Karakoç: Türkiye çift başlılıkla yönetilemez

MHP MHK Üyesi Erdem Karakoç, bölgenin güçlü sesi Radyo Haber'in Gündem Özel programına konuk oldu. Gündeme dair açıklamalarda bulunan Karakoç, MHP'nin referandum sürecinde izleyeceği yolu ve 15 Temmuz hain dar

SİYASET 6.02.2017 21:19:00 0
Karakoç: Türkiye çift başlılıkla yönetilemez

TÜRKİYE ÇİFT BAŞLILIKLA YÖNETİLEMEZ HALE GELMİŞTİR

 

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin 2007 referandumunun ardından çift başlı yönetim ile tamamıyla yönetildiğini iddia eden Karakoç, "Başbakan protokolde 3. sırada, fiiliyatta 1. sırada. Turgut Özal döneminde Yıldırım Akbulut sen benim başbakanlığıma karışamazsın dedi, Ahmet Nejdet Sezer ile Bülent Ecevit'in arasında geçenler; Ahmet Davutoğlu ile Recep Tayyip Erdoğan'ın fikir ayrılıklarını biliyoruz. Birisi Japonya derken diğer Çin diyordu. Gördük ki Türkiye çift başlılıkla yönetilemez hale gelmiş" dedi.

 

KİRLİ MASA KIRILDI

 

2017 yılına kadar Anayasa değişikliğine hayır dediklerini ardından yaşanan fikir değişikliğinin sebeplerini açıklayan Karakoç, "15 yıldır Büyük Ortadoğu Projesi'nin eşbaşkanlığını yürüten Erdoğan'ın kirli masası vardı. FETÖ'nün, Apo'nun etkili olduğu ABD'nin ağa olduğu Kılıçdaroğlu'nun gözlemci olduğu bir masa vardı. Yeni masada milliyetçi hareketin genel başkanıyla Türkiye'nin Cumhurbaşkanı mutabık kalarak, Başbakanı da bu işin içine katarak; Türkiye'nin yeniden yapılanması ile ilgili bir yol haritası ortaya koydular. Projenin sahibiyiz, bu masa kırılmamış olsaydı yeniden yeni bir yapılanma için olur dememiz mümkün değildi" dedi.

 

MESELE, ERDOĞAN MESELESİ DEĞİLDİR

 

MHP içerisinde referandumda hayır oyu vereceklerin olduğu bilinirken, siyasilerin kullandığı dilin ayrıştırıcı olduğunu ifade eden Gazeteci Şaban Kardeş'e yanıt veren Karakoç," Bu mesele Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan meselesi değildir. Erdoğan'a olan rahatsızlığı sebebiyle bir kesim arkadaşlarımız hayır diyorlar. O arkadaşlara dediğimiz şu; MHP hakkında ileri geri konuşacağınıza vatandaşın oy desteğini alın. Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır. Ba başa baş Allah'a bağlıdır. Hayır oyu verenlere karşı da anlayışlı olmalıyız. Atatürk, İnönü ve Celal Bayar hem Cumhurbaşkanı hem de siyasi parti genel başkanıydılar o döneme geri dönüş söz konusu" dedi.

 

TALEPLERİMİZİ MASAYA YATIRDIK

 

Türkiye'nin demokrasiye alışkın olmadığını ifade eden Karakoç, "Yerel düzeyde istekler çok aykırı sayılmış. Her amirin; bölge vekillerine, il başkanlarına istişare edilmeden, onlara rağmen atandığını düşünmek hata olur. Siyasi partiler düzenin işletilmesinde birinci dereceden etkililer. Siyasi düzene karşı gelen bir mülki amir tekrar değerlendirilmeye alınır. Yargının daha etkin bir hale gelebilmesi için taleplerimizi masaya yatırdık. Dün Erdoğan'ın sorumluluğu olmamasına rağmen  üstün yetkileri vardı bugünse yetkilerle birlikte sorumluluk da veriliyor. 21 kişiden oluşan HSYK üyeleri 14 e indirilmiştir. Hangi sahada olursa olsun yargının gerek yeniden düzenlenmesiyle ilgili geriye gidiş söz konusu değildir. Yeni Anayasa'nın Türkiye'nin nefesini açacağını düşünüyorum. Cumhurbaşkanı meclisi feshettiği zaman Cumhurbaşkanı da görevinden azledilir dedik" ifadelerini kullandı.

 

BİRİLERİ DEVLETİN GÜLEN YÜZÜNE ALDANDI

 

Adaletin geç de olsa tecelli edeceğini dile getiren Karakoç, 80 darbesi sonrası ve 2011 yılında yaşadığı mahkumiyet sürecini değerlendirdi. Kral Faruk'un "1 buçuk İslam ülkesi vardır; 1'i Türkiye buçuğu ise İran'dır'' sözünü hatırlatan Karakoç, "Birileri devletin gülen yüzüne aldandı. O alçaklar kurdukları mahkemede bugün kendileri yargılanıyor.İçerde her şeyi konuşuruz ama dışarı çıkıp camı kırmayız. Türkiye Cumhuriyeti'nin terazisi hakkın terazisidir. 2011'de içeri alındığımızda arkadaşım ''bu ne iş Erdem'' dediğinde, Allah var gam yok dedim" şeklinde konuştu.

 

EVET DİYEN SEVAP İŞLİYOR DA HAYIR DİYEN GÜNAH MI İŞLEMİŞ OLUYOR?

 

Çözüm süreci döneminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ''Her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldık'' ve ''Bunlar Diyarbakır'a, Tunceli'ye gidemezler'' sözlerinin kendisine hatırlatılması üzerine açıklamalarda bulunan Karakoç, "Kullanılan dilin toparlayıcı olması gerekiyor. Bu iş gündeme gelmeden bu işe karşıyız diyen bir kesim vardı, onları suçlamamak lazım. Evet diyenler sevap kazanıyor da hayır diyenler günah mı işlemiş oluyor? Erdoğan'ın ne yaptığı önemli değil, bu meselenin mutabıkı Genel Başkanımız Devlet Bahçeli'dir ve başkanımızın arkasındayız. Türkiye'ye nefes aldıracak en ileri uygulama modeli ortaya koyulmuştur. 15 Temmuz sonrası sağ seçmen Türkiye'nin dayanıklılık noktasını görmüştür ve ayrıca FETÖ'cülerin devlet içersinde bu kadar yaygın oluşunun yanı sıra yine devlet içerisinde ülkücü gücün olduğu ortaya çıkmıştır. Devlet Bey'in sözlerinin ciddiye alınıp, hainlerin hesaplarının alt üst edildiği gerçeği ortaya koyulmuştur. O hain kirli masa kırılsın diye ağır bir dil kullandık onlar da bize ağır bir dil ile cevap verdiler" dedi.

 

2010 REFERANDUMUNDAKİ MHP'NİN TUTUMUNU DEĞERLENDİRDİ

 

2010 referandumunda MHP'nin hayır dediğinin hatırlatılması üzerine açıklamalarda bulunan Karakoç, "O dönem MHP'nin duruşu doğruydu. O günün referandumunda düzenlenen yasalar Türkiye'nin birincil sorunlarını yaratmıştır. Dün o oylamada çıkan yeni anayasa, Türkiye'nin nefesini kesen operasyonun bir neticesidir. MİT sorunu, Gezi Parkı eylemi, Genel Kurmay Başkanı'nın tutuklanması o anayasa ile yargıya yerleşmiş FETÖ mensuplarının işidir"  diye konuştu.

 

BU İŞİN SİYASİ KANADI NEREDE?

 

15 Temmuz sonrası devletin hemen hemen her kurumuna tesir etmiş olan FETÖ mensuplarının yapılan operasyonlar neticesinde memur, öğretmen, doktor, asker gibi kesimlerin açığa alındığını fakat operasyonların siyasi kanatta etkili olmadığını savunan Karakoç, "Memur, öğretmen, askere operasyon yapıldı ama siyasiler hala duruyor. İnce elenip sıkı dokunmuyor. Bu işin her kanadı var da siyasi kanadı nerede? Türkiye'yi yönetenler dimyata pirince giderlerken eldeki bulgurdan olmak istemiyorlar. Kendi ana yapılarını bir anda dağıtmak istemiyorlar. Bakanlar dahil olmak üzer 8, 9 bakanın 15 yıla yakın FETÖ ile idare edildiği ortaya çıkmış durumda" şeklinde konuştu.

 

DARBENİN HER TÜRLÜSÜNE KARŞIYIZ

 

MHP içerisinde yer alan bazı muhaliflerin ve hatta kongre sürecinde Bahçeli'nin karşısında yer alan milletvekillerinin FETÖ ile ilişkili olabileceğini ifade eden Karakoç, "Devlet, ihanete bulaşmış kişilerle ilgili gereğini yapmakla sorumludur. MHP içerisinde kim FETÖ'cü kim değil elbet bir gün ortaya çıkar. Zaman içinde AK Parti'den bize de sıra gelirse FETÖ ile kim ilişkili kim değil ortaya çıkar. Türkiye'nin Başbakanı ile dışarıdaki Başbakanı kapıştılar, sonra FETÖ ABD'ye sığınırken, Erdoğan milletine sığındı. Ben bu savaşta Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden yanayım. Ankara'da bir tek kişi vardı o da Devlet Bahçeli idi. Devlet Bahçeli ölüm pahasına bu istilaya karşıyız dedi ve biz ülkeyi kurtarmak için meydanlara çıktık. En kötü demokratik idare, en iyi askeri idareden iyidir. Darbenin her türlüsüne karşıyız. Genel Başkan, Türkçü İttihatçıların oturduğu makamda oturuyor. MHP'nin iktidara gelmesi açısından bu anayasa, bu açıdan önemlidir" ifadelerini kullandı.

 

EL BAB'DA MÜCADELE VERİYORSAK MHP SAYESİNDEDİR

 

Referandum sürecinde AK Parti ile herhangi bir ortam çalışma içerisine girmeyeceklerini ifade eden Karakoç, referandum sonrası süreçte sandıktan yüksek oranda çıkacak yanıtın evet oyu olacağını ifade ederek, "Türkiye çift başlılıktan kurtulup, MHP'nin iktidar yolu açılmalıdır. Herkes Habur, Oslo ve Dolmabahçe'nin mimarlarını biliyor; o kirli masanın kırılmasının ardından yeni masada ilk 4 maddeye dokunulmayacağı, eyalet ve dar bölge sisteminin olmayacağını MHP sağlamıştır. Bu süreçte MHP'nin olmadığı bir anayasa görüşmesinin kabul edilemeyeceğini ve 15 Temmuz darbe girişiminde milli güçlerin devlet içindeki dengesinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından görülmesinin ardından durum MHP'nin lehine değişmiştir. Türkiye, Suriye meselesinde masaya oturmasın diyorlar; Silopi'ye Cizreye' Hakkari'ye MHP'nin kararlılığı sayesinde girişmiştir. Bugün Türk askeri El Bab'da mücadele veriyorsa bu MHP sayesindedir" dedi.

 

HALKA ULAŞAN HAKKA ULAŞIR

 

Nisan'da yapılması planlanan referandumun ardından hayır oyunun çıkması durumunda milletin takdirine saygı duyacaklarını ifade eden Karakoç, "Milletimiz arkasında durduğumuz yeni Anayasa teklifine hayır derse milletin takdiri der boynumuzu eğeriz. Ülkemizi kurtarmak için çabalıyoruz. Halka ulaşan hakka ulaşır" ifadelerini kullandı.