KOAH tehlikeli bir hastalık mı?

19 Kasım Dünya KOAH Günü nedeniyle Tekirdağ Halk Sağlığı Müdürlüğü, hastalık hakkında bilgi vererek, korunma yolları ve tedavisini anlatan bir açıklama yaptı

GÜNDEM 11.11.2014 12:49:00 0
KOAH tehlikeli bir hastalık mı?

Tekirdağ İl Halk Sağlığı Müdürlüğü, Dünya KOAH günü nedeniyle bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “T.C. Sağlık Bakanlığı ve Türk Toraks Derneği, dünyada KOAH bilincini artırmak üzere kurulan GOLD (Global Initiative of Obstructive Lung Disease) ve Dünya Sağlık Örgütü önderliğinde ortak GARD (Global Alliance Against Chronic Respiratory Diseases) Türkiye Projesi kapsamında her yıl Dünya KOAH Günü etkinlikleri yaparak toplumumuzda KOAH farkındalığını ve bilincini artırmayı hedeflemektedir.”denildi

 

19 KASIM DÜNYA KOAH GÜNÜ OLARAK BELİRLENDİ

Bu yıl Dünya KOAH Günü’nün 19 Kasım 2014 olarak belirlendiği bildirilen açıklamada, “Hedefimiz KOAH’ın her yıl daha fazla kişi tarafından bilinmesi ve risk faktörü taşıyan kişilerin sağlık kuruluşlarına başvurularının artırılmasıdır. Bu yıl herkesin kolayca yapabileceği ‘yürüyüşü’ tema olarak seçtik.”denildi.

 

KOAH NEDİR

Daha sağlıklı bir yaşam için, KOAH olmamak için, KOAH’ın ilerlememesi için yürüme tavsiyesinde bulunan Halk Sağlığı Müdürlüğü’nce yapılan açıklamada, KOAH’ın tanımına yer verildi: KOAH [Kronik (Müzmin) Obstrüktif (Tıkayıcı) Akciğer Hastalığı] nefes yollarında mikroplarla oluşmayan bir iltihaplanmaya bağlı oluşan ilerleyici bir akciğer hastalığıdır.”bilgisine yer verildi.

 

HASTALIĞIN GÖRÜLME SIKLIĞI

KOAH, tüm dünyada önemli bir halk sağlığı sorunu olduğu belirtilen açıklamada, kamuoyu tarafından yeterince bilinmeyen bir hastalık olduğu kaydedildi. Açıklama şöyle devam etti: “KOAH’ın görülme sıklığı 40 yaş üstü yetişkinlerde %15-20’dir. Bir diğer deyişle toplumumuzda 40 yaş üstü her 5 kişiden birinde KOAH vardır. Oysa 10 KOAH hastasının sadece biri doktora başvurmuş ve doğru tanı alabilmiştir. Bu durumda, ülkemizde bulunan 3-5 milyona yakın KOAH'lı hastanın sadece 300-500 bini kendisinde hastalık olduğunu bilmektedir.”

 

TEHLİKELİ BİR HASTALIK MI?

Küresel Hastalık Yükü Çalışması verilerine göre, KOAH’ın yılda 2,9 milyon ölüme neden olduğu belirtilen açıklamada, “Günümüzde dünyada tüm ölümlerde 4. ölüm nedeni, bulaşıcı olmayan hastalıklar içinde 3. ölüm nedeni haline gelen KOAH, tüm ölümlerin de %5,5’inden sorumludur. Türkiye’de solunum sistemi hastalıkları tüm ölümler içerisinde en sık görülen 4. ölüm nedenidir ve bu ölümlerin % 61,5’i KOAH nedeniyledir. Toplumun KOAH konusunda yeterli bilgiye sahip olmaması, hastalığın erken tanısını ve etkin tedavisini güçleştirmektedir.”denildi.

 

NEDEN OLUR VE KİMLERDE GÖRÜLÜR

KOAH gelişimi için tüm dünyada en yaygın görülen risk faktörünün sigara dumanı olduğu belirtilen açıklamada şunlar kaydedildi: “Sigara içenler, içmeyenlere göre, daha fazla solunumsal şikâyetlere, daha fazla solunum fonksiyon kaybına ve daha yüksek KOAH ölüm oranlarına sahiptirler. Diğer tip tütün kullanımı (pipo, puro, nargile vb.) ve çevresel tütün dumanı da KOAH gelişimine katkıda bulunmaktadır. KOAH gelişiminde genetik risk faktörlerinin rolü henüz çok iyi aydınlatılamamış olmasına rağmen, sağlıkta eşitsizlik, özellikle biyomas (odun, tezek, kök benzeri yakıt) kullanımına ikincil iç ortam hava kirliliği ve tozlu-dumanlı işyerlerinde çalışmanın en önemli çevresel risk faktörleri olduğu bilinmektedir. Son yıllarda önemi giderek vurgulanmaya başlayan ‘fiziksel aktivitede azalma, hareketsizlik’ de artık bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir.”

 

KOAH ŞİKAYETLERİ

KOAH’da en sık görülen yakınmalar nefes darlığı, öksürük ve balgam çıkarılması olduğu belirtilen açıklamada, KOAH’lı bir hastanın şikayetleri şöyle sıralandı: “Sigara içen kişiler öksürük ve balgamı kanıksarlar ve bu nedenle doktora başvurmazlar. Nefes darlığı nedeniyle fizik aktivitede azalma ortaya çıkar. Eforda nefes darlığı çeken kişi, yol yürümek istemez, günlük işlerini azaltır, markete gitmeye çekinir ve zamanla evden çıkmamayı tercih eder hale gelir. Bu şekilde giderek artan fiziksel aktivite azalması, hastanın yaşam kalitesini bozarak hastalığın ilerlemesine neden olur, sakatlık ve ölüme yol açar. KOAH’lı hastaların %75’i yetersiz fiziksel aktivite göstermektedir. Hastalık ilerledikçe bu oran daha da yükselmektedir. Yirmi yıl boyunca izlenen KOAH’lı olgularda haftada iki saat ve daha fazla yürüyüş yapan hastalarda hem KOAH nedeniyle hastaneye başvurularda hem de bu hastalık nedeniyle ortaya çıkan ölüm oranlarında %30-40 azalma saptanmıştır. Bu nedenle, hem bu hastalığın önlenmesi hem de ilerlemesinin engellenmesinde ‘fiziksel aktivitenin arttırılması’ gerekmektedir.”

 

BU HASTALIĞIN TANISI

KOAH'ın tanısı, basit ve ağrısız bir test olan ‘nefes ölçüm testi’ ile kolayca belirlenebildiğine yer verilen açıklamada şöyle denildi: “KOAH’ın erken tanısı, hastalığa bağlı sakatlık ve ölüm oranlarını azaltacaktır. Bu nedenle, 40 yaş üstü, sigara içmiş ya da içmekte olan ve/veya meslek icabı ya da çevresel ortam gereği tozlu ortamlarda bulunan kişilerde müzmin seyirli öksürük, balgam ve nefes darlığı yakınmalarından en az birinin bulunması halinde kişinin bir göğüs hastalıkları hekimi tarafından görülüp ‘nefes ölçüm testini’yaptırması gerekir.”

 

KOAH’IN TEDAVİSİ MÜMKÜN MÜ?

KOAH ilerleyici bir hastalık olmasına karşı önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğu, KOAH’lı bir hastanın yapması gereken ilk işin ise sigarayı bırakmak amacıyla bir hekime başvurması olduğu anlatılan açıklamada şöyle tamamlandı:“Sigara bağımlılığı tedavi edilebilen bir hastalıktır. Bunun dışında, diğer zararlı toz ve dumandan uzak durulması, grip ve zatürre aşılarının yapılması ve nefes yoluyla alınan ilaç tedavisinin yanı sıra fiziksel aktivitenin önerilmesi ve uygulanmasının sağlanması; hem hastalık gelişimi, hem hastalığın ilerlemesi ve kötü sonuçlarının önlenmesinde önemli bir adımdır. Yeterli bir fiziksel aktivite için ağır egzersizlere gerek yoktur, haftanın çoğu günleri yapılan orta yoğunluktaki fiziksel aktivite yeterlidir. Herkesin yapabileceği bir aktivite olan yürüyüş, düzenli fiziksel aktivitenin sağladığı hemen tüm yararları sağlayabilmektedir. Sağlığın iyileştirilmesi ve korunması için haftanın en az beş günü, günde en az 30 dakika süre ile orta yoğunlukta fizik aktivite (örneğin yürüyüş) önerilmektedir.”

 

Marmara Haber