EDİRNE'NİN İLÇELERİ

UZUNKÖPRÜ Adını sahip olduğu dünyanın en uzun taş köprüsünden alan Edirne'nin Uzunköprü ilçesi Ergene nehri kıyısına kuruludur. Türkiye'yi Balkanlar ve Avrupa'ya bağlayan geÃ

KÜLTÜR SANAT 6.11.2015 10:34:00 0
EDİRNE

Uzunköprü’nün tarihi Neolitik Çağ’a ( MÖ. 5500-8000) kadar uzanmaktadır. Kentin güneyinde, Kırkkavak köyü yolu üzerinde bulunan Maslıdere’de yapılan yüzey araştırmalarında benzerlerine ne Yunanistan’da ne de Bulgaristan’da rastlanan bu döneme ait çizgi ve baskı süslemeli çanak çömlek parçaları bulunmuştur. Ancak o döneme ait bilgiler kazıların yapılmaması nedeniyle oldukça yetersiz kalmıştır. Bölgenin bu dönemden M.Ö. 15. yy. a kadar olan tarihi belirsizdir. M.Ö. 1400‘lü yıllarda ise Trak kabilelerinin yerleşim yeri haline gelmiş ve uzun bir süre böyle kalmıştır. Traklar’dan sonra burası bir çok defa el değiştirmiş, M.Ö. 7. yüzyıldan itibaren sırasıyla Yunan, Pers, Makedon, Roma ve Bizans hakimiyetleri altına girmiştir. Bölgenin bu kadar eski bir geçmişe sahip olmasına rağmen bugünkü Uzunköprü kentinin olduğu alanın bataklıklar ve sık ormanlarla kaplı olmasından dolayı Osmanlılar’a kadar üzerine herhangi bir şehir inşa edilememiştir. Bu nedenle bölgede kurulan en yakın şehir, Roma İmparatoru Trajan (M.S. 53-117) tarafından karısı Plotina adına bugünkü Uzunköprü ile Dimetoka arasında Meriç nehrinin iki yakasına kurulan Plotinopolis kentidir. Burası Eski Uzunköprü olarak da adlandırılmaktadır.

UZUNKÖPRÜ 1427 YILINDA ERGENE ŞEHRİ OLARAK KURULDU

 En son Bizanslılar’ın yönetiminde bulunan bölge Edirne’nin Osmanlı Sultanı I. Murat tarafından 1363 Sazlıdere Savaşı’yla fethedilmesi sonucu tümüyle Türklerin hakimiyetine geçmiş ve ancak bu dönemden sonra bugünkü yerinde Uzunköprü kenti kurulabilmiştir. Uzunköprü Osmanlı Devleti tarafından Rumeli’de kurulan ilk Türk şehridir. Sultan II. Murat tarafından 1427 yılında Ergene şehri adıyla kurulmuştur. Kentin kuruluşu hem bu bölgede o dönemin başkenti Edirne’nin Gelibolu ve Balkanlar’a açılan çıkış yolu üzerinde bir yerleşim yeri ihtiyacının hem de Ergene nehri üzerindeki büyük köprünün 16 yıl süren yapım çalışmalarının bir sonucu gerçekleşmiştir. Gelibolu’ya sefere çıkan II. Murat, ordusunun yağan yoğun yağmurlar yüzünden yaşanan taşkınlardan Ergene nehrini geçememesi ve ahşaptan yapılan geçici köprülerin de sellere karşı dayanıksız olması nedeniyle nehrin üzerine taştan bir köprü yaptırmaya karar vermiştir. 1424 yılında yapımına başlanan ve 3 yılda bitirilen 360 gözlü ilk köprüyü II. Murat yeterli bulmamış ve tümüyle yıktırıp yeniden yaptırmıştır. Günümüze ilçede bulunan köprü işte bu ikinci köprüdür.

1427- 1443 yılları inşa edilen ikinci köprünün yapımının uzun sürmesi üzerine çalışanların ve bölgeyi korumakla görevli askerlerin ihtiyaçlarının karşılanması için cami, imarethane, kervansaray, medrese, hamam ve iki adet yel değirmeni yaptırılmıştır. Bu yerlerin bakımı ve imarı için önce Edirne’nin köylerinden daha sonra da Rumeli’ye geçiş yapan Türkmen aşiretlerinden aileler buraya yerleştirilerek ilçenin ilk temelleri atılmıştır. Cisr-i Ergene (Ergene Köprüsü) adı verilen bu yerleşim yeri zamanla Edirne’den Gelibolu’ya ve oradan da gemilerle Avrupa’ya, Mısır’a ve Suriye’ye sevk edilen birçok tüccar mallarının güzergahı haline gelmiş ve hızla gelişmiştir.

19. YÜZYILA KADAR TÜRK HAKİMİYETİNDE KALDI

 19. yy’a kadar devamlı Türk hakimiyetinde kalan Uzunköprü, 20 Ağustos-20 Kasım 1829 ile 21 Ocak 1878-13 Mart 1879 tarihlerinde Rusya; 2 Kasım 1912-19 Temmuz 1913 arasında Bulgarlar ve son olarak da 25 Temmuz 1920-18 Kasım 1922 arasında Yunanlar tarafından olmak üzere yüz yıllık zaman dilimi içerisinde dört ayrı işgal yaşamıştır.

18 KASIM 1922 YILINDA TEKRAR GERİ ALNINDI

1920 yılındaki son işgalde Yunanlar kentin adını Makrifere’ye çevirmiş ve 2 yıldan fazla bu adla anılmıştır. 18 Kasım 1922‘de kentin Türkler tarafından geri alınmasından sonra Uzunköprü olan özgün adına geri kavuşmuştur. Kurtuluş Savaşı’ndan sonra İtilaf Devletleri’yle 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Anlaşması’nda Meriç nehrinin Türkiye-Yunanistan sınırı olarak kabul edilmesiyle son ve kesin olarak Türk topraklarında kalan Uzunköprü’de kentin kurtuluş tarihi olan 18 Kasım her yıl törenlerle kutlanmaktadır.

Düşman İşgalleri

1829 RUS İŞGALİ:
1821 yılında Mora'da ayaklanan Yunanlıları 1827 de Osmanlı Devleti bastırdı. Bu durumu içlerine sindiremeyen İngiltere, Fransa ve Rusya hiçbir neden göstermeden Navarin'deki Türk donanmasına saldırarak tümünü yaktılar. Bununla da yetinmeyen Ruslar, 1828 de Tuna'yı geçerek Osmanlı Devletine savaş açtı. Bu savaşta yenilgiye uğradık. Ruslar 1829’ da Edirne'yi ve İstanbul'a kadar tüm Trakya'yı işgal ettiler.
Böylece Uzunköprü'de 20 Ağustos 1929’ da Ruslar tarafından işgal edildi. Rus işgali üç ay sürdü. 14 Eylül 1829'da Edirne'de imzalanan barış antlaşmasına göre, Edirne ve Uzunköprü'yü 20 Kasım 1829 Cuma günü boşalttılar.
 Kuruluşundan bu yana düşman işgali görmeyen Uzunköprü halkı, üç aylık işgal sırasında Ruslardan çok büyük kötülükler ve eziyetler gördü. Malları yağma edildi, devlet binaları ve dinsel yapılar yıkıma uğradı ve hatta Uzunköprü'nün çevresindeki Yaymeşe ve Çalı ormanları yakıldığı da Edirne Salnamesinde belirtilmektedir. Ayrıca bu durumu yaşlı kişiler dedelerinden dinlediklerini  günümüze kadar ulaşmıştır.
  Halk büyük bir moral çöküntüsüne uğramıştı. Halkın moralini yükseltmek amacı ile dönemin padişahı İkinci Mahmut 1831 yılında Gelibolu-Keşan yolu ile Uzunköprü'ye gelmiş, bir gece Uzunköprü'de konuk kalmıştı. Halkla yakından ilgilenmiş, Uzunköprü'nün Ruslar tarafından yıkıma uğrayan Hükümet Konağı, Halisehatun camisi, Muradiye Cami avlusundaki imaret binaları ve köprünün onarılmalarını buyurmuş.

1878 RUS İŞGALİ:

Elli yıl aradan sonra ikinci kez Uzunköprü Rusların işgaline uğradı. Ruslar öteden beri Osmanlı İmparatorluğunu parçalamayı ve mirasına konmayı amaçlıyordu. Bunun için Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşayan Hıristiyanları koruması altına almak istediği, Sırp, Karadağ ve Bulgarları kışkırtarak ayaklandırmıştır. Bunlar için kabul edilemez bir takım istekleri Osmanlı Devletince geri çevrilince, Ruslar 1877 Nisanında savaş ilan etti. Türk ordusu Pilevne'de Osman Paşa ve Şipka geçitlerinde Süleyman Paşa, dünyanın gözlerini kamaştıracak kadar, kahramanca savaştılar, buna karşın yine de Ruslara yenik düştüler. Rus ordusu 20 Ocak 1878'de Edirne'yi ve 21 Ocak 1878'de Uzunköprü'yü işgal etti.
 Uzunköprü halkı bu kez Ruslardan büyük kötülükler, işkenceler gördü, pek çok devlet yapıları yıkıma uğradı. Ayastefanos antlaşması ve onu değiştiren Berlin antlaşması gereğince, Ruslar 13 Mart 1879 da Uzunköprü'yü boşalttılar. Böylece bu kez de Uzunköprü bir yıl, bir ay, 22 gün Rusların işgali altında kaldı.(devamı yarın)

Hazırlayan/Seyit SÜREN