Yeni Dünya Düzenine İhtiyaç Var

Kuruluş aşamasındaki Hayır Partisi kurucularından Prof. Dr. Melih Bulut, Radyo Haber'e konuştu: "Biz kendimizi evet ya da hayıra sıkıştırmadık. Bizim yeni bir dünya düzenine ihtiyacımız var.â??

GÜNDEM 22.02.2017 20:25:00 0
Yeni Dünya Düzenine İhtiyaç Var

Türkiye’de Cumhuriyet tarihinin en önemli referandumu 16 Nisan Pazar günü gerçekleşecek. Rejim, referandum diye adlandırılan halk oylamasında ameliyat masasına yatırılacak. Ya tedavi görüp olduğu gibi devam edecek ya da ağır bir ameliyat sonrası, ülkeyi başkanlık sistemine doğru sürükleyecek bir sürece girilecek. 16 Nisan’daki referandum partilerüstü bir mesele olmakla birlikte iktidarı, ana muhalefeti ve muhalefeti ile siyasetin gayet doğal şekilde, kayıtsız kalmadığı bir vaka. Hemen her parti Anayasa değişikliği ile ilgili maddelere, “Evet” veya “Hayır” diyerek tavrını aldı. Yine bu süreçte değil ülke, dünya siyasetinde bir ilke imza atıldı.

 

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI HALA İNCELİYOR

 

“Hayır” şeklindeki tavrını adına alan, ömrü hayatı için referandumdan bir gün sonrasını biçen Hayır Partisi, Tuna Bekleviç öncülüğünde bir kuruluş hamlesi yapıldı. İçişleri Bakanlığı’na kurucular ile ilgili kişisel bilgilerin yer aldığı dosya verildi. Bu arada İçişleri Bakanlığı’nınbir izin değil sadece belge onaylayan makam olduğunu, belgeleri inceleyip teslim aldığına dair belgeyi muhataplarına teslim ettiği anda partinin kuruluşunun fiilen gerçekleştiğini hatırlatmak lazım. Ancak o belgeler yaklaşık iki haftalık sürece rağmen hala incelenmedi.

 

SEYYAH OLDU TÜRKİYE’Yİ GEZİYOR

 

Ancak son genel seçimlerde AK Parti’nin Edirne’den ikinci sıra milletvekili adayı gösterdiği, partinin liberal kanadında yer alan kuruluş aşamasındaki Hayır Partisi’nin Genel Başkanı Tuna Bekleviç, seyyah olduğu geziyor Türkiye’yi. Gezen yalnızca Bekleviç değil, parti kurucuları da geziyor. Ulusal basında yer bulmakta hayli zorlanan parti kendilerine sütunlarını ve kapılarını açangazeteleri de ihmal etmiyor.  Hayır Partisi’nin kurucularından Prof.Dr. Melih Bulut bu bağlamda dün RadyoHaber programında Şaban Kardeş’e konuk olup sorularını yanıtladı. Türkiye’nin yeni dünya düzenine ihtiyaç duyduğunu belirten Bulut bize 1994-1997 arası faaliyet gösteren, Cem Boyner liderliğindeki Yeni Demokrasi Hareketi’ni çağrıştırdı. Bulut sorularımıza şu yanıtları verdi:

 

BİZDEN KORKUYORLAR

  • Hayır Partisi hangi amaçla kuruldu? Partiniz kuruldu mu kurulacak mı? 17 Nisan’da noktalayacağınızı belirtmiştiniz. Parti olarak niçin böyle bir açıklamada bulunma gereği duydunuz?

 

  • Biz 3-4 hafta önce hayır diyenler için bir araya geldik. Hep birlikte güçlerimizi birleştirmeye karar verdik. Partimiz genel olarak gençlerden oluşuyor, ben ve Tuna Bekleviç dışında yaşlı yok.  Partimizin kuruluşu yaklaşık 15 gündür engelleniyor çünkü bizden korkuyorlar. Yani daha önce siyasetle ilgilenmemiş gençlerden korkuyorlar. Süleyman Demirel’in bir sözü vardır; ‘Partileri halk kurar, halk kapatır’ diye. Biz de parti olarak daha resmi bir kuruluş olmadan oldukça ses getirdik. Mesela dün (önceki) gece Facebook üzerinden yaptığımız canlı yayında 60 bin kişiye seslendik.

 

VİCDANLI İNSANLARIN PARTİYİZ

 

  • Partinizde daha çok hangi görüşten insanlar yer alıyor?

 

  • Partimizde her kesimden ve görüşten insan var ve bu anlamda çok mutluyuz. Daha önceden parti geçmişi olanlar, eski partilerinin siyasetinden hoşlanmayanlar, kadınlar ve her yaştan genç var partimizde. Biz vicdanlı insanların partisiyiz, bu yüzden herkesi kapsıyoruz.

 

ERDOĞAN DA “DEĞİŞİM” DEDİ!

 

  • Türkiye’de hayır diyen partiler olduğu halde neden böyle bir çıkış yaptınız? Sizi ayrı yazan siyasete alet olmadan 17 Nisan’da noktalayacağınız partinin ana felsefesi nedir?

 

  • Bizim Türkiye ve Dünya analizimiz var. Geçmişteki sağ-sol çatışmalarından, dar kimliğe sıkışıp kalmış olanlardan çok çektik. 2011’den beri AKP tarafından ülke yönetilemiyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ekonomi ve siyasetin değişmesine ihtiyacımız olduğunu vurguladı. Evet, yeni bir siyaset anlayışına ihtiyacımız var ve biz kendimizi evet ya da hayıra sıkıştırmadık. Bizim yeni bir dünya düzenine ihtiyacımız var. Biz bütün mevcut parlamentodan farklıyız. Siyasette yaşanan sahneler bizi bu noktaya yöneltti. Zaten en önemli felsefemiz de bu.

 

BU BİR ROBİNSON TASARISI

 

  • Referandum sonucundan evet çıkarsa Türkiye eyaletlere mi bölünecek? Sizin böyle bir kaygınız var mı?

 

  • Evet, Anayasa’da buna yönelik maddeler var. Bunu siyasetçiler de ortaya koydu. Türkiye’nin idari yapısının değişme yetkisinin Cumhurbaşkanı’na verilmesi bu ülkenin bir kişinin isteğiyle yönetilmesi olacağından dolayı biz bu tasarıya karşıyız. Anayasanın yenilenen maddelerine göre aile hayatımız bile düzenleneceği için karşıyız. Bu AÜnayasa rejimin ortadan kalkmasına yarayacağı ve tüm kararlar bir kişide toplanacağı için karşıyız. Biz buna ‘Robinson’ tasarısı diyoruz. Bir kişinin adada kalması gibi ucube bir sistemdir.

 

VİCDANİ VE AHLAKİ OLARAK YANLIŞ

 

  • MHP gibi evetçi partiler de sizinle aynı kampanyayı yürütüyor. Sizce bu adil bir yarış mı?

 

  • Adil değil ama biz çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu seçimin olağanüstü hal içinde yapılması vicdani, ahlaki, siyasi olarak yanlıştır. Herkesin özgür bir ortamda tartışabileceği bir ortam olmalıydı. Olağanüstü hal de birçok aydın görevinden atıldı, ben olsam bu bildiriye imza atmazdım. Devlet hoşgörülü olmalıydı cezası görevden ihraç olmamalıydı. Aydınları görevden uzaklaştırarak en büyük ceza aslında öğrencilere veriliyor. Bu halde kimse bu ülkeyi ne AB’ye alır ne başka bir yere. Şiddet dili bütün kurumlara yansıdı. Acilen siyasette iyileşme sağlanmalı.

 

FETÖ’NÜN SİYASİ AYAĞI HİÇ SORGULANMADI

 

  • 15 Temmuz’da ülke olarak karanlık bir gece yaşadık. Şu an konuşmamız gereken olay darbeyi kimler yaptı, darbenin ayağını kimler oluşturuyor, darbeyi yapanlar ne şekilde yargılanacak olmalıydı. Şu an bu konuştuklarımız sizce de anormal değil mi? Arka planda yaşanılanlar yeterince konuşuluyor mu ?

 

  • Kesinlikle hayır (konuşulmuyor). Milletçe tedirginiz, önümüzü göremiyoruz. Bu olayın en kısa süre içinde aydınlanması gerek. Benim en son okuduğuma göre, 3 biN 886 hakim ve savcı mesleğinden ihraç edildi. Ayrıca birçok doktor, öğretmen, polis ve asker de ihraç edildi ama hiçbir siyasetçinin ihracını duymadık. Böyle bir şey olabilir mi? Esas mesele siyasi ayağın temizlenmesidir. Örneğin meclisteki görüşmelerde siyasetçilerin ne kadar etkisi olduğunu referandumdan sonra tartışırsak, bu duruma şüpheyle yaklaşılması gerekir. Bu işte bir samimiyetsizlik var ve milletin aydınlanması gerek.

 

FİKİR ÜRETEMEYİNCE ŞİDDETE BAŞVURUYORLAR

 

 

  • Hayır diyecek kesim için teröristtir, FETÖ’cüdür tanımlaması yapılıyordu ancak Saadet Partisi gibi muhafazakar bir parti de hayır diyeceğini açıkladı. Bu kadar kutuplaşmayı doğru buluyor musunuz?

 

  • Tabiki doğru bulmuyorum. AKP’li siyasetçiler fikir üretemeyince şiddete başvuruyorlar. AKP 2012 den beri donuk bir parti haline geldi. AKP’nin ortaya koyduğu Anayasa çalışmalarında böyle bir şey olmadığı için AKP’li liberaller de evet cephesine yakın değil.  Merkez sağ kökenliler hayıra yakın olduklarını bildirdiler. Bunun en basit sebebi vicdanlı olmaları. Herkesin fikrini açık olarak beyan etmesi bu millete karşı borcunuzdur. Referandumun belirleyicisi olan ‘Yetmez ama evet’ diyen liberal kesimin de çıkıp oylarını açıklaması gerekiyor. Benim düşüncem, AKP içindeki körü körüne evetçiler referandum sonrası tasfiye edilecek.

 

ERDOĞAN’IN LİDERLİK ZAAFİYETİ

 

  • Evet ve hayır cephesinde siyasiler fikirlerini karşılıklı tartışmak yerine miting alanlarında tartışıyorlar. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye evet derse ne olacak, hayır derse ne olacak?

 

  • Bütün hayırcılar adına konuşuyorum ki sonuç hayır olacak. Kendimize güvenimiz tam, çok fazla kişiyle görüşüyoruz ve sandıktan evet çıkacağına ihtimal vermiyorum. AKP ötekileştirici söyleminden vazgeçmeli çünkü bu yüzden çok kaybettiler. Özellikle Tayyip Erdoğan’ın üslubunu değiştirmesi lazım ki kimseyi terörist ilan edemez. Bu Erdoğan’ın liderlik zafiyeti olduğunu gösterir.

 

SİYASİ PARTİLER HALKI DİNLEMELİ

 

  • Bu liderlik zafiyeti diğer siyasi partilerde de yok mu?

 

  • Kesinlikle var. Siyasi partiler sadece kendi dar alanlarına sesleniyorlar. Ama bizim gibi ortaya çıkan oluşumlarla bu durum kırıldı. Devletle siyaset bir bütündür. Ayrışım beka sorununu oluşturur. Siz milyonlarca insanı elinizin tersiyle itemezsiniz. Siyasi partiler hayatın normal akışına aykırı. İnsanlara bir şeyi empoze etmek yerine insanları dinlemeliler.

 

UMUTLU OLMAMIZ LAZIM

 

  • Son olarak bir okuyucularımıza bir mesajınız var mı?

 

  • Özel hayatımda da hekimlik hayatımda da hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmadım. Türkiye ile ilgili de umutlu olmamız lazım. Bizi yönetenlere biz de buradayız dememiz çok önemliydi. Bize bu şansı verdiğiniz için teşekkür ederim.