Edirne'deki kilise ve sinagoglar-2

Ayasofya Kilisesi (Merkez) Edirne'de Ayasofya Kilisesinin olduğu tartışmalıdır.Ancak Edirne'nin Kaleiçi semtinde Ayasofya olarak tanınan ve Osmanlılar tarafından şehrin fethedildiği yıllarda cami olarak

KÜLTÜR SANAT 20.07.2015 16:54:00 0
Edirne

Bu yapı Sultan I.Murad zamanında camiye çevrilmiş ve ilk Cuma namazı da fetihten sonra burada kılınmıştır. Sultan II. Murada zamanında (1421-1451) bu kilisenin yanına bir medrese eklenmiş, Sıraceddin Mehmed Bin Ömeri Halebi buraya müderris yapılmıştır. Bundan sonra da Ayasofya Kilisesi Halebi Camisi olarak tanınmıştır. Badi Efendi’den öğrenildiğine göre kilisenin dört kemerin taşıdığı merkezi bir kubbesi varmış. Minaresi ise ahşaptanmış.

Ayasofya, 1752 yılında depremden harap olmuştur. XIX. yüzyılın sonlarında harap durumda olan bu yapının malzemesinden yararlanılmak için kalan taşları sökülmüştür. Edirne Tarihi yazarı Osman Nuri Peremeci bu yapının yeri olarak Semerciler Caddesinde, 25 Kasım Stadyumuna giden yolun solundaki geniş alanı göstermektedir. Günümüze bu yapıdan yalnızca bir fotoğraf gelebilmiştir. Bu fotoğraf Bulgar Arkeoloji Enstitüsü’ndedir. Fotoğrafa dayanılarak yapının serbest Yunan haçı plan düzeninde olduğu, ortadaki dörtgen bölümün üzerini de14 m. çapında merkezi bir kubbe örttüğü sanılmaktadır. Bu kubbenin Geç Bizans Devri özelliklerini yansıttığı konusunda Bizans Sanatı uzmanları aynı görüşte birleşmişlerdir. Haçın kollarının da fotoğrafa dayanılarak 8.50x15.20 m ölçüsünde olduğu sanılmaktadır.

Tiris İya Hares Kilisesi (Merkez)

Edirne Yıldırım Bayezıd Camisi’nin bulunduğu yerde, Tiris İya Hares Kilisesinin bulunduğunu bazı kaynaklar belirtmiştir. Ancak bu iddia kesinlik kazanamamıştır. Rıfat Osman da Edirne Rehnüması isimli eserinde Yıldırım Camisi’nin bulunduğu yerde bir kilise olduğunu ileri sürmüştür. Cornelius Gurlitt’de İtalya Ravenna’daki Galia Placidia ile benzerlik kurmuş, 440 yıllarında yapılmış olabileceğini sözlerine eklemiştir. Yıldırım Beyazıt Camisi yapılırken bu kiliseden hiçbir kalıntı ve iz kalmamıştır.

Sinaitikon Kilisesi (Merkez)

Edirne’deki bu kilise konusundaki bilgiler oldukça yetersizdir. Prof. Dr. Semavi Eyice yakın zamanlara kadar Edirne’de küçük bir kilise olduğunu söylerse de yeri konusunda tam bir bilgi verememektedir. Sina Manastırı ile ilgili olduğu sanılan kilisenin 7.70 m. uzunluğunda, 3 m. çapında bir kubbe ile örtülü olduğu C.Gurlitt’in çizdiği bir krokiden anlaşılmaktadır.

İtalyan Kilisesi (Merkez)

Edirne, Kaleiçi semtinde XIX. yüzyılın ortalarından kalmıştır. Edirne’de, özellikle Karaağaç’ta diğer yabancı devletler gibi İtalyan kolonisi de yaşıyor, diğerleri gibi İtalyanların da konsolosluğu bulunuyordu. Bu kilise dikdörtgen planlı olup moloz taş ve tuğladan bazilika planlı olarak yapılmıştır. Üç nefli olan bazilikanın üzeri ahşap bir çatı ile örtülüdür. İki katlı, bahçe içerisindeki kilisenin müştemilat binasının dört cephesinde de dikdörtgen söveli pencereleri bulunmaktadır. Bu bina Edirne Valiliği tarafından onarılmıştır. Giriş kapısı mermerden yuvarlak kemerli olup üzerinde Latince yazılı bir kitabesi bulunmaktadır. Kilise bugün harap bir durumdadır.

Ayasofya (Enez)

Enez Ayasofyası’nın yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber mimari üslubu Orta Bizans Döneminde, XII.yüzyılda yapıldığını göstermektedir.Günümüze oldukça harap bir durumda gelen bu yapı ile sanat tarihçiler ilgilenmiş ve bir çok yayında, bilimsel araştırmada yer almıştır. Orta Bizans Dönemi, yapı üslubunu gösteren Ayasofya kapalı Yunan haçı planında yapılmıştır. Zengin taş ve tuğla işçiliği ve freskleri ile de Bizans’ın önemli eserleri arasında yer almaktadır. Palaiologoslar Döneminde (1261-1453) batı yönü paye ve sütunlarla bölünmüş, ayrıca buraya kemerli bir de dış narteks eklenmiştir. Osmanlı döneminde bu narteks de bazı değişiklikler yapılmış ve sol tarafındaki bir bölüm odaya dönüştürülmüştür. Ayrıca bu dönemde yapının kuzeyine bir kapı açılmış, güneyine de mihrap ile minber yerleştirilmiştir. Kilisenin ibadet mekanı olan naos, yüksek kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür. Bu kubbe belirlenemeyen bir tarihte yıkılmış, cami olarak kullanıldığı dönemde de üzeri kiremitli ahşap bir çatı ile kapatılmıştır.Yunan haçının kollarının ortasındaki kubbe dışında kalan bölümlerin üzerinin tonozla örtülü olduğu sanılmaktadır. Yapının dış cephesindeki tuğla bezemeler Palaiologoslar Dönemi (Son Bizans Dönemi) Bizans mimarisinin tüm özelliklerini yansıtmaktadır.

Bizans döneminde freskler, mermer frizler ve mozaik döşemelerle kaplı olduğu sanılan kilise Osmanlılar zamanında kalem işleri ve kubbe eteğini çepeçevre kuşatan bir ayet ile bezenmiştir.

XX. yüzyılın başında burada yapılan araştırmalarda ele geçen bir yazıttan Bizans döneminde ayrıca Khrysospege (Altın Kaynak) ismiyle de tanındığı öğrenilmiştir. l971-1972 yıllarında burada yapılan kazı ve araştırmalar da büyük bir bölümü toprak dolgusunun altında kalan yapının üzeri temizlenmiştir. Döşemesinin kalker ve taş levhalarla kaplı olduğu, ayakta kalabilen kuzey-doğu duvarlarında yer yer freskler olduğu izlerden anlaşılmıştır. Ayrıca tuğlaların aralarına çeşitli desenler oluşturacak biçimde yerleştirilmiş örgü tekniğinde ilginç bir duvar örgüsü de dikkati çekmiştir.

Fatih Sultan Mehmet döneminde Enez, Has Yunus Bey tarafından 1456’da fethedilmiştir. Bu nedenle Enez Kilisesi camiye çevrilmiş ve Fatih Camisi olarak da tanınmıştır. Osmanlılar tarafından camiye çevrilen yapı l962 yılına kadar cami olarak kullanılmıştır. l980’li yıllarda yapı bakımsızlıktan çökmüştür. Ancak Başbakanlık Arşivindeki bir belgeden l710’da tamir edildiği öğrenilmektedir. XVIII. Yüzyılın başlarında harap olduğu bir arşiv belgesinden öğrenilmiş ve o tarihten sonra yeterince ilgilenilmemiştir.Caminin minaresi Balkan Savaşı sırasında yıkılmıştır.

 

Hazırlayan/Seyit SÜREN