TÜRKİYE BİR ANDA KENDİ İÇİNE KAPANDI
Sovyetlerin dağıldığını, Türk Cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarını kazandığını ve Türkiye ile işbirliğine can attıklarını belirterek konuşmasına başlayan Bakan Işık, “Rahmetli Turgut Özal da Cumhurbaşkanı olarak o dönemde Türk Cumhuriyetleri ile Türkiye'nin arasını, ilişkilerini güçlendirmeyi ve o ülkelerin doğal kaynakları ile insan kaynaklarını birleştirmeyi istiyordu. Özal, böylece Türkiye'yi ve bölgeyi kısa zamanda ayağa kaldıracağına inandığını belirterek, iddialarına ilişkin ciddi kaynaklar gösterdi. Eğer o gayretler sonuç verseydi, o zaman Türkmen gazını kullanıyor olsaydık, acaba gazın fiyatı bu günkü fiyatla aynı mı olurdu?” diye sordu. 1950'lerin sonunda bebek davası köpek davası denip hükümete yönelik operasyon yapıldığını anımsatan Bakan Işık, “Nasıl dünya 70'leri Ar-Ge’yle bilimle, teknoloji ile geçirirken biz birbirimizle uğraşarak geçirdiysek, 90'ların hemen başında da Türkiye'nin bu fırsatını değerlendirmemesi için terör bir anda fırladı. Türkiye bir anda kendi içine kapandı. O bölgede büyük değişim ve dönüşümü ıskaladı. Güney Kore-Türkiye karşılaşmasını yaptığımız zaman maalesef bu gün ne kadar geride kaldığımızı görüyoruz" ifadelerini kullandı.
CANIMIZ PAHASINA ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEÐİZ
Türkiye'nin 2002 yılından sonra istikrarla önemli adımlar attığını kaydeden Bakan Işık, ihracatın arttığını milli gelirin 230 milyar dolarlardan 800 milyar dolar sınırına geldiğini dile getirdi. Bakan Işık, "Kişi başına düşen milli gelirimiz 3 bin 300 dolardan 10 bin 500 dolara yükseldi. Artık Türkiye, ‘biz daha fazlasını başarabiliriz’ noktasındadır. Türkiye artık dümeni kırılmış bir gemi değildir. Hedeflerini belirlemiş, o hedefler etrafında ne yapmasını bilen ve bu noktada gerçekten önemli mücadele veren bir ülkedir" dedi. 2023'ün kendileri için çok önemli olduğunu söyleyen Bakan Işık, “2023 Cumhuriyetin kuruluşunun 100. Yılıdır. Trakya en fazla şehit kanının olduğu topraklardandır. Bu topraklar bize ecdadımızın yadigarı, gelecekteki kuşakların emanetidir. Bize bağımsız bir ülke bırakmak için ecdadımız canını verdi. Biz de çocuklarımıza güçlü ve istikrarlı bir ülke vermek için canımız pahasına çalışmaya devam edeceğiz" dedi.
KENDİ MARKAMIZI ÜRETMELİYİZ
Artık çok daha güçlü iş birliğine ihtiyaçları olduğunun altını çizen Bakan Işık, Türkiye'nin artık kendi markasını üretmesi gerektiğini ifade ederek, "Türkiye'nin yaptığı ihracatın kilogram fiyatı 1.53 dolar. Avrupa'da 7 dolara kadar çıkıyor. Her ürettiğimizi 1.5 dolara satarken Almanya 7 dolar ortalama ile satıyor. Biz biraz önce hedefleri yakalamak için mutlaka Almanya'nın sahip olduğu teknolojiye birikime sahip olmak durumundayız. Bunu da sanayicinin üstüne yıkmamalıyız. Bizim aslında güçlü bir insan kaynağımız var. Türkiye'nin en önemli zenginliği insan zenginliği, insan kaynağıdır. Türkiye'nin en fakir olduğu alanlardan biri de organizasyon kabiliyetidir. Organizasyon becerimiz var aslında ama harekete geçirecek bir irade yok" dedi. "Şimdi ortaya koyduğumuz bu anlayış üniversitelerimiz bizim bir ilin bölgenin gelişiminde motor gücü gelişimidir" diyen Işık, "Üniversiteler kendi kabuğuna çekilip, kendi içerisinde sadece teorik bilimler etrafında kalmamalıdır. Üniversitelerimiz şehirde ne oluyor, bu şehri kalkındırmamız için ne yapabiliriz. Bu şehirde üreten insanlar var sanayiler var, ticaret erbapları var. Dünyanın 190 ülkesine ihracat yapan bir sanayici iş adamı yapımız var. Ben bunlara nasıl katkı sağlayabilirim diye düşünmeliyiz. Bu birlikteliğin amacı budur. Artık 11 bin 500 dolar gelir sınırının üstüne çıkmak için mutlaka bir üst vitese geçmeliyiz" dedi.
Haber / Gökhan YILMAZ
