Kadınları bekleyen 3 tehlike

Prof. Dr. Yakup Kumtepe, kadın kanserlerinde modern tedavi yaklaşımları hakkında bilgi verdi. Kadın kanserlerinin, dünya çapında görülen kanser vakaları arasında önemli bir yer tuttuğunu belirten Kumtepe, â?

YAŞAM SAĞLIK 15.11.2016 19:28:00 0
Kadınları bekleyen 3 tehlike

KANSER VAKALARINDA ARTIŞ VAR

 

Kadın kanserleri denilince akla ilk olarak gebeliğe bağlı rahatsızlıkların geldiğini kaydeden Prof. Dr. Yakup Kumtepe, “Bu hastalıklar, kadınlarda ortaya çıkan diğer kanserler arasında önemli bir yer tutmaktadır. Çünkü̈ dünyada ve ülkemizde en sık görülen 10 kanser türü içinde, kadın kanserlerinden dört hastalık yer almaktadır. Jinekolojik kanserler, tüm kanserlerin ise yüzde 10’undan fazlasını oluşturur. Kadın kanserlerinde erken tanı ve doğru tedavi yöntemleri sayesinde tam iyileşme sağlanabileceği unutulmamalıdır. Ülkemizde tüm diğer kanserlerde olduğu gibi, kadın kanserlerinde de artış gözlenmektedir. 2002 yılında yaşam kaybına yol açan hastalıkların yüzde 10’u kanserken, Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2012 verilerine göre bu oran yüzde 20-22’ye yükselmiş durumdadır. Geleceğe yönelik bir perspektifle gerekli önlemler alınmadığında 2025’ten sonra artmak kaydıyla, 2050’li yıllara doğru her iki kişiden birinin kanser nedeniyle yaşamını kaybedebileceği öngörülmektedir” dedi.

 

HASTALIĞIN TEDAVİSİ İKİ YÖNLÜ YAPILIR

 

Kumtepe, “Her yıl yaklaşık 540 bin kadına rahim ağzı kanseri tanısı konulmaktadır. Rahim ağzı kanserine yol açan HPV virüsü, aynı uçuk virüsü gibi hücrelerin bir yerinde saklanır. Yıllar içinde buradaki hücreleri transformasyona çevirerek, normal hücre tipini atipik yani kanser hücresine dönüştürebilir. Özellikle erken yaşta evlenenler, çok eşli kişiler veya çok eşli partneri olanlar ile günde bir paket ve üzerinde sigara içenlerde risk artmaktadır. Hastalığın tedavisi iki yönlü yapılır. Virüsün dokunun derinliğine geçmediyse rahim ağzında tuttuğu bölge kolposkopi ile belirlenebilir. Bölgenin cerrahi yöntemle alınması ile kanserleşebilecek alan ortadan kaldırılarak, hastada yüksek oranda iyileşme sağlanır. Basit bir cerrahi işlemle hasta aynı gün taburcu edilebilir. Eğer kanser invaziv hale gelmişse yani doku derinlerine kadar inmişse iki tedavi seçeneği vardır. Bu durumda geniş kapsamlı ve uzun zaman alacak zor bir ameliyat olan “radikal histerektomi” yapılır. Aynı zamanda kanser hücreleri pelvik bölgedeki lenf bezlerini tuttuğu için onlar da çıkarılır. Alternatifi ise kemo-radyoterapi; kemoterapi ilacıyla o bölgedeki kanser hücreleri ışına karşı duyarlılaştırılır, akabinde hastaya radyoterapi uygulanır ve takibe devam edilir. Eğer geç evredeyse cerrahi ya da kemoterapi ya da radyoterapi fark etmeksizin sağ kalım oranları belirli oranda olur” diye konuştu.

 

HER 4 VAKADAN 3’Ü ERKEN EVREDE YAKALANABİLİR

 

Hastalığın ortaya çıkmasında obezitenin önemli yeri olduğunu kaydeden Kumtepe, “Aşırı kilo östrojene, diyabete ve hipertansiyona, dolayısıyla rahim kanserine yol açar. Rahim kanserlerinin yaklaşık yüzde 25’i menopoz öncesi, yüzde 5’i de 40 yaş altında görülür. Hastalığın en önemli belirtisi, düzensiz kanamadır. Her 4 vakadan 3’ü erken evrede yakalanabilir. Hastalık erken evrede yakalanırsa histerektomi adı verilen ve rahmin çıkarılması esasına dayalı cerrahiyle başarılı bir şekilde tedavi edilebilir. Eğer hasta genç yaşta ve çocuk istiyorsa fertilite koruyucu tedavi uygulanır. Hastaya önce ilaç tedavisi uygulanıp, gebeliğin sağlıklı bir şekilde tamamlanması sağlanır. Ardından da ameliyat yapılır. İleri evrelerde cerrahinin ağırlığı da, dolayısıyla buna bağlı riskler de artar. Ameliyatın ardından radyoterapi ön planda olmak kaydıyla, hastalara kemoterapi ve radyoterapi tedavisi uygulanır. Yumurtalık kanserinin görülme oranı 60’lı yaşlarda zirveye ulaşır. Hastalığın ortaya çıkmasındaki en önemli nedenlerden biri doğurganlığın azalmasıdır. Çünkü doğum yapmak kişiyi yumurtalık kanserinden korur. Rahim ve rahim ağzı kanserlerine oranla daha geç dönemde fark edilen hastalık, hastaların yüzde 75’inde ilerlemiş evrede yakalanır. Yumurtalık kanserinin yüzde 15’i genetik geçişle ortaya çıkar. Özellikle gen mutasyonu taşıyan, ailesel kanser öyküsü̈ olan kadınların mutlaka 6-12 ayda bir hekim tarafından kontrol edilmesi gerekir. Bu sayede hastalık daha erken evrede yakalanabilir ve diğer kadın kanserlerinde olduğu gibi tama yakın oranda tedavi edilebilir. Tedavide sadece rahim ve yumurtalıklar değil, vücutta tutulması muhtemel olan tüm dokular alınır. Cerrahi sonrası uygulanan kemoterapiden ise olumlu yanıt alınır” diye konuştu.

 

Marmara Haber