Trakya'daki il, ilçe ve beldelerimizi tanıyalım...

Hayrabolu'nun Tarihçesi

KÜLTÜR SANAT 26.01.2015 16:46:00 0
Trakya

 

Hayrabolu, Trakya'nın en eski yerleşim birimlerinden biridir. Türkler tarafından ilk olarak 1357 yılında fethedilmişse de kısa bir süre sonra Roma İmparatorluğu'nca geri alınmıştır. 1368 yılında Sultan I.Murad zamanında ikinci ve son olarak Roma İmparatorluğu'ndan geri alınmıştır. Bu tarihten sonra Anadolu'nun çeşitli bölgelerinden, özellikle Kayseri ve Sivas dolaylarından seçilen aileler Hayrabolu ve çevresine iskan edilmiştir. Eski adı Chariupolis'tir (Hanri-polis; Rüzgarlı şehir). Bugünkü adı ise ikinci fethinden sonra Hanripol; Hayrı-bol olarak değiştirilmiştir ve günümüze "Hayrabolu" olarak gelmiştir. Bulunan kıymetli tarihi eserlerden, tarih boyunca Makedon, Hun, Avar, Peçenek, Bulgar gibi milletlerin akınlarına uğradığı ve tarihte bu devletlerin bir yerleşim birimi olduğu belirlenmiştir. Türklerin fethine kadar en uzun süre Roma İmparatorluğu'nun sınırlarında kalmıştır. 

HAYRABOLU’YA ÇOK SAYIDA YÖRÜK BOYLARI YERLEŞTİRİLDİ

Türklerin Trakya'yı fethini sağlayan kuvvetlerin başında Yörükler gelmektedir. Orhan Bey'den başlayarak Fatih Sultan Mehmed'e kadar Osmanlı Padişahları Rumeli'nin fethinde özellikle Yörük kuvvetlerini kullanmışlardır.Yörük kuvvetlerinin komutanları ve Yörüklerin Bey'leri Tekirdağ, Hayrabolu ve Çorlu'da otururdu. İstanbul'un fethinden hemen önce bölgede Yörük Ocakları'nın sayısının 419'a kadar ulaştığı Osmanlı Arşivleri'nde mevcuttur . Fetih sonrası Anadolu'dan aileler bölgeye iskan edilirken Hayrabolu bölgesine de çok sayıda Yörük boyları yerleştirilmiştir.

Hayrabolu'ya Anadolu'dan bir çok evliya ve ahi de gelerek yerleşmiştir.İlçemizde türbesi bulunan Sarban-i Ahmet, 1535 yılında Kanuni Sultan Süleyman'ın fermanı ile Hayrabolu'da dergah açmıştır.Vefatından sonra kapanan bu dergah 1888 yılında Sultan Abdülhamid'in bir fermanı ile tekrar açılmış ve bir süre daha faaliyette kalmıştır.

AVRUPA FETİHLERİNE GİDEN TÜRK ORDUSUNUN KONAKLAMA YERİ HAYRABOLU’DUR

Hayrabolu, Avrupa'ya fetihlere giden Türk Ordusu'nun uzun süre konaklama ve karargah merkezlerinden biri olmuştur. Hayrabolu bölgesinde konaklayan ordu, hayvanların bakımlarını yapmış, askerlerini dinlendirmiş, hazırlıklarını son kez gözden geçirerek Balkanlara Avrupa'ya sefere gitmiştir.İkinci kez fethinden sonra (1368) Hayrabolu, 1829 yılına kadar işgale uğramamış, savaş görmemiştir. 1829 ve 1878 yıllarında Rusların, I.Balkan savaşında Bulgarların(1912) ve son olarak I.Dünya Savaşı'nda Yunanlıların işgaline uğramıştır. 1914 yılında Hayrabolu'yu işgal edip az sayıdaki kuvvetlerini bölgeye yerleştirerek İstanbul'a ilerleyen Yunanlılar Hayrabolu'da ve bir çok köyünde halktan masum insanları katletmiştirler. Yıllar süren çarpışmalardan sonra 14 Kasım 1922 tarihinde Yunan kuvvetleri Hayrabolu bölgesinden çekilmiştirler.

SARBAN AHMED

Doğum tarihi kesin olmamakla birlikte 1470'lerde Hayrabolu'da doğdu. Küçük yaşta okuma yazma öğrenerek tahsile başladı. Genç yaşında Hayrabolu'dan ayrılarak Yeniçeri Ocağı'nda 26. Orta'yı meydana getiren Deveci Ortası'na kaydoldu. Çalışkanlığı ve zekası sayesinde sarbanbaşılığa kadar yükseldi. Kanuni Sultan Süleyman'ın Irak seferine Sarbanbaşı olarak katıldığından bu lakapla tanındı. Sarbanbaşının anlamı devecibaşı, ordunun develi birliklerinin komutanı demektir. Irak seferine giden ordu Aksaray'a uğradı ve Sarban Ahmed Aksaray'da Pir Ali Sultan ile tanıştı. Pir Ali, Sarban Ahmed’de manevi bir kabiliyet görerek. “Dünyanın süsüne, âlâyişine gönül verme, sen dünya âlâkaları ile paslanmaya lâyık biri değilsin” diyerek onda gördüğü kabiliyeti açığa çıkarıyor ve ona dua ederek Rumeli’ye geri gönderiyor (muhtemelen askerlikten istifa ediyor) Memleketine dönmesi kısmı bazı kaynaklarda yanlış olarak Hayrabolu'ya sonradan Anadolu'dan gelerek yerleşen şair,veli.. denmektedir. Kanuni Sultan Süleyman, ordudan emekli olan Deve Kolları Komutanı için 1527'de dergah inşaası için ferman çıkardı. Çağının meşhur veli ve şairlerindendi. Hayrabolu halkından ve Hayrabolu'nun çevresinden her gün bir çok kişi şiirlerini dinlemek, nasihat istemek ve duasını almak için kendisini ziyarete gelirdi. 

Oldukça geçimsiz hanımından neden boşanmadığını soranlara: "Dostlarım! Bizim böyle bir kadına tahammül etmemiz, sevenlerimize, halkımıza verdiğimiz bir derstir: maksat, çirkin huylu insanlarla da iyi geçinebilmeyi öğrenmektir" derdi. 

1545 YILINDA HAYRABOLU’DA VEFAT ETTİ

1545 yılında Hayrabolu'da vefat etti. Ziyarete açık türbesi ilçemiz merkezindedir. Dergahı vefatından kısa bir süre sonra kapandı. 1888 yılında Sultan II.Abdulhamid'in fermanıyla tekrar açıldı ve bir süre daha faaliyetlerine devam etti. 

Sarban-ı Ahmed üzerine yıllardır çalışmalarda bulunan Zeki Özkan, Sarban-ı Ahmed'e ait günümüz Türkçesine çevirdiği kitabında, Onun 193 gazeli, 6 mesnevisi, 3 kasidesi, 5 terci-i bendi, 4 murabbası, 2 tahmisi ve 2 müseddisi bulunduğunu belirtmektedir. Eserlerinde insan sevgisi, Allah aşkı, Peygamber sevgisi, gül, bülbül ve diken motifi, mizahi anlatım, fakirliği ile övünme, dünyaya önem vermeme gibi konuları işlemiştir. 

Hazırlayan /Seyit SÜREN