"Ailede Şiddet Gören ŞİDDET UYGULAR"

Özel Optimed Hastanesi Uzman Klinik Psikolog ve Aile Danışmanı Aslı Çağla Döner, 8 Mart'ta kadına yönelik şiddeti değerlendirdi. Şiddetle başa çıkmada ailelere büyük önem düştüğ

GÜNDEM 7.03.2017 20:33:00 0

Özel Optimed Hastanesi Uzman Klinik Psikolog ve Aile Danışmanı Aslı Çağla Döner, 8 Mart’a ilişkin tanımlamasında 1910’da Kopenhag’da Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferası’nda yapılan tanımlamayı kabullenerek, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü, Emekçi Kadınlar Günü’dür” dedi. Güne adını dramatik şekilde veren 8 Mart 1857’deki vakaya ilişkin olarak Birleşmiş Milletler ise 1975 yılında aldığı kararla, Dünya Kadınlar Günü olarak ilan etmişti. Döner güne dair verdiği röportajda şiddet ve şiddet sarmalı üzerine değinip, “Ailede şiddet gören kişinin şiddet uygulayan bir yetişkin olma ihtimali daha yüksektir” dedi. Ayrıca kadının kendisini geliştirerek, şiddetsiz iletişim gerçekleştirebileceğini ve bu doğrultuda çocuklar yetiştireceğini, bunun da toplumda şiddete dur demenin bir yolu olduğunu anlattı.

 

EŞİT HAKLAR İÇİN OLMALI AMA…

 

8 Mart Dünya Emekçi kadınlar günü kutlama mı? Bir hak arama mı?  Yoksa kadına yönelik şiddeti kınama mı? 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde son yıllarda ülkemizde dikkatimi çeken; günün kadınların eşit haklar için verdikleri direnişlerden çok şiddetle baş etme, şiddete maruz kalma direnişlerine dönüşmüş olmasıdır. Türkiye’de kadınlar günü veya kadın denildiğinde akla ilk gelen kadına yönelik şiddet ne yazık ki.

 

O PROJELER GELİŞTİRİLMELİ

 

Kadınların kendilerine yönelik şiddetle başa çıkabilmesi için öncelikli olarak yapması gereken şeyler nedir? 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün, kadına yönelik şiddetle anılarak topluma yönelik negatif hipnoz yapılması yerine kadınların emek gösterip başarı elde ettiği, kendilerini geliştirdiği, eğitime açık olduğu hikayelerin ön plana çıkarılması gerektiğine inanıyorum. Kadına yönelik şiddeti yine kadının kendi gelişimine verdiği önem kurtaracaktır. Çünkü kendi gelişimine, değişimine önem veren kadın yetiştirdiği çocuğa da bu algıyı taşıyacaktır. Bununla birlikte, şiddet yanlısı insanların rehabilite edilmesine yönelik üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının ve devletin işbirliği yapacağı projelerin geliştirilmesinin uzun vadede toplumdaki şiddetin önüne geçebileceğini düşünüyorum.

 

ŞİDDET NEDİR? BİR DE SİZ TANIMLAR MISINIZ?

 

Şiddet davranışı kuşaktan kuşağa geçiş göstermekte olan hem kadın hem de erkeklerin öğrendiği bir olgudur.

 

ŞİDDETİN ÖNÜNE NASIL GEÇİLİR?

 

Ülke olarak her gün kadına yönelik şiddet haberlerine rastlıyoruz. Bugün, kadının yaşadığı fiziksel, duygusal, psikolojik, ekonomik, cinsel şiddet ne yazık ki sona ermiyor. Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’nün 2009 yılında gerçekleştirdiği Türkiye’de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması’ında; Türkiye’de 100 kadından 42’si eşinden veya partnerinden fiziksel veya cinsel şiddet gördüğü tespit edildi. Bu oranın yüksek olması da bizi şiddetin sebeplerini anlamaya yönlendirmeli diye düşünüyorum. Çünkü şiddet var olan bir sebebin sonucudur. Şiddetin nedenlerinin araştırılması gerekmektedir. Nedenlerini araştırmadan sonucu çözemeyiz.

 

KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN NEDENLERİNİ SIRALAR MISINIZ?

 

Kadına yönelik şiddetin nedenlerine baktığımızda, psikolojik, biyolojik, feminist ve sosyolojik açıdan yaklaşımlar söz konusudur. Biyolojik faktörler, kişideki saldırgan davranışların genel olarak limbik sistem ile beynin temporal ve frontal lobları ile ilişkisinden bahsetmektedir. Psikolojik faktörler, ailesinde şiddet gören bir kişinin şiddet uygulayan bir yetişkin olma ihtimali üzerinde durur. Aynı zamanda bazı kişilik bozukluklarında şiddet içeren davranışlar sık görülmektedir. Sosyoekonomik faktörler ise, ekonomik faktörler ve evlilikte yaşanan sorunların çözümlenememesinin şiddete dönüşmesinden bahsetmektedir.

 

ŞİDDET YANLISI BİREYLER YETİŞMEMESİ İÇİN ANNE BABALARA DÜŞEN GÖREVLER NEDİR?

 

Çocuk ve kadına yönelik fiziksel¸ duygusal ve cinsel şiddetin arkasında yatan genellikle; eğitim¸ toplumsal değer ve kültürel anlayış farklılıklarıdır. Ailenin, çocuk yetiştirme süreçleri de bu noktada önem kazanmaktadır. Çocuğa şiddet uygulayarak eğitmek anne babanın yetersizliğini göstermektedir. Çocuk yetiştirmede sevgi ile disiplini dengede tutmak gerekiyor.  Disiplin, kar yağışı gibi yavaş ve devamlı olursa tutar. Fırtınayla (şiddetle) yağarsa tutmaz. Yani çocuğa yaklaşım biçiminde anne babanın tutarlı davranışlar geliştirmesi önemlidir.

 

Haber / Mensure KARDEŞ