Hayatı kilitleyen hastalık

Depresyondan, cinsel işlev bozukluklarına, trafik kazasından iş kazasına, hipertansiyondan çarpıntıya kadar birçok şikâyetin temelini uyku bozuklukları oluşturabiliyor. Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahi Uz

GÜNDEM 24.04.2014 14:58:00 0
Hayatı kilitleyen hastalık

HORLAMAK BASİT BİR BELİRTİ DEĞİLDİR

Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Bahadır Baykal, Horlama ve uyku apnesi olan kişilerde cinsel fonksiyon bozuklukları olabileceğini belirtiyor.

Horlamanın basit bir belirti olarak kabul etmek çok doğru olmadığını belirten Dr. Baykal hastaların önemli bir kısmında genellikle uykuda solunum durması denilen uyku apnesi ile iç içe geçmiş bir rahatsızlığın olduğuna dikkat çekti.

Uyku apnesendromu ya da hastalığı uyku sırasında tekrar eden nefes durmalarıyla kendini belli eden bir hastalık. Gece uykuda nefes durması saatte 5-15 kez oluyorsa hafif, 15'ten fazla görülüyorsa ağır uyku apnesi olarak değerlendiriliyor. Şiddetli horlama, uyku apnesendromunun en sık görülen belirtilerinden biri. Bazen komşuların duyabileceği şiddette olabilen horlamanın kısa aralıklarla kesilmesi apnelerin, bir başka deyişle vücudun nefessiz kaldığını gösteriyor. 

BELİRTİLER NELERDİR

Uyku apnesendromunda; sabahları yorgun uyanma, ağız kuruluğu, baş ağrısı, gündüz aşırı uyku hali, kilo vermede güçlük çekme, depresyon, unutkanlık, dikkat eksikliği, kolay sinirlenme, iş veriminde azalma ve cinsel isteksizlik ile erektildisfonksiyon gibi sorunlar görülebiliyor. Uzun dönemde ise; yüksek tansiyon, kalp krizi, kalp yetmezliği, kalpte ritim bozuklukları, felç ve ani ölüm riski artıyor. 

Son yıllarda yapılan araştırmalar horlamanın ve beraberinde uyku apnesinin çiftlerin cinsel hayatını, dolayısıyla da aile ilişkilerini olumsuz yönde etkilediğini ortaya çıkarıyor. Gerek ülkemizde gerekse dünyada pek çok çift yataklarını ayırmak zorunda kalıyor. Elbette bu durum çiftlerin cinsel hayatlarını olumsuz etkiliyor. Mutsuz ve sağlıksız bir cinsel yaşam süren çiftler en küçük bir sorunda şiddetle tartışıyor ve bu durum boşanmaya kadar devam edebiliyor. 

HORLAYAN KİŞİNİN SAĞLIĞI OLUMSUZ ETKİLENİYOR

Baykal açıklamasında şunları açıkladı: “Bu durum horlayan kişinin de sağlığını olumsuz etkilemektedir. Horlaması ve uyku apnesi nedeniyle sürekli uykusu bölünen ve yeterli dinlenemeyen kişiler, dikkatlerini belirli bir olaya uzun süre yoğunlaştıramıyor. 

50 yaşın üzerinde erkeklerin %50'sinde horlama, %10?unda da uyku apnesi vardır. Yani en iyi ihtimalle bile her 2 çiftten birisi uyku sorunu yaşıyor. Önemli bir noktada uyku apneli horlayan her 3 erkekten 2'sinde erkeklik hormonu etkilenmiştir. Elbette bu kişilerde testosteron dediğimiz erkeklik hormonu belirli oranda azalabileceği için cinsel açından sorunlar yaşanabilmektedir... Ancak hastalar uyku apnesi tedavisi olduktan sonra bu anlamda sorunları çözülüyor. Zaten çalışmalarda uyku apnesinin yarattığı cinsel fonksiyon bozukluklarının tedavi ile büyük ölçüde düzelebildiğini gösteriyor. Horlayan uyku apneli hastalarda aynı zamanda depresyon ortaya çıkabilir. Elbette bu durum kendini libido azalması şeklinde gösterebilir”.

EŞLER DE UYKUSUZ VE MUTSUZ

Baykal’ın açıklamasına göre, eşi horlayan ve uykuda apnesi (soluk durması) olan kadınlarla yapılan bir çalışmanın sonuçlarına göre; eşlerin % 81?i uykularından hoşnut olmadıklarını, bu nedenle de gündüzleri yorgun ve mutsuz hissettiklerini söylüyorlar. Hasta eşlerinin %70?i yataklarını ayırmayı ve başka bir odada uyumayı tercih ederken, bir kısmı uyumak için alkol aldığını bu durumunda uyku kalitesini daha da olumsuz etkilediğini belirtmişler.

Haber/ Seyit SÜREN