EDİRNE'NİN İLÇELERİ

UZUNKÖPRÜ 1920-1922 YUNAN İŞGALİ Dört yıl süren birinci Dünya savaşında Osmanlı Devleti yenik düşerek 30 Ekim 1918 de Mondros Ateşkes anlaşması imzalandı. Bizi yenen uluslar Türkiye'yi par

KÜLTÜR SANAT 9.11.2015 16:01:00 0
EDİRNE

Bunu sezen Trakya halkı "Trakya Paşaeli Müdafaa Heyeti Osmaniyesi" adıyla bir dernek kurdular. Bu dernek, Trakya'nın haklarını savunmayı üstlendi Trakya'nın il, ilçe ve bucak merkezlerinden delegeler seçildi. Uzunköprü'den de Mustafa Yayalar ve Hilmi Ergeneli seçilerek, Lüleburgaz ve Edirne'de yapılan iki büyük kongreye katıldılar. Bu iki kongrede Trakya'yı Cafer Tayyar Paşa komutasındaki kolordunun tüm gereksinmeleri Trakyalılarca karşılanarak savunması görevi verildi. Bunun için asker toplanmaya başlandı. Hazırlıklar yapıldı.

YUNANLILAR MARMARAEREĞLİSİNE ASKER ÇIKARDI

Yunanlılar 20 Temmuz 1920 de Marmaraereğli'si kıyısına asker çıkardı. Burada ciddi bir çarpışma yapamadan askerlerimiz Lüleburgaz'a çekildi. Uzunköprü'de bulunan 60. Tümen birlikleri, Yunanlıların Meriç ırmağından geçmemeleri için tertibat alınmıştır. Bir bölüm birlikler de Lüleburgaz'a gönderildi ise de bir savunma yapılamadı. Yalnız Şükrü Naili bey komutasındaki Tümen Edirne Karaağaç'da çetin savaşlar yaparak, Yunanlıları Edirne'ye sokmadı. Bu arada Cafer Tayyar Paşa Havsa 'nın Bostanlı köyünde Yunanlılara tutsak düştü.
 Harekât gereği Trakya'daki kolordumuzdan artakalan birlikler Bulgaristan'a geçti. Bu asker ve komutanlar, Kurtuluş savaşında Anadolu'ya geçerek yurdumuzun kurtuluşunda büyük hizmetler görmüşlerdir. 25 Temmuz 1920 de Uzunköprü de Yunanlılar tarafından işgal edildi. Bu acı işgal iki yıl, üç ay, 23 gün sürdü. Bu süre içinde, gerek Yunan işgal güçlerinden, gerekse içimizde yaşayan yerli Rum köylerinin çapulcularından, halkımız çok acılı günler yaşadı.

UZUNKÖPRÜ’YE   İNGİLİZ ASKERİ GELDİ

 Ulusal Kurtuluş Savaşımızı kazandıktan sonra, Mudanya Ateşkes antlaşması ile Trakya'nın iki ay içinde boşaltılması kabul ettirilmişti. Bu antlaşma kararları 14/15 Ekim 1922 de yürürlüğe girdi. Trakya'nın Meriç boyuna kadar bir ay içinde boşaltılması gerekiyordu. Bu nedenle boşaltma sırasında Türk halkına Rumlar tarafından kötülük yapılmaması ve güvenliğin sağlanması amacı ile anlaşmış devletlerden İtalyanlar Silivri, Vize, Saray ve Çorlu'ya bir tabur, Fransızlar Lüleburgaz, Edirne ve Kırklareli'ne iki tabur, İngilizler Tekirdağ, Uzunköprü, Keşan ve İpsala'ya iki tabur asker gönderdiler.
 Uzunköprü'ye 16 Ekim 1922 de bir bölük İngiliz askeri geldi ve Şehsuvarbey mahallesindeki Jandarma dairesine yerleşti. Askeri yönden İstanbul'da Refet (Bele) Paşa Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Trakya Fevkalâde komiseri ve Mülki yönden Edirne Valiliğine atanan Şakir (Kesebir) Bey Trakya kent ve kasabalarını teslim alma işlemlerini organize ediyorlardı. Çorlu teslim alındıktan sonra, Şakir Bey, buradan teslim alınacak diğer ilçe ve kasabaların kaymakam ve diğer memurlarını atayıp gönderiyordu. Uzunköprü'ye Yüzbaşı Faik Bey Komutasında bir jandarma bölüğü ve Kaymakam Reşit Beyle diğer ilçe memurları İstanbul'dan gelen trene Çorlu'dan bindirilerek gönderildi. İngiliz'lerin gözetiminde Rumlar Uzunköprü'yü 15 Kasım 1922 Çarşamba günü boşaltmışlardı. Uzunköprü'yü teslim alacak Türk askeri ve mülki amirinin Çorlu'dan trene bindiği duyulmuştu.

UZUNKÖPRÜ’YÜ TESLİM ALMAYA GELEN TÜRK ASKERLERİNİ HALK COŞKUYLA KARŞILADI

Uzunköprü'nün ileri gelen kişileri ve aydınları, yola çıkan Türk askeri ve ilçe yöneticilerini istasyonda karşıladılar. İstasyondan talikalara binilerek her iki kafile 18 Kasım 1922 Cumartesi günü Saat 9.30 da Uzunköprü'ye geldi.
 Köprü  başında büyük bir tak kurulmuş, Türk bayrakları ile süslenmişti. Üzerinde 'Yaşasın Türkiye Büyük Millet Meclisi' yazısı vardı. Tüm Uzunköprü halkı ve öğrencileri köprü başında toplanmıştı. Sivil ve asker kurtarıcılarımızla kucaklaşıldı. Söylevler verildi. Buradan hareket edilerek, han çeşmesi yanma gelindi. Burada da üzerinde 'Yaşasın Büyük Kurtarıcımız Ulu Gazimiz' olan bir tak kurulmuştu. Bu sokağa bundan sonra Kurtuluş Caddesi adı verildi. Buradan eski askerlik şubesi olan kaymakamlık binasına gelindi. Kaymakamlık binasının bayrak direğinde Yunan bayrağı vardı. Yunan bayrağı indirildi ve Türk bayrağı çekildi. Burada da kurbanlar kesildi. Öğrencilere ve halka şekerler verildi.
 1955 yılında o günleri yaşamış Muradiye mahallesinden doksan yaşındaki Selvet Keçeci Uzunköprü'nün kurtuluşunu şöyle anlatmıştır. “Türk askerlerinin Uzunköprü'yü kurtardığı günkü sevincimizi hiç unutmam. Komşum geldi. Yürü köprü başına gidelim. Bu gün Türk askeri geliyormuş dedi. Büyük bir sevinçle aşağı doğru bir koşu kopardık. O gün ise öyle bir soğuk vardı, karlar çatılara kadardı. Ama kara, soğuğa ve boraya kim aldırır. Bütün kasaba ahalisi köprübaşına üşüşmüş, soğukta kar altında saatlerce bekledik. Üşüdük, donduk ama kimse bırakıp gitmiyordu. Derken köprünün öbür başında at üstünde bir asker göründü. Ona fedai derlermiş. Onun ardından şarkılar, türküler söyleyerek askerler geldi. Biz hepimiz sevinçten yarı güler yarı ağlarız. Askerlerin ardından talikalar, faytonlar içinde kaymakam ve hanımı ile hükümet adamları geldiler. Öyle bir bayram, öyle şenlikler yaptık. Dil ile tarif edilemez. Çok şükür hürriyetimize kavuştuk. Düşman işgalinde kalmak çok kötü şeydir. Allah bir daha o günleri göstermesin.”

 Çanakkale Savaşı

 Marmara Denizi tekin olmaktan çıkınca Osmanlı ordusu bu kez karadan asker, silah ve mühimmat sevkıyatına başlamıştı. Demiryoluyla Uzunköprü'ye gelen malzeme Uzunköprü-Bolayır arasını karayoluyla kat ediyordu. İngilizler kısa bir süre sonra havadan kara güzergâhını sekteye uğratmayı denediler. Karayolu Bulgaristan'ın Ekim 1915'te savaşa girişiyle önem kazanmıştı. İstanbul-Berlin demiryolu üzerinde sahilden 100 kilometre içerdeki Uzunköprü istasyonu hedeflerden biriydi. Diğeri Saroz Körfezi yakınlarındaki Dedeağaç-Selanik demiryolu üzerindeki Firecik iltisak noktasıydı. İngiliz amiralliği Kuleliburgaz köprüsünün bir an önce tahribini istedi. 8 Kasım günü İmroz'dan kalkan bir uçakla, Saroz Körfezi'nde bulunan Ben-my-Chree uçak gemisinden kalkan iki uçaktan oluşan bir filo, köprüyü tahrip etmek üzere hareket etti. Bunlardan İmroz'dan kalkan hedefe ulaşabildi. 13 Kasım günü bu köprüye yeni bir taarruz düzenlendi. Firecik istasyonu ise yine 13 Kasım ve 1 Aralık'ta saldırıya uğradı.


 UZUNKÖPRÜ’YÜ KORUMAK İÇİN SAHRA TOPLARI YERLEŞTİRİLDİ
  Bulgaristan'ın harbe girmesi ve Sırbistan'ın Almanlar tarafından istilası doğrudan Berlin-İstanbul demiryolu hattının açılması anlamına geliyordu. Almanya'dan topçu cephanesi, uçak ve uçak yedek parçası gelmeye ve ordunun noksanlarının giderilmesine başlamıştı. Uzunköprü önem kazanmış, savunulması kaçınılmaz olmuştu. Düşman uçak filolarının saldırısı karşısında Uzunköprü'de ufak bir birliğin oluşturulması kararlaştırıldı. İlk elden bir savaş uçağı Uzunköprü'ye gönderildi. Bu uçak kısa sürede ikinci bir savaş uçağı ve nihayet bir keşif uçağı ile takviye edilecekti. Uçaklar İkinci Ordu'nun emrindeydi ve Uzunköprü'yü korumakla yükümlüydü. Keşif amacıyla kullanılmayacak ve istasyondan elli kilometreden fazla uzaklaşmayacaklardı. Ayrıca düşman uçak filolarından korunmak üzere Uzunköprü'ye sahra topçusu tahsis edilecekti. Uzunköprü'den Gelibolu'ya mühimmat sevki sırasında, alçaktan uçan düşman uçaklarının makineli tüfek ateşine karşı bu kafilelere birer müfreze refakat edecekti. Nihayet düşman hava saldırılarını önceden Uzunköprü'ye bildirecek bir haberleşme hattı kurulmuş, hava saldırısı hedefe ulaşmadan Uzunköprü'den Osmanlı uçaklarının havalanması ve uçaklara karşı konulmuş topların hazırlanması öngörülmüştü.(devam edecek)

Hazırlayan/Seyit SÜREN