Gaziler Kıbrıs Hatıralarını Paylaştı

1974 Kıbrıs Harekâtı sırasında Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapan ve Gazilik unvanı ile şereflenen Türkiye Muharip Gaziler Derneği Çerkezköy Temsilciliği üyeleri, Çerkezköy ve Kapaklı Beldi

GÜNDEM 12.10.2013 19:31:00 0
 Gaziler Kıbrıs Hatıralarını Paylaştı
SUSUZLUK EN ÖNEMLİ SIKINTIMIZDI
Ali Ergün: Kıbrıs Barış Harekâtı, hayatımın dönüm noktası oldu.  Bir buçuk ay dağlarda kaldık. Bu zaman zarfında botlarımızı dahi çıkarmadık. Botlarımızı çıkardığımızda ayağımızda deri adına bir şey yoktu. Ben bir buçuk ay fazla görev yaptım. Aç kaldığımız günler oldu. Susuzluk zaten en önemli sıkıntımızdı. Usta asker olmamız nedeni ile ilk etapta silâhaltına biz alındık. 40 yıl sonra savaştığım yerleri gezmek adına Kıbrıs’a gelmiş olmam, beni bayağı etkiledi. Gezi sayesinde askerlik dönemimde merak ettiğim konulara cevap buldum. Vatanım uğruna bu gün dahi bana görev verilmiş olsa, tereddüt etmeden görev aşkıyla yine Kıbrıs’a koşarım. 
 
YAVRU VATAN FİLMİNDE BENDE BULUNDUM
Ali Andıç: Kayseri Hava İndirme Tugayı’ndan Lefkoşa’ya indirildik. Karaya iner inmez yoğun top atışıyla karşılaştık. Ömorfa’ya yöneldik. Helikopter desteği altında ilerliyorduk. Suyumuz bitmişti. Nereye gittiğimizi bilmiyorduk. Belli saatlerde mevzilere helikopterlerden yiyecek paketleri atılıyordu. Sonra helikopterlerle Pınarbaşı Havaalanına götürüldük. Bize bürokratları koruma görevi verilmişti. Cüneyt Arkın ve Fatma Girik’in oynadığı Yavru Vatan filminde bende bulundum. Kıbrıs gezisi adeta ömrüme ömür kattı. Varlığım Türkiye Cumhuriyeti’ne feda olsun.
 
 
BEŞ KOMUTANIN DA ŞEHİT EDİLDİĞİNİ DUYDUK
Mehmet Er: Kıbrıs Barış Harekâtı’na Gaziantep’ten katıldım. 20 Temmuz’da gemi ile Kıbrıs, Karaoğlanoğlu’na çıktık. Her yer adeta yanıyordu. Kurşun ve havan atışları nedeni ile hiçbir yer görünmüyordu. Yoğun ateş altında toplarımızı kurmayı başardık. O gün en az 5 kere mevzi değiştirdik. Bugün Karaoğlanoğlu Müzesi olarak ziyaret edilen bina,  ilk teslim alınan yerlerden biri. İçlerinde bizim komutanımız Albay H. İbrahim Karaoğlanoğlu’nun da bulunduğu 5 kişi konuşuyorlardı. Ben sadece komutanım olan Karaoğlanoğlu’nu tanıyordum. Hepsinin de rütbeleri sökülmüştü. İşte bu görüşmeden sanırım yarım saat sonra beş komutanın da şehit edildiğini duyduk. O esnada ben sadece 50 metre uzakta bulunuyordum. Girne’yi teslim aldıktan sonra Lefkoşa’ya yöneldik. Çok yakınıma üç havan mermisi düştü. Bunlardan biriyle yaralandım. Tam 16,5 ay Kıbrıs’da askerlik yapmıştım. 
 
ARKADAŞIM KUCAĞIMDA ŞEHİT OLDU
İbrahim Çetintaş: 39. Tümen 50. Piyade Alayı 2. Topçu Taburu’nda yazıcıydım. Mersin’den Girne Çıkarma Plajına indik. Cephane araçlarında görevliydim. Lefke’den gelen tanklarla karşılaştık. Tanklardan inen askerlerle savaştık. Bu çatışmaların yaşandığı sırada H. İbrahim Karaoğlanoğlu’nun yaralandığı haberini aldık. Oysaki komutan şehit düşmüştü. Tabi bunu daha sonra öğrenmiştik. Uçakların desteği ile Ayvasilos’a ulaştık. Burası Yılmazköy’deydi. Sıçramalarımız sırasında bir arkadaşım kucağımda şehit oldu. Anılarımızı bir kez daha yaşama imkânı bulduk. Bu imkânı bize sağlayan herkese teşekkür ediyorum.
 
BURADA ASKERLİK YAPMADIĞIM HALDE DUYGULANDIM
İlyas Çalışkan: Ben Güneydoğu gazisiyim. Kıbrıs Gazileri ile bir arada olmak çok güzel. Sonuçta hepimiz aynı duyguları yaşadık. Ben köy devriyesi görevim esnasında kaza sonucunda sakat kaldım. 14 aylık askerken yaşadığım kaza sonucunda tekerlekli sandalyeye mahkûm oldum. İçinde bulunduğumuz durumu ancak yaşayanlar anlayabilir. Söz konusu vatan olunca insan bir şekilde teselli buluyor. Kıbrıs’ta etkilendiğim çok şey oldu. Ben burada askerlik yapmadığım halde duygulandım.
 
 
 
BİRÇOK ASKERİ KURTARDIK
Seyfettin Akış: Mersin Savaş İstikam birliğinin askeriydim. 24 Temmuz’da Karaoğlanoğlu’na çıktık. 4 gün Girne’de kaldık. 2. Harekâtta Girne’ye gittik. Ben mayın temizleme vazifesiyle görevlendirildim. Birçok askeri kurtardık.
 
 
 
 
 
 
 
ÇOCUK BİR DAHA GERİ DÖNMEDİ
Fevzi Coşkunöz: Kayseri Hava İndirme Tugayı’nda görevliydim. Erkinet Havaalanından 17. atlayışımı C-47 uçağı ile Kıbrıs’a yaptım. Lefkoşa’nın kuzeyine ineceğimizi söylemişlerdi. Hedefimiz Gönyeli Alayına takviyeydi. Karaya iner inmez bir çukura sığındık. Bir çocuk bize su getirdi. Tekrar su getirmek için yanımızdan ayrıldı. Ne var ki çocuk bir daha geri dönmedi. Çocuğun vurulduğunu sanıyorum. Ben dizimden yaralanmıştım. Harekâttan geri kalmamak için diz kapağımın kırıldığını kimseye söylemedim. Boğaz Köyü’ne vardık. Gönyeli’den Rum tanklarının geldiğini öğrenince mevzilendik. Kopan botlarımın altlarını iple bağlayarak fundalıkları geçebildim. Ortalık cehenneme dönmüştü. Atılan top mermisi nedeni ile kulak zarlarım patlamıştı. Ozanköy’de ki çatışmalarda dört kişinin öldüğünü söylemişlerdi. Bunların içinde Hüseyin Tiran da vardı. Onun şehit olduğunu görmüştüm. Kendisini sırtıma alarak arabaya taşıyan bendim. Hatta terhis olduktan sonra ailesini dahi aramayı denedim. Tabi kimseye ulaşamamıştım.  Harekatın üzerinden 35 yıl geçmişti. Çerkezköy Gaziler Derneği’nin açılışı sırasında yakamdan sıkıca tutan birisi oldu. Bu kişi Hüseyin Tiran’dı. Zorlukla kendisini tanıyabildim. Dört arkadaşımın şehit edildiği gün bunların arasında Hüseyin Tiran yokmuş. Şehit olan kişi Kazım Turanmış. Derneğin açılışında Hüseyin Tiran’ı görünce çok kötü olmuştum. Düşmemek için birilerine tutundum. Bunun adına heyecan mı denir sevinç mi anlatmakta zorluk çekiyorum.
 
ARKADAŞLARIMIN ÖLDÜĞÜNÜ GÖRDÜM
Sait Nar: Mamak 28. İkmal Taburu’nda askerliğimi yapmaktaydım. Önce Taşucu, daha sonra da Girne’ye gittik. Girne’de Lefkoşa Türk Mezarlığı’na geldik. Gelir gelmez çok yoğun bir havan atışıyla karşılaştık. O anı anlatmak mümkün değil. Arkadaşlarımın öldüğünü gördüm. Çok ama çok zor günler geçirdik. Ben daha fazla konuşamayacağım. Aradan çok uzun yıllar geçmesine rağmen her söz konusu olduğunda aynı acı olayları yaşıyorcasına etkileniyorum.   
 
Haber / Asim YAVUZ