulundu: “TEOG gelip geçici, aile ilişkisi kalıcı.”

 

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından gerçekleştirilecek Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) ikinci dönem ortak sınavı, 26-27 Nisan tarihlerinde tüm ülke genelinde gerçekleştirdi.  1 milyonu aşkın 8’inci sınıf öğrencisinin eğitim hayatını etkileyen TEOG sınavı öncesinde ve sonrasında ailelerin tutumu ne olmalı? İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ş. Güliz Kolburan, ailelerin çocuklarına yönelik tutumlarında dikkatli olmaları gerektiğini belirtti. Ailelerin eğitim öğretimin bir parçası olan TEOG Sınavına gereğinden fazla anlam yüklenmemesi gerektiğini söyledi.

 

SEVGİ KOŞULA BAĞLANAMAZ

 

Ailelerin çocuklarının hayatını TEOG’a endekslememeleri gerektiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Kolburan, “Çocukların bütün kimlikleri tek bir sınava endekslenmemeli. Sevginin koşula bağlanması, çocuk gelişimini olumsuz etkiler. Kişilik gelişimi açısından sıkıntılar yaratır. Buna dikkat edilmesi önemli. Çocuklar başarılı da olsa başarısız da, ailelerin çocuklarına olan sevgisinin devam ettiği mesajı verilmeli, sevgi ve kabul koşula bağlanmamalı” diyor.

 

STANDART ARAÇ DEĞİL

 

İlköğretimden ortaöğretime geçiş anlamı taşısa da, TEOG’un öğrencinin bütün özelliklerini değerlendirebilecek standart bir araç olmadığının altını çizen Gölburan ayrıca şu uyarılarda bulundu: “Sınav, öğrencinin o anki performansını değerlendirir.  Ancak anlık bir performansa bakarak, çocukları nitelendirmek doğru olmaz. Böyle bir tutum, çocuklarda ömür boyu sürecek hatalı kimlik algılarına yol açar. Başarısızlık ve yetersizliğe dair benlik algısı, öğrenilmiş çaresizliği de beraberinde getirir.

 

GERÇEKDIŞI BEKLENTİLER

 

Zaman zaman ailelerin gerçek dışı beklentileri çocuklarından kapasitelerinin üzerinde bir performans bekleyerek kaygılarını arttırıyor. Ailelerin sınava gereğinden fazla önem atfetmeleri yanlış. Aileler sakin ve sağduyulu davranmalı. Çocuk koşulsuz olarak sevildiğini bilmeli. Her öğrencinin ilgi alanları, yetenekleri farklıdır.  Güzel resim yapan biri de zekidir, güzel müzik yapan da. Veya güzel konuşan çocuk da, farklı bir alanda zekidir. Önemli olan bu zeka ve yetenek alanlarını fark edip, onları doğru yönlendirmek. Öğrencinin yeteneğine göre desteklenmesi de önemli. Herkes matematikçi, herkes mühendis olamaz. Üstelik bu başarı ile eşdeğer bir kriter de değil. Böyle bir realite yok.”

 

Haber / Celal KARAKURT