Belen, “Kendi hukuk sistemlerinde masumiyet karinesi ve susma hakkını barındırmayan; ifade, din ve hareket özgürlüklerinde dünyada son sıralarda yer alan Çin Halk Cumhuriyeti Devleti, Doğu Türkistan Bölgesi’nde son yaşanan olaylarda 18 soydaşımızı öldürmüştür. Doğu Türkistan’da, oruç tutan Müslüman kardeşlerimize yönelik yapılan baskı ve engellemeler had safhaya ulaşmıştır. Bölgedeki Müslümanlar dini vecibelerini yerine getirememekte, oruçlarını tutamamakta, namazlarını kılamamaktadır. Müslüman erkekler sakal bırakamamakta, kadınların başörtüsü takması yasaklanmaktadır.”dedi.
Belen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çin Devleti’nin en büyük asimilasyon politikalarından birine maruz kalan Doğu Türkistan’da yaşayan Müslüman Türkler her türlü işkenceye maruz kalmakta ve katledilmektedirler. Her fırsatta insan haklarından bahseden sözüm ona uygar toplumlar, sıra Müslüman-Türklere geldiğinde, siyasi kaygılarla Türk-İslam düşmanlığına seslerini çıkarmamaktadırlar. Ellerine geçtiği her anda yaşanmamış olayları soykırım diye nitelendiren dünya şimdi nerededir? Doğu Türkistan’da yaşanan mezalim açık açık bir soykırımdır. Alayı birden Ermeni olanlar, meydanlarda “rabia” işareti yapan riyakârlar, asıl Rabia, Rabia Kadir’in sesini maalesef duymamaktadır. Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin ifadesiyle “Ülkücü, Doğu Türkistan’daki mezalime direnen Gök Bayraktır.” , inşallah bu mezalimin hesabını da sormayı Allah bizlere nasip edecektir. Çin Devleti’ni bir kez daha şiddetle kınıyorum”
Marmara Haber
