EDİRNE'NİN İLÇELERİ

PİRİNÇİ İLE ÜNLÜ İPSALA İpsala Marmara Bölgesi'nin Trakya kesiminde, Edirne iline bağlı, yüzölçümü 753 km² olan bir ilçedir. Kuzeybatıda Meriç, kuzeydoğuda Uzunköprü, doğuda ve

KÜLTÜR SANAT 7.12.2015 14:38:00 0
EDİRNE

Kuzey ve doğu kesimlerinin 100 - 300 metre arasında değişen yükseltiler, Batı kesimini ise aşağı Meriç ovasının bir parçasını oluşturan İpsala Ovası kaplar. Meriç Irmağı ve kollarıyla sulanan ve sık sık su baskınına uğrayan ova 1960’larda Meriç Irmağı boyunca yapılan setlerle ilin en büyük ve verimli tarım alanlarından biri durumuna getirilmiştir. Batıda Meriç, kuzeybatı'da da Ergene Irmakları ilçenin doğal sınırını çizer. Ergene Irmağı'nın kollarından Basamaklar Deresi üzerinde sulama ve taşkın önleme amacıyla kurulan Altınyazı Barajı göl alanının bir bölümü, Yeni Karpuzlu Göleti ve Sultanköy Barajı da ilçe sınırları içindedir.İklim yazla kış, gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkları ile dikkat çeker. Karasal iklim hüküm sürer. Yağışlar kış ve bahar aylarında toplanır. Çeltik ekimi nedeniyle yazın nem oranı fazladır.İpsala ilçe merkezi İpsala ovasının kuzeydoğusundaki bir tepenin yamacında kurulmuştur. İlçenin 2 km güneyinden geçerek Yunanistan sınırındaki İpsala sınır kapısına ulaşan E-25 karayolu, Keşan’da Eceabat’tan gelen E-24 karayoluyla kavşak yapar. Bu karayolu  ilçenin içinden geçen bir yolla Havsa ve Silivri yakınlarındaki iki yerden E-5 karayoluyla birleşir. İpsala ilçesi il merkezi Edirne’ye 108 km uzaklıktadır. İlçenin bulunduğu bölge çok eski bir yerleşim bölgesidir. Bölgeye ilk gelenlerin MÖ 4000 yıllarında Trak kavimleri olduğu bilinmektedir.

BİR ÇOK MEDENİYETLERE EV SAHİPLİĞİ YAPMIŞTIR

Çok zengin bir tarihe sahip olan İpsala,MÖ XII. yüzyıla kadar ki 800 yıl boyunca yeni yeni Trak boyları gelip, bölgeye ve Doğu Trakya’ya yerleşti. Balkan Yarımadası'nın birçok kısmı bu gelen akım ile doldu. Traklar, Balkan Yarımadası'na maden devri medeniyetini getirdiler. Onlardan kalma paralar, Trakların yazı bildiklerini ve kullandıklarını göstermektedir. Buradan çıkarılan şu ki, ilçemizde İlkçağ, Bölgeye gelen Traklar Meriç havzasının orta ve aşağı bölümlerine yerleşmişlerdi.Pers İmparatoru I. Daryüs (Büyük Dara), MÖ VI. yüzyıl sonlarında ilçemizin bulunduğu bu bölgeyi imparatorluğuna eklemiş, Traklar Pers İmparatorluğu'nun zayıflama döneminde, aralarında birleşip isyan çıkarmışlardır. Trez Atlı Boy Beyi Başkanlığı'nda bir Trak Devleti kurmuşlardır. Bu kurulan Türk Trak Devletinin Başkenti Kypsala (İpsala) idi.Başkenti Kypsala (İpsala) olan Trak boyu (Odrisler) bu bölgede yıllarca egemenlik sürmüşlerdir. Edirne ilini de başkenti Kypsala (İpsala) olan Odrisler kurmuşlardır.

1356 YILINDA OSMANLILARA GEÇTİ

I.Murat’ın kumandanlarından Evranos Bey tarafından 1356 yılında alınmış olan İpsala İlçesi’nin Osmanlı tarihinde önemli bir yeri vardır. O tarihte çayır olan bugünkü çeltik ekili sahalarda Osmanlı Ordusu’na at yetiştirilirdi. İyi cins kısrak sürüleri, azgın aygırları yanlarında bu otlar üzerinde yaz kış dolaşırdı. Binilecek çağa gelen taylar bu çayırlarda kementlerle tutulur, Edirne’ye götürülür donatılır, eğitime tabi tutulurdu. Osmanlı Ordusu’na giren İpsala tayları, Türk Akıncılarını zafer yollarına taşır dururdu. İpsala yüzyıllarca Osmanlı Süvari Ordusu’na at yetiştirilen bir kaynak olmuştur.İpsala ilçesi önce Sofulu’ya Balkan Savaşı’ndan sonra da İbriktepe’ye bağlı nahiye idi. 1928 yılında ilçe olmuştur. İpsala Çeşitli tarihlerde Yunan işgaline de uğradı ve halkı çok eziyet gördü.

İPSALA'NIN KURTULUŞU

Kasımın Yirmisi, yıl  bin dokuzyüz yirmi,İpsala'nın düşman işgalinden kurtuluş günü. Trakya'daki tüm kentlerin bir biri ardına işgalden kurtuldukları sonbaharın puslu ve ıslak günler zincirinin bir halkası 20 Kasım İpsala'nın payına düşen. Her yıl 20 Kasım günü çeşitli etkinliklerle kutlanır İlçenin düşman işgalinden kurtuluşu.Milis kuvvetlerinin şehre girişiyle başlayan kurtuluş günü törenleri şehrin kurtuluşunun temsilinden sonra halk oyunları gösterileri, geçit törenleri ve çeşitli etkinliklerle devam eder.

EVLİYA ÇELEBİ'DEN İPSALA NOTLARI 

Ünlü Türk Seyyahı Evliya Çelebi’nin ünlü “Seyahatnamesi”nde İpsala’ya dair yer alan  bilgiler ise şöyle:“Orhan Gazi saltanatında Bursa’yı Rumlar’ın elinden kurtarıp,Edirne’nin fethine gayret etmiştir.Edirne’nin ikinci hükümet merkezi olmasına karar verip bizzat Hacı Bektaş-ı Veli’nin huzurunda Gülbanki Muhammedi çekilip Fatiha okundu.Hacı Bektaş-ı Veli kendisi ve üç yüz dervişi ve yetmiş askerinden Ece Yakup,Hale Dede,Yalvaç Dede,Karamürsel,Kara Hoca,Kara Ören adlı gaziler Kapıdağı’ndan sallar ve keleklerle besmele çekip Rumeli’ye geçtiler.Baskınlar edip önce İpsala Kalesi’ni fethedip,vakit geldiğinden,önce Cuma namazını kıldılar.İlk sala’dan galat olarak buraya daha sonra İpsala demişlerdir.Rumeli’de ilk Osmanlı eline geçen kale İpsala‘dır.Orhan Gazi’nin oğlu Süleyman Şah tarafından feth olunmuştur.” “Kısaca 7 senede Türk Askerleri yetmiş tane sağlam kale alıp savaş hünerlerini dost ve düşmanlarına göstermişlerdir.

Sonra Süleyman Şah ava meraklı olduğundan bir turnaya şahin salıp avlamaya atıyla hızla giderken atından yuvarlanıp Allah’ın (C.C.) emriyle rahmete kavuşup öldü.Bunu duyan kafirler kızıl yumurtalar boyayıp bayram ettiler.Onlar bayram ederken İslam Askerleri mahzundu.Bundan sonra 1.Murat derhal İstanbul ve Edirne yakınlarına varıncaya kadar baskınlar yaptılar ki Rumlar,Edirne’den çıkamaz oldular.İPSALA dışına çıkan gaziler yine bol ganimet alıp İPSALA’ya dönerlerdi.” Evliya Çelebi gezileri sırasında Bolayır ve Kavak’ı ziyaretlerinden sonra İPSALA’ya tekrar gelir.Kavak Köyü dibinden “Eksmil” Kalesi’nin dibinden geçerek İPSALA’ya gelirler.Evliya Çelebi burada şunları yazmış:“Eksmil Doğusunda mamur köyler içinden geçip İPSALA Kalesi’ne geldik.Hicri 758 (Miladi 1356) senesinde burayı Edirne Kralı elinden Gazi Süleyman Paşa fethedip Cuma Namazını burada kıldığından “İptida Sala” –Önce Namaz-dan kısaltma olarak adı “İPSALA” kalmıştır.Fethinden sonra Rumlar’ın eline düştüyse de tekrar 1. Murat zamanında Lala Şahin Paşa tarafından geri alınmıştır.” “Hala Rumeli eyaletinde 150 akçelik kazadır.Yeniçeri serdarı,sipahi,kethüda yeri vardır.Meriç,Tunca ve Arda nehirlerinin birleştikleri geniş ve verimli yerde şirin bir şehir olup Farecik şehrinin doğu tarafında ve ovaları bir konak kadar bir mesafededir.İPSALA’dan Farecik’e gitmek isteyen buradan gemilere, sallara binip karşıya yarım saatte ulaşırlar.Deniz gibi bir nehirdir.”

Hazırlayan/Seyit SÜREN