Bu canlar kimin beyler?

Her yıl onlarca kişiye mezar olan Karadeniz'in azgın suları kimsenin dikkatini çekmiyor. Kırklareli'nde 3, Edirne'de 3, Tekirdağ'da 6, İstanbul'da 87 ve ülke genelinde ise toplam 550 milletveki

GÜNDEM 4.08.2014 00:06:00 0
Bu canlar kimin beyler?

Her yıl onlarca insan, yaz sezonunda serinlemek için girdikleri Karadeniz’in azgın sularında hayatını kaybetti. Geride bıraktığımız Ramazan Bayramı’nda verilen canlar da yaşanan bu trajedinin adeta cabası oldu. Fakat ne belediyeler, ne ilgili valilikler, ne de milletin meclisteki temsilcileri konuyla ilgili somut bir çalışmaya imza atmadı. Oysaki sosyal devlet dediğimiz kavram, halkın başta can güvenliği olmak üzere her türlü ihtiyacını karşılamakla mükelleftir. Konuyla ilgili gazetemize açıklamalarda bulunan Kıyıköy esnafı ve vatandaşlar, bölgede boğulmalara karşı alınan güvenlik tedbirlerinin yetersiz olduğunu belirtirken, yaşanan boğulmaların çoğunun da bu durumdan kaynaklandığını dile getirdi. Kıyıköy plajlarının bakımsız olmasından şikayet eden bazı vatandaşlar ise Kıyıköy’e turistik tesisler yapılması gerektiğini dile getirdi.

 

Başta Kıyıköy ve Kastro bölgeleri olmak üzere her yıl 50’ye yakın insanın boğularak hayatını kaybetmesi ve Ramazan Bayramı’nda da 5 kişinin yaşamını yitirmesi, insan hayatının ülkemizde ne kadar ucuz olduğunu gözler önüne seriyor. 

 

 

 

KİMSE KILINI KIPIRDATMIYOR

Devletin yetkili kurumlarının bu durumun takipçisi olması gerekirken, bugüne kadar yüzden fazla insanın canına mal olan Kıyıköy ve Kastro sahillerinde yaşanan ölümlerin önüne geçilmesi adına hiç kimsenin kılını dahi kıpırdatmaması, vatandaşların “Bizim canımız bu kadar ucuz mu?” diye düşünmesine neden oluyor. Vatandaş, sokak hayvanları ve sokak olayları nedeniyle meclise defalarca soru önergesi veren milletvekillerinin, onca can kaybına rağmen boğulma olaylarını meclis gündemine taşımaması ise konuya insan hayatına verilen değerin ne kadar düşük olduğunu gösteriyor.      

GELİŞMİŞ ÜLKELERDE DURUM ÇOK FARKLI

Dünyanın gelişmiş ülkelerinde benzer durumlara rastlamak çok güç. Çünkü o ülkelerde insan hayatına verilen önemden dolayı, azgın dalgalara karşı gerekli önlemler alınıyor. Dalgakıranlar, sahil güvenlikler gibi önlemler sayesinde gelişmiş ülkelerde denizlerde boğularak yaşanan ölümlerin sayısı oldukça düşük durumdadır.

İNSANLAR KENDİLERİ AİT OLAN ALANLARA GİRMEK İÇİN ÜCRET ÖDÜYOR

Tüm bunların yanı sıra, ülkemizde hala vatandaşlar, zaten kendilerinin olan deniz ve piknik alanı gibi sosyal alanlara girebilmek için ücret ödemek zorunda kalıyor. İnsanlarımızdan yıllardır alınan bu ücretlerle dahi şimdiye kadar çoktan dalgakıran yapılabilir, yaşanan can kayıplarının önüne geçilebilirdi. Fakat hala ne saygıdeğer vekillerimiz, ne ilgili valilerimiz ne de belediyelerimiz en ufak bir önlem dahi almış değiller. 

1 AYDA 7 KİŞİ BOĞULDU

Konuyla ilgili sorularımızı yanıtlayan Kıyıköy Belediyesi Liman Bölge Plajı güvenlik görevlisi Yetkin Sezen, “Bu bölgede yaz sezonunda 4 ay süreyle üç güvenlik görevlisi olarak görev yapıyoruz. Ancak denize talebin çok yoğun olması durumunda bu sayı altıya çıkıyor. Güvenlik görevlileri olarak sabahın erken saatlerinde suyu kontrol ediyoruz. Kontrolümüz suya girilip girilemeyeceği yönünde oluyor. Eğer deniz sakin ve dalga da yok ise denize girme izni veriliyor. Denize girme izni güvenlikli bölgeler için veriliyor. Kıyıköy Bölgesi’nde boğulanlar oldu. Son bir ayda 6 kişi Selves Bölgesi’nde boğuldu. Bir kişi de belediye plajında boğuldu. O da güvenlik görevlilerinin ihtarına uymayarak güvenli bölge dışında yüzdüğü için boğuldu” dedi.

ÖLÜMLERİ CEFASI, KİRLİLİĞİ DE CABASI

İstanbul’dan ilk kez arkadaşlarının tavsiyesi üzerine Kıyıköy’e geldiğini söyleyen Sedat Kurt adlı vatandaş ise “Doğası çok güzel. Ancak plajları bakımsız. Buranın belediyesi dışarıdan gelenler için bir şey düşünmemiş. Ha buraya gelmişsin ha da normal bir deniz kıyısına gitmişsin. Hiçbir fark yok. Doğa harikası olan bir yerin plajlarının da iyi olması gerekir. Liman Bölgesi’nde insanlar için güvenli bir bölge oluşturulmuş ancak iki karış kum şeridi bile pislik içinde. Neden buralar temizlenmiyor. Ben şimdi İstanbul'a gittiğimde doğasının güzelliğinden söz edeceğim ama plajları çok berbat diyeceğim” diye konuştu.

ÇEVRE KİRLİLİĞİ HAT SAFHADA

Kıyıköy plajlarında çevre kirliliğinin had safhada olduğunu ileri süren Ali İhsan Çokan adlı vatandaş da “Ben de İstanbul’dan bir grup arkadaşımla birlikte ilk kez Kıyıköy’e geldim. Doğasının çok güzel olduğu söylendi. Plajları da güzeldir dedik ve çıktık geldik. Geldik ki ne görelim. Şu an bulunduğumuz liman bölgesi plajında çevre kirliliği had safhada. Zaten iki karışlık kum şeridi var. Belediye bir kişiyi görevlendirmiş olsa burası her gün pırıl pırıl olur. İnsan burada hasta olur. Bir daha buraya gelmeyi düşünmüyoruz. Ayrıca güvenlik önlemleri yetersiz. Bir boğulma anında müdahale edilebilmesi için bot bile yok” dedi.

CANKURTARANLARIN İKAZLARINA ALDIRIŞ ETMİYORLAR

Kıyıköy esnaflarından Adem Başlı da denizde boğulmaların Kıyıköy’e gelenlerin sayısında azalma meydana getirmediğini ve esnafı etkilemediğini söyledi. Başlı, “Boğulmalar genellikle cankurtaranın olmadığı bölgelerde meydana geliyor. Bazısı da cankurtaranların ikazlarına aldırış etmeyerek şişme botlarla güvenlikli bölgelerin dışına çıkarak açılıyor ve azgın dalgalar şişme botu alabora ediyor. Ne kadar yüzmeyi iyi bilseniz de kurtulma şansınız yok. Boğulmaların yaşandığı Selves Bölgesi’nde cankurtaran yok. Çünkü orası güvenlikli bölge değil. Bir Kıyıköylü olarak burada boğulmaların yaşanmasını istemiyoruz” ifadelerini kullandı.

KIYIKÖY’DE TRUZİM TESİSİ EKSİKLİĞİ VAR 

Boğulmalardan etkilenmediklerini ancak üzüntü duyduklarını belirten, Kıyıköylü esnaflardan Hüseyin Çınar da, “Kıyıköy'ümüz gerçekten doğa ve deniziyle çok güzel bir yer. Özellikle Kıyıköy’e yaz aylarında daha çok insanı çekmek için sahil kesiminin güvenlikli plajlarına bir takım turistik tesisler yapılmalı. Kıyıköy’e gelenler en az bir hafta kalıyor. Hafta sonları da günü birlikçiler geliyor. Bu nedenle gelenlere daha iyi hizmet verilmesi açısından bir takım yatırımların yapılması gerekiyor. Gerekli yatırımlar yapılırsa Kıyıköy daha hızlı kalkınır. Cankurtaranlar insanları güvenli bölgeler içinde yüzmeleri konusunda uyarıyor” dedi. Kırklareli’nde 3, Edirne’de 3, Tekirdağ’da 6, İstanbul’da 87 ve ülke genelinde ise toplam 550 milletvekili olmasına rağmen, yaşanan can kayıplarına karşı hiçbir tedbir alınmaması Türkiye'de insan hayatının ne kadar ucuz olduğunu gösteriyor. 

Haber / Şaban KARDEŞ, Foto / Ahmet KARDEŞ-Seyit SÜREN